ERSAN AY – ENSAR NUR | TR724 HABER
Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi (OCCRP), Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi aracılığıyla 18 binden fazla İsviçre bankası Credit Suisse hesabının kayıtlarını elde ettiğini açıkladı.
Müşterilerinin mali sırlarını çok sıkı bir şekilde koruyan İsviçre bankalarından ilk kez bu ölçekte büyük bir sızıntı elde edilirken, ortaya çıkan tablo bankanın devlet başkanları, istihbarat yetkilileri, yaptırıma uğrayan işadamları ve insan hakları ihlalcileri için nasıl milyarlarca doları elinde tuttuğunu ortaya koyuyor.
Felix Schaad, Tamedia
The Guardian, Le Monde, NDR, Miami Herald ve New York Times gazetecileri de dahil olmak üzere dünya çapında 48’den fazla medya, Süddeutsche Zeitung ve Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi (OCCRP) tarafından koordine edilen bu projede aylarca elde edilen verileri inceledi.
Veriler İsviçre bankacılık gizliliği yasalarının “ahlaksız” olduğunu söyleyen ve kimliği gizli tutulan bir muhbirden elde edildi. Muhbir, değeri toplamda 100 milyar dolardan fazla bir paraya tekabül eden ve 1940-2010 yılları arasında açılmış 18 binden fazla banka hesabı bilgilerini Süddeutsche Zeitung gazetesinin ödüllü araştırmacı gazetecileri Frederik Obermaier ve Bastian Obermayer’e iletti. İkili Panama Papers ve Paradise Papers ifşaatlarının da merkezinde bulunuyordu.
Verilerde elde edilen hesaplardan 200’ü 100 milyon İsviçre Frangından fazla bir değere sahipken, 15’e yakın hesap da bir milyar İsviçre frangının üzerinde para barındırıyor. Verilerdeki bazı hesaplar 1940’lara kadar açıkken, hesapların üçte ikisi 2000 yılından sonra açılmış. Hesaplardan bazıları bugün hala açık.
Söz konusu banka ise sızdırılan hesapların çoğunun zaten kapalı olduğunu, verilerin sızdırılmasının İsviçre finans piyasasına yönelik bir itibarsızlaştırma çabası olduğunu iddia ediyor.
İsviçre’deki Bankacılık gizliliği yasaları suçlular için koruma sağlıyor
The Guardian gazetesi Araştırma bolumu direktörü Paul Lewis’in aktardığına göre, aylarca süren titiz gazetecilik çalışmaları, Credit Suisse‘in işkence, uyuşturucu kaçakçılığı, kara para aklama ve yolsuzluğa karışan müşterileri olduğuna dair kanıtları ortaya çıkardı. Bazı müşterilere ciddi mali suçlardan mahkum edildikten sonra bile banka hesabı açmasına izin verildi.
Lewis, bu durumun hesap açılırken kaynağı açıklanamayan servetler ve fonlar hakkında bankanın gerekli araştırmaları yapıp yapmadığı hakkında şüphe uyandırdığını belirtiyor.
Verileri analiz edip yayınlamadan önce eksileri ve artıları tarttıklarını ifade eden Lewis, bir tarafta kişisel mahremiyet, gizlilik ve veri koruma sorunları ve raporlamayı sansürlemek için kullanılabilecek bir İsviçre bankacılık gizliliği yasası olduğunu, diğer tarafta ise halkın yapılan yanlışları bilme hakki olduğunu söylüyor. Elde edilen servetlerin kapsamı ele alındığında bunun kamu yararına bir ifşaat olduğunu ve gazetecilik görevlerini yaptıklarını dile getiriyor.
Öte yandan, gazeteciler ve uzmanlar, İsviçre’nin acımasız bankacılık gizliliği yasalarının, bir İsviçre bankasındaki suiistimalleri ifşa etmek isteyebilecek muhbirleri veya gazetecileri etkili bir şekilde susturduğunu söylüyor. Bu nedenle, hiçbir İsviçreli medya grubu, cezai kovuşturma riski nedeniyle yürütülen Suisse sırları soruşturmasına katılamadı.
Credit Suisse’den sızdırılan bilgilerin arasında kimlerin hesapları var?
Sızdırılan hesaplar arasında devlet başkanları, diğer siyasi figürler ve üst düzey bürokratlar dikkat çekiyor. Ürdün Kralı II. Abdullah, Mısır’ın devrik lideri Hüsnü Mübarek’in iki oğlu ve Venezuelalı hükümet yetkililerine ait hesapların yanı sıra Kazakistan Devlet Başkanı Tokayev’in de oğlu Timur için bankada hesap açtığı ve oğlunun adına İsviçre’de üç ayrı villa satın aldığı ortaya çıktı.
OCCRP, Arap Baharı’nın yaşandığı yıllarda bölgedeki Tunus, Libya, Suriye ve Yemen gibi ülkelerden birçok üst düzey hükümet yetkilisinin mal varlıklarını İsviçre bankasındaki hesaplarına aktardıklarını vurguluyor.
Eski Ermenistan Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan ve aile üyelerinin Credit Suisse’teki hesaplarında 2006-2016 yılları arasında 10 milyondan fazla İsviçre frangı tuttuğu ele geçirilen bilgiler arasında.
Yine sızdırılan verilere göre 2010 yılında Hüsnü Mübarek’in oğlu Alaa’ya ait bir hesapta 232 milyon İsviçre frangı olduğu görülüyor. Hüsnü Mübarek ile bağlantılı olan ve Credit Suisse‘in bankacılık hizmetlerinden faydalanan bir diğer isim ise yaygın işkence ve insan hakları ihlallerine karışmış, Mısır’da korkulan ir figür olan eski istihbarat şefi Omar Süleyman. Kendisi ve ortakları, 2007 yılında 63 milyon İsviçre Frangı tutan bir hesabın sahipleri olarak verilerde listeleniyor.
Ayrıca Kazakistan Devlet Başkanı Cömert Tokayev ve Nahcivan lideri Vasif Talibov’un oğulları Rıza ve Seymur’un da bankada hesap açan önemli siyasi figürler arasında olduğu görülüyor.
Venezuela’da devlet petrol şirketi Petróleos de Venezuela’yı dolandıran aralarında enerji bakan yardımcısının da olduğu üst düzey bürokratların da hesapları sızdırılan listede yer alıyor. Pakistan ve Ürdün gibi birçok ülkeden generallerin, üst düzey bürokratların ve istihbarat görevlilerinin de bankada tutmakta oldukları paralar ortaya çıktı.
2008 yılında Credit Suisse‘de bir hesap açan İsveçli bir bilgisayar teknisyeni olan Stefan Sederholm adlı bir müşteri, 2011 yılında Filipinler’de insan kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle müebbet hapis cezası almasının ardından iki buçuk yıl boyunca hesabı açık tutmayı başardı.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***