Migros’un İstanbul’un Esenyurt’taki deposunda çalışırken yüzde 8’lik zammı kabul etmeyerek eylem başlatan DGD-SEN üyesi 257 işçi, işten çıkarılmıştı.
İki haftadan uzun süredir haklarını talep eden işçiler eylemlerine dün, Tuncay Özilhan’ın Beykoz’daki evinin önünde devam etti. Eyleme müdahale eden polis, çok sayıda işçiyi ters kelepçe takarak gözaltına aldı. Migros’ta çalışan Gülabi Aksu‘nun gözaltı aracında kameralara yansıyan göz yaşları gündem oldu.
İşçilerin eylemi sonrası sosyal medyada bir tartışma başladı. İşçilerin Tuncay Özilhan’ın evinin bulunduğu yere giderek eylem yapmaları haklı mıydı yoksa değil miydi?
TARTIŞMA NASIL BAŞLADI?
Tartışma twitch yorumcusu ve fenomen Jahrein’in Twitter hesabındaki Gülabi Aksu’nun elleri kelepçeli ve ağladığı videosuna yaptığı, “Biz ne romantik milletiz. Şu twitin yorumlarına ve alıntılarına bakıyorum da… Kafayı yiyeceğim sonunda. Herkesin grev hakkı vardır ama kimsenin patronun evini basıp olayla alakasız ailesini, çoluk çocuğunu taciz etme hakkı yoktur. Grev işyerinde yapılır!” ifadeleriyle başladı.
Adam ağladı diye haklı olmuyor. Gözaltı gayet yerinde bir gözaltı. Ev basmak nedir? İyice kafayı yediniz. Sözde aydın insanlar paylaşmış bir de ah vah tüh diye. Profillerde rainbowlar falan. Sorsan ilerici progressive ama sapla samanı ayırt edemiyor. Haklıyken haksız olmak budur.
— Jahrein ⚙️ (@jahreindota) February 18, 2022
“Adam ağladı diye haklı olmuyor. Gözaltı gayet yerinde bir gözaltı” diyen Jahrein, “Ev basmak nedir? İyice kafayı yediniz. Sözde aydın insanlar paylaşmış bir de ah vah tüh diye. Profillerde rainbowlar falan. Sorsan ilerici progressive ama sapla samanı ayırt edemiyor. Haklıyken haksız olmak budur” ifadelerini kullandı.
Haklarını almak için Tuncay Özilhan’ın evinin önüne giden Esenyurt Migros depo işçileri gözaltına alınıyor!
Kanunsuz olan hak aramak değil, sefalet zammını kabul etmeyen işçileri işten atmak, gözaltına aldırmaktır.
Hakları vereceksin Özilhan!#MigrosHepimizeDüşman pic.twitter.com/z29Nuse0Om
— UMUT-SEN (@Umut_Sendikasi) February 18, 2022
GÜRKAYNAK: HUKUKTA BUNA GÖSTERİ HAKKININ KULLANIMI DEMEK ZOR
Avukat Gönenç Gürkaynak, “Linç korkusuyla kimse “konuları ayıralım, grev de gösteri de haktır, bu hak bireysel evde kullanılmaz, kullanana mevzuat uygulanırsa bunda evde oturanda kabahat bulunmaz” demiyor. Polis müdahale ederse evi basılan Tuncay Özilhan mı kabahatli? Gözyaşına da hukuka da sahip çıkmalı” paylaşımıyla tartışmaya dahil oldu.
Linç korkusuyla kimse “konuları ayıralım, grev de gösteri de haktır, bu hak bireysel evde kullanılmaz, kullanana mevzuat uygulanırsa bunda evde oturanda kabahat bulunmaz” demiyor. Polis müdahale ederse evi basılan Tuncay Özilhan mı kabahatli? Gözyaşına da hukuka da sahip çıkmalı.
— Gönenç Gürkaynak (@GurkaynakGonenc) February 19, 2022
Gürkaynak’ın bu paylaşımına akademisyen Fatih Yaşlı, “Evin “basıldığını” nereden çıkardınız tam olarak?” diye karşılık verdi. Gönenç Gürkaynak ise bu soruya, “Bireysel özel konutunuz olan evden çıkamayacağınız bir durum yaratılırsa, hukukta buna gösteri hakkının kullanımı demek zor. Evinizin basılmış sayılması ve asayişin sağlanması için oturma odanıza girilmesi aranmaz. Kabahati olan varsa ödemesi gereken bedellerden biri bu değildir” yanıtını verdi.
‘İŞÇİLERİN TOPLANDIKLARI YER KAMUSAL ALAN DEĞİL’
Bunun üzerine Fatih Yaşlı, “İşçilerin toplandıkları yer kamusal alan, özel mülk değil. patronun evi de yüzlerce polis tarafından korunuyor zaten, tehdit falan yok. kaldı ki amaç ses duyurmak, görünür olmak. mesele tamamen kimin yanında olduğunuzla ilgili yani, soyut hukukla değil” ifadelerini kullandı.
Gönenç Gürkaynak ise, “Empatiyi her insanla eşit kurabilmek gerekir. Hızla eskale edebildiğine dair tarih boyunca her milletin yüzlerce tecrübesinin olduğu bir ortamda, varsayımlara dayanmak yerine hukuka dayanmak daha sağlıklıdır. Soyut ve anlamsız bir normun hassasiyetsizliğe kalkan olması değil bu” karşılığını verdi.
‘BUZ GİBİ TOPLANTI VE ÖRGÜTLENME HAKKI’
İnsan hakları avukatı Kerem Altıparmak ise Gönenç Gürkaynak’ın aksine eylemin “hukuki” ve “haklı” olduğunu belirtti. Altıparmak, “Tüm ülke tarafından tanınan bir patronun (T. Özilhan) zenginliğinin sembolü olan villasının önünde, zam vermediği işçilerinin yaptığı protesto eylemini “ev basma”, “konut dokunulmazlığı”nı ihlal gibi tanımlayamazsınız. Bu buz gibi bir toplantı ve örgütlenme hakkı kullanımıdır” ifadelerini kullandı.
“Büyük şirketlerin kendileri ve onun yöneticileri tıpkı politikacılar gibi hayatlarını toplumsal denetime açmış kabul edilirler ve başkalarından farklı olarak bu tür protestolara da hoşgörü göstermeleri beklenir” diyen Altıparmak, polisin görevinin de bu barışçıl hak kullanımına müdahale etmemek olduğunu söyledi.
Büyük şirketlerin kendileri ve onun yöneticileri tıpkı politikacılar gibi hayatlarını toplumsal denetime açmış kabul edilirler ve başkalarından farklı olarak bu tür protestolara da hoşgörü göstermeleri beklenir. Polisin görevi de bu barışçıl hak kullanımına müdahale etmemektir.
— Kerem ALTIPARMAK (@KeremALTIPARMAK) February 19, 2022
‘KAMUYU İLGİLENDİREN BİR KONUDA EYLEM YAPIYORLAR’
Altıparmak şöyle devam etti: “Tuncay Özilhan herhangi bir kişi değil. Türkiye’nin en tanınan, bilinen iş insanlarından biri. Onu protesto edenler de kişisel bir mesele nedeniyle değil gayet kamuyu ilgilendiren bir konuda bu eylemi yapıyorlar. Şiddete başvurduklarına dair de hiçbir iddia ve delil yok.
Bu koşullarda asıl “efendim grev ayrı bu ayrı, herkes hukuka uysun” diyenlerin hukuk anlayışlarının sorgulanması lazım. Hele ki hukukçu sıfatıyla bu ayrımı yapanların..”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***