CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, cemevlerine resmi olarak ‘ibadethane’ statüsü verilmesi için toplam 20 kanunun 37 maddesinde değişiklik öngören kanun teklifini, TBMM Başkanlığı’na sundu. Cemevlerinin resmi olarak ibadethane sayılmadığı için ısınma, elektrik, su gibi giderler nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını söyleyen Şahin, “Bu sorun derhal çözülmeli, bu ayıba son verilmelidir” dedi. Şahin, ayrıca verdiği soru önergesinde de 2018 seçimleri öncesi AK Parti tarafından verilen sözleri anımsatarak, “Vaatler geçerliliğini korumakta mıdır?” diye sordu.
‘LAİKLİK İLKESİ DOĞRULTUSUNDA İBADET YERLERİNE EŞİT YAKLAŞILMALI’
Anayasa’da herkesin din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeden kanun önünde eşit olduğunu belirten Şahin, şu değerlendirmeyi yaptı: “Yaşadığımız coğrafyanın kadim inançlarından Alevi inancı tarih boyunca pek çok ayrımcılığa maruz kalmış ve hala da kalmaktadır. Alevilerin ibadet yeri cemevidir. Devlet, laiklik ilkesi doğrultusunda ülkemizde yaşayan tüm dinlerin ve mezheplerin ibadet yerlerine eşit yaklaşması gerekmektedir.”
Şahin, bu sebeple kanunlarda geçen “ibadet yeri” tanımı arasına “cemevi” ifadesi eklenerek Alevilerin ibadet yerinin net bir biçimde ortaya konulması gerektiğini belirtti. Ev ve dükkanların yanı sıra ibadethanelere de fahiş elektrik, su doğal gaz faturaları geldiğini aktaran Şahin, konuya ilişkin defalarca kanun teklifi verdiklerini anımsattı.
‘SEÇİM ÖNCESİ MALZEME EDİLİYOR, SEÇİM VAADİ OLARAK KALIYOR’
Suzan Şahin, kanun teklifinin yanında soru önergesiyle de konuyu TBMM gündemine taşıdı. Cemevleri konusunun her seçim öncesi malzeme edildiğini ve seçim vaadi olarak kaldığını belirten Şahin; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinin gerekçesinde; Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere AK Parti yöneticileri ve milletvekillerinden gelen açıklamaları da derledi. Şahin, Oktay’a şu soruları yöneltti:
“-Cumhurbaşkanı’nın Haziran 2018 seçimleri öncesi ‘demokrasimizi geliştirmeye devam edeceğiz, demokrasiyi bir üst lige çıkaracağız, cemevlerinin hukuki statü sağlayacağız’ vaadi geçerliliğini korumakta mıdır?
-AİHM’nin 26 Nisan 2016’da verdiği ‘hüküm’ gereğince cemevleri zaten hukuken ibadethane değil midir?
– Bir yerin ibadethane olup olmadığına kim karar veriyor, uluslararası sözleşmeler mi, kanunlar mı yoksa şahsınızın hükümeti mi?
– Alevilerden vatandaşlardan da alınan vergiler ile ülkedeki bütün inanç merkezlerinin giderleri karşılanırken, cemevlerinin giderleri neden karşılanmamaktadır? Bu konuda ne gibi tasarruflarınız olacaktır?
-Cemevine düzenlenen elektrik faturalarının ‘tüketici grubu/sınıfı’ kategorisinde ‘ticarethane tarifesi’ yazması ve ‘ticarethane’ aboneliği yapılmış olması hangi mevzuata dayandırılmaktadır? Cemevleri ibadethane midir yoksa ticarethane midir? Bu kararı kim vermektedir?
-Cami, mescit, sinagog, kilise gibi yerler ibadethane olarak görülüyorken cemevlerine neden ticarethane gibi denilerek abonelikler oluşturulmuştur?” (ANKA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***