Kocaeli Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutuklu Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un “cezaevinde kalamayacağı” yönündeki hastane raporunun dikkate alınmaması ve Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) tutumu birçok kesim tarafından tepki toplarken, başlatılan imza kampanyası sonucunda Tuğluk’un durumu ATK tarafından tekrar incelenmeye alınacak. Tuğluk’un 3 hafta süreyle ATK tarafından gözlem altında tutulacağı belirtilirken, kadınlar ve insan hakları savunucuları Tuğluk’un bir an önce tahliyesini istedi. İzmir Kadın Dayanışma Derneği üyeleri, kadınların mücadelesi sonucu Tuğluk’un tekrardan ATK’ye sevk edileceğini söyledi.
“Aysel Tuğluk’a Özgürlük için 1000 Kadın” imza kampanyasına İzmir’de de birçok kadın örgütü ve derneği katılarak, Tuğluk’un tahliyesi için eylem ve etkinlikler düzenliyor.
‘TÜRKİYE’DEKİ TÜM MUHALEFETE KARŞI BİR SAVAŞ HUKUKU SÜRDÜRÜLÜYOR’
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan haberde İzmir Kadın Dayanışma Derneği üyesi Sevgi Binbir, kadınların mücadelesi sonucu Tuğluk’un tekrardan ATK’ye sevk edileceğini söyledi. Binbir, Tuğluk’un gerçekçi ve geçerli bir iddiayla tutuklu olmadığını kaydederek, şu an içinde bulunduğu durumun insan hakkı ihlali içerdiğini belirtti. “Yasal görünümlü savaş blokuyla karşı karşıyayız” diyen Binbir, Türkiye’de yasal görünen kurumların, mahkemelerin bir kısmının vazifeleri olan işlerini yerine getirmediğine dikkati çekerek, “Her biri bir siyasi öç alma aracına dönüşmüş durumda. Varlık nedenlerinin dışında çalışan yapılanmalar ve kuruluşlar haline gelmişler. Gelinen noktada Türkiye’deki tüm muhalefete karşı bir savaş hukuku sürdürülüyor. Aysel Tuğluk şahsında sürdürülen politikada bundan bağımsız değil” dedi.
‘TUĞLUK’UN YANINDA OLACAĞIZ’
Tuğluk’un tekrar ATK’ye alınmasına değinen Binbir, bunun sonucunun kadınların uzun süredir sürdürdüğü mücadele ile olduğunu ifade etti. Binbir, “İmza kampanyaları yapıldı. Gerek yurt dışında gerek yurt içinde hem bireysel, hem de örgütlerin desteklediği 6 binin üzerinde imza toplandı. Ciddi bir sosyal medya kampanyası sürdürülüyor. Örgütsel olarak toplanan imzalarda İzmir’deki kadın örgütlerinin neredeyse büyük çoğunluğu imza verdi. Bireysel olarak imza verenler de var. Bunun sonucu olarak ATK’nin yeniden değerlendirme yapma zorunda hissettiğini düşünüyorum. Umarım sonucu olumlu olur. Sonuçta sessiz kalmamak her koşulda mücadeleyi sürdürmek açısından da Tuğluk’un yanında olacağız. Tahliyesini sağlayana kadar da mücadeleyi yürüteceğiz. Kadın hareketi, Aysel Tuğluk’la dayanışma göstermek için ciddi çaba sarf etti ve etmeye de devam ediyor. Tek talebimiz gerçekten bu dayanışma sonucunda tahliye olsun” diye belirtti.
‘KADINLAR YAŞADIKLARI ŞİDDETTEN DOLAYI TRAVMA YAŞIYOR’
Kadınların yaşadığı şiddetlerden dolayı çeşitli travmalar yaşadığını söyleyen İzmir Kadın Dayanışma Derneği üyesi Sevgi Akgül de bu travmaları açığa çıkartmanın yolunun birbiriyle dayanışma göstererek olduğunu dile getirdi. Akgül, “Tuğluk’un durumunu da biliyoruz. Annesiyle ilgili çok büyük acılara şahit oldu. Bundan kaynaklı hafızasını durdurma gibi bir travmaya neden oldu. Şu anda da doktor raporu olmasına ve tek başına yaşamını sürdüremeyecek olmasına rağmen devlet Tuğluk’u serbest bırakmıyor. Ulusal ve uluslararası yasalara göre de tedavi ve ailesinin yanında bulunması bir haktır. Sadece Aysel Tuğluk değil yüzlerce hasta tutuklu var” dedi.
‘TECRİT ÖLDÜRÜR, DAYANIŞMA YAŞATIR’
Kamuoyu baskıları artarsa Tuğluk’un özelinde diğer kadınlar ve bütün hasta tutuklular için tahliyelerin geçekleşebileceğine vurgu yapan Akgül, şunları söyledi: “Cezaevlerinde gerçekten korkunç bir tecrit ve yalnızlaştırma politikası yürütülüyor. Dernek olarak her zaman kadın dayanışmasından yana olduk. Kadına yönelik her türlü şiddete karşı durduk buna devlet şiddeti de dahil. Tutuklulara her şekilde ulaşmamız lazım. Kartlarla, eylemlerle, kitaplarla, sözlerle onların dışarıda sesi olmak zorundayız. Aysel Tuğluk ve bütün hasta tutuklular serbest bırakılsın. Tecrit insanı öldürür, dayanışma yaşatır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***