Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bugün Strasbourg’da toplanarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala kararıyla ilgili ihlal prosedürü başlatma konusunda yeni bir oylama yapacak.
AİHM kararlarının uygulanışının denetleyicisi olan Komite, 2 Aralık 2021 tarihinde düzenlediği toplantıda, Strasbourg Mahkemesinin Mayıs 2020’de kesinleşen Kavala kararını nasıl uygulayacağı konusunda görüş belirtmesi için Ankara’ya 19 Ocak 2022 tarihine kadar süre vermiş, konuyu 2 Şubat 2022 tarihli toplantıda yeniden ele alacağını bildirmişti.
Ankara 19 Ocak’ta Strasbourg’a ilettiği belgede, daha önce olduğu gibi, “Türkiye AİHM’nin ihlal kararını Kavala’yı serbest bırakarak tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırmıştır, Kavala şu anda başka suçlardan tutukludur” mesajı verildi.
TÜRKİYE’YE KARŞI İLK PROSEDÜR
Oylama sonucunda Bakanlar Komitesi’nde yeterli çoğunluk sağlanması halinde Osman Kavala dosyasıyla ilgili ihlal prosedürü resmen başlatılmış olacak. Bu prosedür Türkiye’ye karşı ilk, Avrupa Konseyi tarihinde de ikinci ihlal prosedürü olarak tarihe geçecek. Daha önce benzer bir prosedür sadece Azerbaycan’a karşı bir davada gündeme gelmişti.
DW Türkçe’nin aktardığına göre İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Şubat 2020 tarihli duruşmada, Gezi Davası olarak bilinen dosyada oy birliği ile Osman Kavala’nın beraatine karar vermiş, ancak Kavala hakkında, aynı gün Silivri Cezaevi’nden çıkmadan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, daha önce re’sen tahliye kararı verilen bir soruşturma kapsamında gözaltı kararı vermiş ve Kavala 19 Şubat’ta yeniden tutuklanmıştı.
Kavala’nın da yargılandığı davada 17 Ocak 2022 tarihinde düzenlenen son duruşmada, Kavala’nın tutukluluk halinin devamına oy çokluğu ile karar verilmiş, bir sonraki duruşmanın 21 Şubat 2022’de düzenleneceği açıklandı.
AİHM MAKUL ŞÜPHE YOK DEDİ
AİHM kararında Kavala’nın “bir suç işlediğine dair makul şüphe olmadığı”, Kavala hakkında “Anayasa Mahkemesi’nin ivedi bir yargı denetimi gerçekleştirmediği”, Kavala’nın özgürlüğüne getirilen kısıtlamanın “suç işlediğine dair makul şüphe nedeniyle yetkili bir adli makam önüne çıkarılma amacından başka bir amaç ile uygulandığı” ve bu durumun “insan hakları savunucularının çalışmaları üzerinde caydırıcı etkiye sahip olduğu” sonucuna varılmıştı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***