Avusturya’nın köklü gazetelerinden, sosyal demokrat yönelimli Der Standard gazetesi, “Türkiye’de Enflasyon: Boğaz’da Kötü Yönetim” başlığıyla yayınladığı haberinde Türkiye’deki krizin yükselen piyasalardaki diğer krizlerin habercisi olabileceği belirtildi.
Yatırım danışmanı Bernhard Führer imzalı haber analizde özetle şu hususlara yer verildi: “Türkiye’de yüzde 40’a yakın bir enflasyon oranı, milyonlarca insanın satın alma gücünün tükendiği anlamına geliyor. Bu muazzam fiyat artışlarına rağmen, Erdoğan’ın baskısıyla faiz indirimleri yapıldı. Ucuz para ekonomik büyümeyi artırırken, yüksek enflasyona yol açarak Türk lirasına olan güveni daha da azaltıyor.
IMF’YE GİDİŞ KAÇINILMAZ. IMF GÜNAH KEÇİSİ OLACAK
Sonuç olarak, Türk parası o kadar devalüe edilecek ki, Türkiye artık euro ve dolar cinsinden borçlarını ödeyemeyecek duruma düşecektir. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yardımı kaçınılmaz hale gelecek ve bu çerçevede geniş kapsamlı reformlar uygulanacaktır. Buna eşlik edecek şiddetli durgunluktan ise IMF sorumlu tutulacaktır. Öte yandan Türkiye’deki ekonomik krizin yanlış yönetimi, diğer gelişmekte olan ülkelerde benzer krizler için bir “ön kıvılcıma” dönüşebilir.
ABD ve Avrupa gibi gelişmiş ekonomiler güçlü para birimlerine sahip olduklarından tahvillerini kendi para birimlerinde satmaktadırlar. Bununla birlikte, gelişmekte olan ülkelerin borçlarının neredeyse yüzde 50’si artık euro veya dolar cinsindendir. Ayrıca bu borcun yüzde 40’tan fazlası yabancı yatırımcılara ait. Gelişmiş ülkelerdeki alacaklıların çoğu, ufukta sorun göründüğünde bu borcu elinde tutmayacaktır. Bu, gelişen piyasalarda sorun çıkarsa, yabancı yatırımcıların tahvillerini satarak fiyatları aşağı çekecekleri ve faiz oranlarını daha da yükseltecekleri anlamına geliyor. Bu arada, gelişen piyasaların yerel para birimleri hızla değer kaybediyor ve bu da yabancı para cinsinden sattıkları tahvillerin faizlerini ödemeyi onlar için daha da zorlaştırıyor – bu bir kısır döngü.
ABD ve Avrupa zaten faiz artıracaklarını duyurmuşlardı. Bu adım, birçok gelişmekte olan pazar için bir sorun haline gelebilir. Bu ise gelişmekte olan ülkelerde büyük bütçe açıklarına yol açacaktır, bu ülkelerin borç sürdürülebilirliği her zamankinden daha kötü durumda bulunuyor. Geçmişte, bu koşullar sözkonusu ülkelerin çoğu için ulusal ekonomik iflasla sonuçlanmıştı.
Serbest Görüş:
dDie Zeit: AKP’li vekiller Erdoğan’dan kurtulmak için Bahçeli’yi bekliyor
dİş insanı Hayrettin Çaycı: İthalat için döviz bulamıyoruz
dİktidarın âkıbetini kızgın muhâfazakârlar belirleyecek
Erdoğan yabancı “faiz lobicileri”nden ve düşmanlarının kurduğu komplolardan söz ediyor. Çoğu zaman olduğu gibi, acı çekenler ise sıradan insanlardır. Erdoğan, 2014’ten bu yana doğal sit alanının ortasında inşa ettirdiği yaklaşık 1000 odalı yeni bir sarayında ikamet ediyor. Maliyeti? 500 milyon euro. Bu, çaresizlik içindeki halkın attığı çığlıkları duymasının zor olduğu anlamına gelir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***