New York Times gazetesi, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın akrabaları ve yakın ortakları tarafından ‘ciddi boyutta’ uyuşturucu ticareti yapıldığını yazdı.
Haberde, uyuşturucu endüstrisinin Suriye’nin yasal ihracatını gölgede bırakarak, ülkeyi dünyanın en yeni ‘narko devletine’ dönüştürdüğü kaydedildi.
Üretim ve dağıtımın önemli bölümünün Suriye’deki yönetimin en güçlü figürlerinden olan, Esad’ın küçük kardeşi Mahir Esad’ın komuta ettiği Suriye Silahlı Kuvvetleri Dördüncü Zırhlı Tümeni tarafından gerçekleştirdiği belirtildi.
En çok ticareti yapılan ürün ise Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinde popülerliği ile bilinen bağımlılık yapan uyuşturucu captagon.
Yazıda, bu maddenin Türkiye, Mısır, Yunanistan, İtalya, Fransa,Almanya gibi ülkelerde ele geçirildiği hatırlatıldı.
Haberde, hapları üreten atölyelerin, saklandıkları paketleme fabrikalarının ve ürünleri yurtdışındaki pazarlara sevk etmek için kaçakçılık ağlarının yayıldığına dikkat çekiliyor.
Uyuşturucu ticaretiyle mücadelede en büyük engel devlet
Yetkililer, bölgede uyuşturucu ticaretiyle mücadeledeki en büyük engelin, bunun arkasındaki devlet desteği olduğunun altını çiziyor.
Trump yönetimi sırasında ABD’nin Suriye özel temsilcisi olan Joel Rayburn, “Suriye hükümetinden iş birliği talep etme fikri sadece saçma. Uyuşturucu ihraç eden, kelimenin tam anlamıyla Suriye hükümeti. Uyuşturucu kartelleri işlerini yaparken başka yöne bakıyor gibi değiller. Onlar uyuşturucu karteli.” diyor.
Makalede, güvenlik birimlerinin 10 ülkede uluslararası ve bölgesel uyuşturucu uzmanları, uyuşturucu ticareti konusunda bilgi sahibi olan Suriyeliler ve ABD yetkilileri ile yaptıkları görüşmelerin sonucunda bu bilgilere ulaşıldığı aktarıldı.
Uyuşturucu ağının sinir sistemi Hasan Bilal
Dördüncü Zırhlı Tümeni’nin Tümgeneral Hasan Bilal yönetimindeki güvenlik birimini, ‘uyuşturucu ağının sinir sistemi’ olarak nitelendirildiği makalede, endüstrinin başlıca diğer figürleri arasında rejime ve Hizbullah’a yakın iş adamlarının ve soyadları sayesinde tüm yasa dışı faaliyetleri gerçekleştirebilen Esad’ın akrabalarının bulunduğunun altı çizildi.
Siyaset ve iş dünyası figürlerinin, ülke ekonomisini yıkan ve halkı fakirliğe mahkum eden iç savaş sonucunda, Amerikan ekonomik yaptırımlarını aşarak nakit paraya ulaşmak amacıyla uyuşturucu ticaretine girdiği aktarılan makalede, ülkede uyuşturucu ticaretinin yasal ihracatı geride bıraktığına işaret edildi.
Geçen yıl İtalya’da yaklaşık 84 milyon, bu yıl Malezya’da ise 94 milyon uyarıcı hap ele geçirildiği belirtilen makalede, yetkililerin ele geçirilen miktarın ticaretin çok küçük bir bölümünü ortaya koyduğunu aktardığı kaydedildi.
Bu yıl dünyada ele geçirilen 250 milyon uyarıcı hapın, 4 yıl öncesinin 18 katı olduğu vurgulanan makalede, görüşlere de yer verildi.
Captagon nedir?
Captagon, ilk olarak bir Alman ilaç şirketi tarafından dikkat eksikliği bozukluğu ve narkolepsiyi tedavi etmek için bir uyarıcı olarak üretildi. 1980’lerde, Suudi Arabistan ve diğer Basra Körfezi ülkelerindeki kullanıcılar, enerji elde etmek, korkuyu yenmek, sınavlara çalışmak, parti yapmak veya uzun mesafe araç kullanımında uyanık kalmak için bunu kullanmaya başladı.
Bağımlılık yaptığı tespit edildikten sonra, 1980’lerin sonlarında uluslararası olarak yasaklandı. Ancak bu maddennin “körfez pazarını beslemeye devam etmek için, Lübnan’ın Bekaa Vadisi’nde ve Hizbullah’ın kalesi de dahil olmak üzere yasadışı üretimine başlandığı” kaydedildi.
“Savaşçılara cesaret vermek için kullanıldı”
Suriye iç savaşı çıktığında ise, kaçakçılar, iki taraftan insanların cesaretlerini güçlendirmek için bu ilacı satmaya başladı. Suriye’de, yerel eczacılar bu maddeyi üretmeye başladı.
2015’ten bu yana yapılan operasyonlarda yetkililer, bir Suudi prensin özel jetinde, kamyonlar ve fayans yapmada kullanılan makinelerde gizlenmiş, üzüm ve portakal sevkiyatlarıyla karıştırılmış ve patates sevkiyatında gizlenmiş plastik patateslerin içine doldurulmuş captagon buldu.
Kaçakçılar, koklayıcı köpeklerin bu ürünleri bulmasını engellemek için uyuşturucuları kahve ve baharatlarla gömdü.
Uyuşturucuya Türkiye, Lübnan, Ürdün, Mısır, Yunanistan, İtalya, Fransa,Almanya, Romanya ve Malezya’da ele geçirildi.Yazıda bu ülkelerin çoğunun uyuşturucu için önemli pazarlar olmadığı ancak “körfeze giden yolda durak görevi gördükleri” ifade edildi.
En büyük pazar olarak ifade edilen Suudi Arabistan’da çay paketlerinde ve giysilerin astarlarında bu ürünün yakalandığı hatırlatıldı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***