Vatandaşların ekonomik kriz nedeniyle aç gezdiğini kaydeden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüklendi. Akşener, ‘‘Erdoğan vatandaşı aç gezerken sefa sürebilen vicdansız bir adam oldun.’’ dedi. Enes Kara’nın intiharı ve son günlerde yaşanan kadın cinayetlerini hatırlatan Akşener, kadın ve gençlerin ölümlerinin durdurulması için İYİ parti olarak her türlü katkıyı vermeye hazır olduklarını dile getirdi.
Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle:
“Haftaya çok acı haberlerle başladık. Daha hayatlarının baharındayken Enes’i, Raziye’yi ve Dilara’yı kaybettik. Enes’i hapsedildiği umutsuzluğa kurban verdik. Elinden alınan özgürlüğe, en yakınlarından gördüğü umursamazlığa ve yaşamaya zorlandığı hayatın sonucunda çıkışı intiharda bulmasına kahrolduk. Raziye ve Dilara’yı da önü bir türlü alınamayan ve alınmak da istemeyen bir şuursuzluğa kurban verdik.
Artık yeter bu ölümlerin artık durması gerekiyor senin de çocukların var, bu ölümlere benim üzüldüğüm gibi senin de üzüldüğünü biliyorum bunun siyasi bir yanı yok. Her hafta gençlerimiz ölüyor, kadınlarımız ölüyor. Ölümlerin ardından tweetler atmak yetmiyor. Gel iktidar ve muhalefet el ele verelim bu ülkenin lügatından kadın ve genç ölümlerini silelim. Ben ve partim açık gönüllülükle her türlü katkıyı vermeye hazırız”
”VATANDAŞI AÇ GEZERKEN LÜKS İÇİNDE SEFA SÜREBİLEN BİR VİCDANSIZ ADAM OLDUN”
Erdoğan, söz veriyor ama 20 yıldır sözlerinin arkasında durmuyor. Yolsuzluğun, yoksulluğun ve yasakların bayraktarı haline dönüşen, derdini söyleyeni terörist ilan eden sayın Erdoğan’ın bizzat kendisi söylüyor. Neydin ne oldun sayın Erdoğan? Eskiden bilgi sahibi insanları etrafında toplardın, şimdi ise etrafını bol maaşlı şakşakçılarla çeviren bir adam oldun. Belediye başkanlığında sokakta aç kalan insanların yardımın koşardın, şimdi vatandaşı aç gezerken lüks içinde sefa sürebilen bir vicdansız adam oldun. Geçmiş iktidarların hatalarından ders alırdın, şimdi doğruları duyamayacak kadar sağır bir adam oldun. Eskiden bilgi ve tecrübe sahibi insanları etrafında toplardın, şimdi şakşakçıları topluyorsun. Milletin yüzüne bakmıyorsun, yüzüne bakmıyorsun. MÜSİAD Başkanı bile faizlerdeki düşüşün iş dünyasına yansımadığını söyledi.
”BİR AN ÖNCE AKLINIZI BAŞINIZA ALIN”
Para politikasında ekonomideki riskleri göz ardı ederek atılan adımlar bakın nelere yol açtı? Türk Lirası, tarihinin en değersiz dönemine girdi. Sorumsuz adımlar yüzünden MB politika faizleri düştü ama diğer bütün faizler yükseldi. Enflasyon düşmedi. AK Parti’nin iş başına geldiği tarihten daha fazla enflasyon ve hayat pahalılığı var. Bizden beklenen ne? Nebati bakanın gözlerinin içine bakmamız. Bakınca ne görüyoruz? Ekonomiyi içinden çıkılmaz bir noktaya getirirken ‘Siz ancak maaşınızı kaybedersiniz’ diyerek damat bakana selam çakan empati yoksunu birini görüyoruz. Komplo teorileriyle saçmalayan bir atanmış özgüveni bırakın ekonomiyi matematik bile bilmeyen büyük bir cehalet görüyoruz. Buradan ekonomiyi yönetenlere sesleniyorum lütfen bir an önce aklınızı başınıza alın. Belli ki sizin kapasiteniz kısıtlı o nedenle size ne yapmanız gerektiğini ben söyleyeyim. İşe önce enflasyon sarmalını tersine çevirmekle başlayın.
”BANKALARIN ZORUNLU KARŞILIK OLARAK TUTTUKLARI REZERVLERLE KURA MÜDAHALE EDİYORSUNUZ”
Bakın aynı 128 milyar dolar meselesinde olduğu gibi yine gizli kapaklı işler yapmaya başladınız. Bankaların sizde zorunlu karşılık olarak tutukları rezervlerle kura müdahale ediyorsunuz, yatırım yapmak isteyen iş dünyasını dövizini bozdurmazsan sana kredi vermem diye tehdit ediyorsunuz. Yapmayın bu gizli kapaklı işlere olan merakınız ve kural tanımazlığınız ekonomiyi daha da kırılgan hale getiriyor. İlk yapmanız gereken enflasyonla mücadeleye öncelik verip ekonomideki belirsizleri ortadan kaldırmak. Bunları nasıl yapacağınızı daha önce size bu kürsüden söylemiştik. İzlemediyseniz internetten açın izleyin, feyz alın. Eğer yapamıyorsanız siz gideceksiniz, biz yapacağız.
İşsizlik verileri açıklandı. İş gücüne dahil olan 118 bin genç kadının sadece 13 bini iş bulabilmişken 105 bin genç kadın işsizler ordusuna katılmış. Kayıt dışı çalışan sayısında 688 bin kişilik artış görüyoruz. Bu kayıt dışı çalışan artışının çoğu kadın istihdamında gerçekleşmiş. AK Parti’nin yönetim modeli kadınları ve gençleri dışlayan, çağ dışı anlayıştan başka bir şey değil.
”BU UCUBE DÜZENDEN DAHA DA UTANDIM”
20 Ocak 2020’den beri, tam 79 ile gittik. Gittiğimiz her yerde, karşılaştığımız yoksulluğu, en derinden hisseden kesimlerden biri olan, gençlerimizin düşüncelerini de dinleme fırsatımız oldu. Kimi zaman ben sordum kimi zaman da onlar dertlerini haykırdı. Henüz 12 yaşında, Faizden, hiperenflasyondan, devalüasyondan bahseden çocuklarımızı; Henüz 16 yaşında, Asgari ücretin ne kadar açıklanacağını, merak eden gençlerimizi dinledim. Ailesine yük olmamak için, inşaatta çalışan, çalıştığı için, üniversite okuyamayan, imkânı olup okusa bile, işe girme umudu kalmayan, elleri kalem tutmaktan değil, tarlada çalışmaktan nasırlanan, gençlerimizle konuştum. Ülkemizin her yanını saran; kayırmacılığın, torpilin ve liyakatsizliğin karşısında, kendine bir fırsat bulamayan, fırsat bulamadıkça, ülkesinden umudunu kesen, umudu yurt dışında arayan, bu nedenle de dışlanan, suçlanan ve yok sayılan gençlerimizi, daha iyi anladım. Onlar konuştukça, onların endişelerini ve korkularını dinledikçe, yüreğimin acısı daha da derinleşti. Gençlerimizi bu hâle getiren, bu ucube düzenden daha da utandım.
”KENDİ BECERİKSİZLİĞİNİN FATURASINI, BU ÜLKENİN GENÇLERİNİN SIRTINA YÜKLEYEMEZSİN”
Bugün, ülkemizdeki çocukların yarısı, gençlerin de üçte biri, en yoksul yüzde 20’lik kesimde yaşıyor. Tam 4,2 milyon çocuk 2,1 milyon genç ve bunu içim çok acıyarak söylüyorum, 954 bin bebek, kişi başına gelirin, yılda sadece 4600 lira olduğu, en yoksul ailelerde yaşıyor. Sayın Erdoğan değerlerini hiçe sayıp, fikirlerini dinlemediğin, günde 20 liraya mahkûm edip, üstüne bir de, ‘Elinize dilinize dursun’ dediğin gençlerimizin 3’te 1’inin yoksul olduğunu biliyor musun? Resmî tanıma göre, ülkemizdeki 12,3 milyon yoksul vatandaşımızın tam 6,2 milyonunun, genç olduğunu biliyor musun? 12 milyon gencimizin 2 milyonunun, bilgisayarının olmadığını, 1,3 milyonunun, eski giysilerinin yerine, yenisini alamadığını, 1 milyonun, ikinci bir ayakkabısının olmadığını, biliyor musun? ‘Başka bir dünya mümkün’ dediğin dünya, bu mu Sayın Erdoğan? Uçan, kaçan, tüm dünyaya kafa tutan Türkiye, bu mu? Gençlere reva gördüğün hayat, bu mu? Eski Türkiye’den dem vurarak, nankörlükle, tembellikle, iş beğenmemekle suçlayarak, ‘Çıkar telefonunu göster’ nobranlığına hapsederek, onların, bu yoksulluğa razı olmalarını bekleyemezsin. Kendi beceriksizliğinin faturasını, bu ülkenin gençlerinin sırtına yükleyemezsin. Ayıptır, günahtır.
Sosyal devlet olma görevini, vakıflara, derneklere, cemaat ve tarikatlara bıraktığınız bir durumda fakir ne yapacak? Çocuğunu vakıf, dernek adı altında kurulmuş okullara, yurtlara bırakacak. Önce aileleri mahkûm ediyorsunuz, sonra çocukları. O çocukların hayallerini elinden aldınız sayın Erdoğan.
Seçim ufukta göründü. İktidarın irili ufaklı ortakları istese de istemese de, o sandık milletimizin önüne gelecek.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***