HABER ANALİZ | YUSUF DERELİ
Milletin ‘çarpıldığı’ 20 Aralık’ı ‘milat’ ilan etmişti Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamadı. TL’yi korumak için getirdikleri kur korumalı TL mevduat sistemine vatandaşların büyük ilgi duyduğunu anlatırken de, “Bireyler dövizlerini patır patır bozduruyorlar. Niye? Türkiye Cumhuriyeti’ne olan güven tesis edilmiştir. Onun için.” ifadelerini kullanmıştı.
Peki gerçekten öyle mi oldu? Rakamlar ve ‘yeni ürün’ üzerinde yapılan revizyonlar, kapsama alanının sürekli genişletilmesi Nebati’nin söylediklerinin doğru olmadığını gösteriyor. Son olarak döviz hesaplarının Türk Lirası mevduata dönüşüm esaslarında değişiklik yapıldı. Bundan böyle döviz hesaplarını TL mevduata dönüştüren şirket ve kurumlara da destek sağlanacak. Tüzel kişiler 6 ay veya 1 yıl vadeli TL mevduat hesabı açabilecek. Daha önce sadece gerçek kişiler ‘yeni’ üründen faydalanabiliyordu.
YALÇIN KARATEPE: GİDİLEN YER BELLİDİR
Ekonomist Prof. Dr. Yalçın Karatepe, söz konusu değişikliği, “İktidarın bir ekonomik modeli olduğunu iddia edenler, dün gece yapılan KKM düzenlemesine baksın. Şimdi şirketlere de bu ‘imkan sunulmuş.’ El yordamı ile ekonomiyi ‘idare etmek’ böyle bir şey işte. Gidilen yer bellidir.” diyerek yorumluyor.
Görünen o ki ‘yeni ürün’ üzerinde revizyonlar devam edecek…
Tam bu noktada Başkent Üniversitesi Finans ve Bankacılık Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşçu‘nun paylaşımına bakmakta fayda var. Geçtiğimiz günlerde KKM’nin 3 aydan uzun vadeli olmasını başarısızlığının en önemli nedeni olarak açıklamıştı. Yeni düzenleme sonrası yaptığı paylaşımda ise “Düzenlemenin ilk günü şirketlerde açabilmeli diye yazmıştım. Bugün yapılan değişiklikle şirketlerde açabilecek. Sıra 1 ay vadeli açılmasına ilişkin değişiklikte…” ifadelerini kullandı.
Önümüzdeki günlerde vadenin kısaltılması gibi bir düzenleme olma ihtimali de yüksek…
VATANDAŞLAR GÜVENMİYOR
Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan’ın dün yaptığı açıklamaya göre kur korumalı Türk lirası mevduat hesabı 24 Aralık itibarıyla 28,2 milyar lirayken, 7 Ocak Cuma akşamı itibarıyla 107,6 milyar liraya yükseldi.
Söz konusu hesaba girişlerin nereden olduğu konusunda resmi bir açıklama yok. BDDK ya da MB bugüne kadar bu konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı, yapmıyor. Sadece toplam rakam veriliyor…
İktidarın amacı, gerçek kişilere ait döviz tevdiat hesaplarının çözülmesini sağlamaktı. Ancak DTH’lerde bir azalma olmadığı, aksine artış yaşandığı BDDK’nın rakamlarıyla sabit. 17 Aralık’ta gerçek kişilerin bankalardaki döviz mevduatı 163.8 milyar dolardı. 30 Aralık itibariyle rakam 164 milyar 404 milyon dolara yükseldi. Dolayısıyla ‘yeni ürünün’ istenilen amaca ulaşmadığı net.
TL MEVDUATININ YÜZDE 6’SI
Söz konusu paraların çok önemli bir bölümünün TL mevduat hesaplarından geldiği belirtiliyor. Peki 107,6 milyar TL yeterli mi? Değil… Eğer söz konusu rakam yeterli olsaydı, iktidar ‘yeni ürünün’ kapsamını genişletmeye ihtiyaç duymazdı.
İkinci olarak söz konusu rakam toplam TL mevduatının ancak yüzde 6’sına denk geliyor. Yani rejim temsilcilerinin ballandıra ballandıra anlattıkları ve halkın büyük teveccüh gösterdiğini söyledikleri yeni ürüne DTH’den geçiş hiç yok, TL’den geçenlerin oranı ise yüzde 10 bile değil!
DOLAR YENİDEN 14 TL SINIRINDA
Rejim açısından işler hiç de beklendiği gibi gitmiyor. Dolar 14 sınırını aşmasın diye 5 kez açıktan müdahale edildi. 7,2 milyar dolar yakıldı ancak nafile; 20 Aralık’ta vatandaşın bizzat devlet tarafından çarpıldığı kur operasyonundan sonra 10,60’lara kadar gerileyen dolar yeniden 14 sınırına dayandı. Bu arada, arka kapıdan yapılan dolar satışının 9 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.
REZERVLER ERİYOR
Rejim, dövizi tutmak için yine MB’nın rezervlerini yakıyor. 17 Aralık’ta 116,5 milyar dolar olan brüt rezervler, 31 Aralık’ta 111,1 milyar dolara geriledi. Swap hariç net rezerv ise – 46,7 milyar dolardan – 56,4 milyar dolara kadar düştü. Sadece 13 günde swap hariç net rezervlerde 9,7 milyar dolarlık bir erime var.
EKONOMİ TEPE TAKLA GİDİYOR
Rejimin yeni ekonomi modeli sözleri safsatadan ibaret. Ekonomistlere göre de ortada bir ekonomi modeli vs. de yok. İktidarın gün aşırı politika değişikliği ve kafalarına göre yaptıkları ‘revizyonlar’ da ekonomistleri doğruluyor.
Önce dolar 7 TL’yi geçmesin diye milyarlarca dolar yakıldı. Kurun önü alınamayınca bu kez yüksek kur, ‘Çin modeli’ denilerek savunuldu. Bizzat iktidar, TL’nin değer kaybetmesi için elinden geleni yaptı. Enflasyonun tırmandığı bir ortada politika faizi indirildi.
‘Cari denge’ modeline dönüldü. TL değer kaybettikçe ihracat artacak, dolar girişi olacak ve cari denge fazla verecekti. İki ay cari fazla verildi. Ancak bugün açıklanan verilere göre Kasım ayında cari açık 2.68 milyar dolar oldu. Kasım’da 12 aylık cari açık 14,3 milyar dolar. ‘Değersiz’ TL’nin ihracat miktarındaki artışın olumlu etkisini yok ettiğini söylemek mümkün… Bu arada 11 ayda ülkeye giren kaynağı belirsiz para miktarı ise 19.7 milyar dolar!
AKP rejiminde sabah erken kalkan kendisini ‘ekonomist’ ilan ediyor. Bu arada, sabahtan akşama değişen ekonomi politikalarıyla ülke tepe takla gidiyor… Olan yine ‘sade’ vatandaşa oluyor…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***