Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, “Demek ki faizleri aşağı çekmenin yolu, Merkez Bankası’na emir vermek, bankalara baskı yapmak ya da “bu nasstır nass” diyerek politikaya kutsal etiketi yapıştırmak değilmiş. Aksine bunlar faizi büsbütün yükseltiyormuş…” değerlendirmesini yaptı.
Akyol yazısında, “MÜSİAD Başkanı Sayın Mahmut Asmalı’nın yüksek faizden yakınması önemlidir. Kredi faizlerinin yüzde 30’lara çıktığını hatırlatan Asmalı şöyle diyor: ‘Yüzde 14’lük politika faizi maalesef reel sektöre yansımış değil… Bizim talebimiz en azından yüzde 14 politika faizi varken bankaların masrafını koyup bunların maksimum yüzde 18-20’lerde olması herkesçe arzu ediliyor.’ Evet herkes arzu ediyor. Fakat bankaların yüzde18-20’lerde faiz verebilmesi için, daha düşük faizle mevduat toplaması lazım! O zaman da döviz tavan yapıyor.. Demek ki ekonomide emir demiri kesmiyor! İktisadi zihniyetin ilk adımı budur. İslam tarihi dahil, bütün tarihte de böyledir, piyasa laf dinlemez!” düşüncesini dile getirdi.
Akyol şu ifadeleri kullandı:
“Yüksek faiz vücuttaki kötü hastalıkların yüksek ateşi gibidir. Yüksek faizden herkes şikâyetçidir ama MÜSİAD’ın şikayetçi olmasını daha anlamlı buluyorum: Bildiriler yayınlayarak destekledikleri “faiz sebeptir” politikasının, piyasada faizi aşağıya çekmek şöyle dursun büsbütün tırmandırdığını yaşayarak görüyorlar…
Demek ki faizleri aşağı çekmenin yolu, Merkez Bankası’na emir vermek, bankalara baskı yapmak ya da “bu nasstır nass” diyerek politikaya kutsal etiketi yapıştırmak değilmiş. Aksine bunlar faizi büsbütün yükseltiyormuş…
Demek ki, faizi çok düşük seviyelere çekmenin yolu, Erdoğan’ın “Batılı kapitalist ülkeler” dediği ekonomilerde olduğu gibi Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, bütçe disiplini, seçimlere değil uzun vadeli verimliğe ve teknolojiye yatırım yapmak gibi ‘rasyonel’ politikalarmış…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***