“Kalmak istiyorum çünkü burası benim evim. Gitmek istiyorum çünkü insanca bir hayat arzuluyorum” diyor 28 yaşındaki doktora öğrencisi Berna Akdeniz.
Ankara’da yaşayan Berna işitme engelli bir öğrenci. Duyabilmek için biyonik kulak olarak da bilinen koklear implant cihazına ihtiyacı var. Bu, ileri ya da çok ileri işitme kaybı yaşayan bireyler için kullanılan bir yöntem.
Son dönemde Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve yüksek enflasyon nedeniyle tıbbi cihaz ithalatında yaşanan sıkıntılar Berna’yı da kaygılandırıyor.
Türkiye’deki hayatının iyi olduğunu, mutlu olduğunu söyleyen Berna, “Ancak balonun dışına çıkınca sorunlar başlıyor” diyor.
“Cochlear ofisi Ocak ayından itibaren ürün temin edemeyeceğini açıkladı. Açıklamada yer alan ifade şöyle: ‘Son dönemde yaşanan yüksek enflasyon ve artan döviz kurları nedeniyle, Ocak ayından itibaren ürün tedarikine devam edemeyeceğimizi üzülerek paylaşmak isteriz’. Devlet otoriteleri ile fiyat güncelleme görüşmelerine başlamak üzere olduklarını, kısa sürede çözüm bulunacağına inandıklarını belirtmişler.
“Ya devletle olan görüşmelerde anlaşmaya varılmazsa? Bu olasılık bile ben o kadar korkutuyor ki. Duyamama olasılığının sadece varlığı bile beni üzüyor..”
Gitmek mi, kalmak mı? Türkiye’de özellikle gençler arasında sıklıkla tartışılan bir konu bu.
Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, enflasyonun son 19 yılın en yüksek seviyesine çıkması, geçim sıkıntıları, gıda, ulaşım gibi temel ihtiyaçlarda artan fiyatlar tetikleyici faktörlerden.
Düşük gelirli ev halkları günü kurtarma, hayatta kalma derdinde, daha yüksek gelir gruplarından bazı kesimler de bütçelerini ülke dışına göre ayarlama çabasında.
Sosyal medyada, chat uygulamalarında her geçen gün ülke dışında yeni hayat kurmak isteyenler için tavsiyeler içeren yeni kanallar açılıyor. Gidenler deneyimlerini paylaşıyor, gitmek isteyenler kaçış yolları arıyor.
‘Güvence istiyorum, duymak istiyorum’
Berna henüz gitme kararı alanlardan değil, ama Avrupa’da yaşama ihtimali hala aklında.
“Birçok Avrupa ülkesinde koklear implant kullanıcılarının devletten daha rahat destek alabildiklerini, koklear implantlarında sorun olunca firmaya ulaşmada ve firmadan destek almada daha kolay bir süreç yaşadıklarını öğrenmiştim” diyor Berna ve ekliyor:
“Hayatımda şans yüzüme gülmüşken, iki kulağımda da koklear implant sayesinde sesleri duyabiliyorken şimdi yeni kazandığım bu şansı, yani duyumu kaybetmekten korkuyorum. Korkmak istemiyorum. Güvence istiyorum. Duymak istiyorum.”
Türkiye’den gitmek isteyen gençlerden biri de Gaziantep’te yaşayan 28 yaşındaki üniversite mezunu Harun Yaman.
İletişim Fakültesi, Radyo, Televizyon ve Sinema mezunu, ödüllü bir iletişimci. Mezun olduğu 2018 yılından bu yana kendi alanında iş bulamayınca farklı sektörlerde çalışmış. Şimdi de bir tekstil şirketinin depo biriminde çalışıyor.
‘Umut ve ışık görmüyorum’
“İş ve Eğitim” programıyla İrlanda’ya gitmek istiyor.
“Ülkenin geleceği adına herhangi bir ‘umut’ ve ‘ışık’ görmüyorum. Olsa bile, uzun bir süreç yaşandıktan sonra düzeleceğini zannediyorum” diyor.
İrlanda’daki programa katılabilmesi için bir ücret ödemesi gerekiyor. Cüzi bir miktarını karşılamış ama döviz kurunun yükselmesiyle geri kalan meblağı toplamakta zorlanıyor. Üstelik her gün gece saatlerine kadar çalışmasına rağmen.
“Sosyal hayatım yok zaten. Yanlış politikalar yüzünden giderek fakirleşmemiz, alım gücümüzün düşmesi, vatandaşlar arasında ayrımın yaşanması… Buna benzer bir çok sorun ortaya çıktı” diyor Harun.
Ülke dışında hayat kurmak isteyenlerin oranı yüzde 70’in üstünde
Resmi verilere göre Türkiye’den ayrılanların çoğu 25-29 yaş aralığında.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), geçen sene yayımlanması planlanan 2020 Uluslararası Göç İstatistiklerini ertelediğini duyurdu.
TÜİK’in 2019 verilerine göre o yıl, bir önceki yıla kıyasla %2 artışla, 330 binden fazla kişi Türkiye’den ülke dışına göç etti. Bu sayı Türk vatandaşları ve yabancı uyruklu nüfusu kapsıyor.
Yeditepe Üniversitesi ve MAK Danışmanlık’ın Ağustos 2020’de yayımladığı araştırmaya göre eğitim ve iş amaçlı başka ülkede geçici olarak yaşama fırsatı tanınırsa Türkiye’den ayrılacaklarını söyleyen gençlerin oranı %76.
Kalıcı olarak başka bir ülkenin vatandaşlığı verildiğinde Türkiye’yi terk edeceklerini söyleyenlerin oranı da %64.
Türkiye gibi birçok farklı ülke de Covid-19 salgını sonrası ekonomik sıkıntılar yaşadı, ama döviz ve enflasyon Türkiye’deki durumu biraz daha sıkıntılı hale getirdi.
‘Türkiye’den kesinlikle yeni bir göç akını var’
Göç konularında uzman İngiltere merkezli akademisyen Prof. İbrahim Sirkeci, Türkiye’deki durum için toplumsal ve siyasi faktörlerin etkili olduğunu söylüyor.
BBC’nin sorularını yanıtlayan Prof. Sirkeci, “Türkiye’den kesinlikle yeni bir göç akını var” diyor.
“Toplumda büyük bir kesim geleceğe dair umudunu kaybetti çünkü siyasi iktidarın dışında tutulduklarını hissettiler, yalnızca parlamento veya parlamenter seçimler olarak değil. İktidarın her anlamıyla dışlandıklarını düşündüler. Buna girişimciler, iş insanları, sanatçılar, akademisyenler dahil.”
Türkiye’den ülke dışına sığınma başvurusunda bulunanların sayısı son dönemde, pandeminin en ağır yaşandığı yıl 2020 hariç, arttı.
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre, son 10 yılda Avrupa ülkelerine sığınma başvurusunda bulunan Türk vatandaşlarının sayısı ikiye katlandı. En çok başvuru 2019’da yapıldı, sayı 25 bine yakındı.
Diğer yandan Türkiye, başta Suriye’den olmak üzere en çok göç alan ülkeler arasında.
Prof. Sirkeci, “Türkiye aynı zamanda diğer gelişmekte olan ülkelerden daha çok göç veren tek OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) ülkesi, tek sanayileşmiş ülke, Irak, Afganistan ve Suriye dışında. Bu yeni bir akım” diyor.
“Ben bunu Erdoğan-karşıtı sürgünler olarak tanımlıyorum. İnsanlar özellikle bu siyasi yapıdan kaçıyor.”
Hükümet ne diyor?
Hükümet ise Türkiye’nin genç beyinlerinin “kaçtıkları” ifadesini reddediyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, geçen yıl Ekim ayında bir forumda yaptığı konuşmada “Yurt dışına gitme hevesi, eğitimli gençlerde daha fazla. Gençlerdeki bu arzunun olması doğal. ‘Türkiye’den kaçmak istiyorlar’ diye bakmamak lazım. Gençler dünyayı tanımak istiyorlar. Dünyayı tanıyacak bilgiye ve donanıma sahipler” demişti.
Eğitimli, donanımlı ve yetenekli gençlerden biri olan doktora öğrencisi Berna da Türkiye’den gitmeye karar verirse, bunun onun için alacağı en zor kararlardan biri olacağını düşünüyor.
Çünkü Türkiye için ve kendi hayatı için hayalleri hala sınırlar içinde:
“Hayal kırıklıklarının politik algılanması beni üzüyor. Hayallerim, akademik hayatta ve iş hayatında kadınların daha çok yer alabilmesi.
“Şahsi olarak hayalim, belki gereksiz olacak ama, burada bir aile kurabilmeyi hayal ettiğimi söylemek isterim.
“Çocuğumun evimde, bu ülkenin doğal güzelliklerini tanıyarak büyümesini isterim.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***