HABER-ANALİZ | M. AHMET KARABAY
Ümit Özdağ, yeni siyasetçi eski akademisyen. Akademisyenlik unvanını da şimdilerdeki gibi işportadan almadı. Özdağ, Almanya’da Münih Üniversitesini bitirdi ve sonrasında Gazi Üniversitesi’nde akademik kariyerine başladı.
20 yıllık siyasal bilimler profesörü. 26 kitap yazdı, 4 kitabın çevirisini yaptı, bildiğim kadarıyla 11 kitabın da editörlüğünü üstlendi. 300 dolayında da bilimsel makalesi var.
Özdağ, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi, Diyanet Araştırmaları Merkezi ve son olarak da 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nü kurdu. Halen bu enstitünün başkanlığını yapıyor.
Son yıllarda ise bu birikimlerinin yanına “siyasetçi kimliğini” ekledi.
Kurmay Yüzbaşı olan Milli Birlik Komitesi üyesi babası Muzaffer Özdağ’ın 27 Mayıs darbesinde Alparslan Türkeş ile birlikte hareket etmesinden olsa gerek babadan siyasete yatkınlık tarafı var.
Özdağ da akademik kariyeri boyunca hep siyasetin içerisinde yer aldı. 2006’da Devlet Bahçeli’ye karşı genel başkan adayı olarak aktif siyasete tepeden girmek istedi. Aday olacağını bilen MHP Genel Merkezi, iki gün önceden partiden ihraç ettiği için “parti adayı olmadan liderliğe oynamış biri” durumuna düşürüldü.
2011’de MHP milletvekili oldu. 2016’da ise İYİ Parti’ye geçip kurucular kurulunda yer aldı. Bu yılın ilk aylarında İYİ Parti’den istifa etti. Bu kez lideri olacağı partiyi oluşturdu. 26 Ağustos 2021’de halen genel başkanlığını yaptığı Zafer Partisi’ni kurdu.
PARTİSİNDEN ÇOK GÖÇMEN DÜŞMANLIĞI TARTIŞILIYOR
En başta da ifade etmeye çalıştığım gibi, Ümit Özdağ birikimli, konuşmasını bilen, sözünü etkili söyleyen bir isim. Ancak kendi partisini kurduktan sonra adı “göçmen düşmanı” olarak özellikle de “Suriyeli düşmanı” olarak anılmaya başladı.
Özdağ, İzmir’de parti çalışmalarını sürdürdüğü sırada bir Suriyelinin açtığı kuyum mağazasına girdi. Sahibinin Suriyeli olduğundan emin olduktan sonra kimlik kontrolü yaptı, vergi levhasını istedi.
7 sene önce Türkiye’ye gelmiş. Türkçesi çok az. Vatandaşlık almış. Üstüne silah ruhsatı. Şanlıurfa’dan aldığı kuyumculuk kimlik kartı ile İzmir’de kuyumcu dükkanı açmış. Bunlardan 900 bin tane daha var. Türkiye, tehlikenin farkında değil misin? pic.twitter.com/jwCfa8H0JQ
— Ümit Özdağ (@umitozdag) December 27, 2021
Ümit Özdağ, kuyumcuda 8 dakika kaldı. İçeride yaşananları, ekip arkadaşlarının hazırladığı 76 saniyelik bir videoyu kendi sosyal medya hesabından bir notla paylaştı:
“7 sene önce Türkiye’ye gelmiş. Türkçesi çok az. Vatandaşlık almış. Üstüne silah ruhsatı. Şanlıurfa’dan aldığı kuyumculuk kimlik kartı ile İzmir’de kuyumcu dükkanı açmış. Bunlardan 900 bin tane daha var. Türkiye, tehlikenin farkında değil misin?”
Videoyu izlediğinizde kimlik talep edip teftiş yapması dışında son derece nezaketli bir tavrı var gibi. Ama bu görüşmeye ilişkin paylaştıkları tüyler ürperten cinsten. Suriyeli kuyumcu Mustafa’nın iş kurmasına, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmasına hele bir de silah taşıma ruhsatı almış olmasına hayli şaşırdığını ortaya koyuyor. En tehlikelisi de “Bunlardan 900 bin tane daha var” diye yazıp, “Türkiye, tehlikenin farkında değil misin?” diye soruyor.
ÖZDAĞ, FAİLLE DEĞİL MAĞDURLA UĞRAŞMAYI SİYASET SAYIYOR
Suriye’de yaşananları daha ilk günlerinden bu yana yakından takip etmeye çalıştım. Sınırın bu tarafında ve öbür tarafında oldum. Suriye’de olayların nasıl çıktığını, ilişkilerin hangi aşamada ve nasıl gerilip koptuğunu, o dönemde en tepede olan insanların ağzından özel sohbetlerde dinleyecek ortamlarda bulundum.
Suriye halkı her şeyi ile mağdur edildi. O dönemde yaygın olan tabirle ifade edeyim. “Bombalandıkları için gelmediler, gelmeleri için bombalandılar.”
Türkiye’den en tepedeki isimler sınıra kurdukları çadır kentlerin güzelliklerini ve meziyetlerini anlatıp, “Gelin” diye çağrı üstüne çağrı yaptılar. “Hele bir gelen Suriyeli sayısı 100 bin kişiyi aşsın, Esed o zaman görür” tarzında yaklaşım sergilediler.
Yuvaları başlarına yıkılan Suriyeliler ise bulundukları yerden en yakın ülkeye göçüp canlarını kurtarmaya çalıştılar. Ürdün’e, Lübnan’a ve en çok da 900 kilometreye yakın en uzun sınırı bulunan Türkiye’ye geldiler.
Yurtlarından olan Suriyelilerin pek çoğu gittikleri ülkelerde sefalete sürüklendi. Dünyanın en eski ticaret geleneğine sahip toplumlarından birisi olan Suriyelilerden bazıları da (Hz. Muhammed’in gençliğinde ticaret için gittiği yeri hatırlayalım) yeni yaşamaya başladıkları topraklarda iş kurdular.
Suriyelilerin bir kısmı bulundukları yerlerde iş insanı olurken bir kısmı adi suçlara karıştı. Hırsızlıktan, tecavüze kadar pek çok suçu işleyenleri oldu. Bunlar aylarca yıllarca kamuoyunda gündemde tutuldu.
ÖZDAĞ’IN ZİYARETİ, 3 CİNAYETTEN SONRASINA RAST GELDİ
Geçtiğimiz hafta, aynı barakada kalan 3 Suriyeli işçi İzmir’de yakılarak öldürüldü. Türkiye’de “terörist” damgası yiyen insan hakları savunucuları olmasaydı bu cinayet örtülüp gitmişti. Bu “terörist” damgası taşıyanlar bu utanç verici olayı ortaya çıkardı.
Ümit Özdağ, göçün öznesi ile uğraşmak yerine mağduru ile mücadele etme yolunu seçti. Toplumda oluşan “Suriyeli karşıtlığını” kullanarak partisine taraftar bulmaya çalışıyor.
Nitekim, Zafer Partisi liderinin Suriyeli düşmanlığı tepki topladığı kadar taraftar da buldu. Zafer Partisi’nin adını bilmeyen ama içi Suriyeli düşmanlığı ile dolu olanlar, Ümit Özdağ’ın yaptığı provokasyonlara destek verdi.
ÖZDAĞ’IN YAPTIĞINI AVRUPA’DA NEO-NAZİLER YAPIYOR
Ümit Özdağ, paylaşımının tepki toplaması üzerine bir açıklama yaptı. Kendisini eleştirenleri “stratejik salaklıkla” itham eden Özdağ, yaptığı paylaşımın doğruluğunu savundu.
Türkçe bilmeyen birinin nasıl psikolojik testi geçtiğini sorgulayan Zafer Partisi liderine şunu sormak doğru olur sanırım. Suriyeli kuyumcu Mustafa, kendisinin yaptığı stratejik provokasyonu nasıl geçtiyse psikolojik testi de öyle geçmiş olmalı.
Toplumdaki mülteci karşıtlığına oynamak için konjonktür çok uygun. Ümit Özdağ’ın bu çabaları partisini zafere taşır mı bilmiyorum. Şu bilinen bir gerçek ki Özdağ çok tehlikeli bir yarayı kaşıyor.
Özdağ’ın yaptığını yurt dışında, Almanya gibi ülkelerde Neo-Naziler yapıyor. İnanın ki Avrupa’daki hiçbir ırkçı siyasetçinin bir Türk işyerine dalıp da kimlik kontrol yaptığına ilişkin bugüne kadar bir haber okumadım.
Ümit Özdağ’ın bu provokasyon dolu paylaşımından sonra, 46 yıldan bu yana Almanya’da yaşayan İrfan Yazıcı isimli bir vatandaş, Köln’deki Türklere ait işyerlerinin olduğu bir caddenin görüntülerini paylaştı.
Kuyumcu Mustafa nezaket gösterip vergi belgesini, TC vatandaşlık belgesini ve her kuyumcuya verilen silah taşıma ruhsatını çıkarıp gösteriyor. Bu vatandaş mı tehlikeli, yoksa vergisini veren birine gidip de hiçbir görevi olmadığı halde sırf ırkçı şov uğruna bir işyerini hedef gösteren Ümit Özdağ mı daha tehlikeli?
Ümit Özdağ’ı günümüzün Kürşad’ı olarak görüp destek verenlere de şunu sormak istiyorum. Almanya’da ırkçı parti olarak tanınan AfD Başkanı Frauke Petry’nin Türklere ait bir işyerine girip bu tarz bir denetlemede bulunmasını, dahası da bunu video yapıp sosyal medya hesabından yayınlamasını nasıl karşılardınız?
Ümit Özdağ, mücadelesini son Suriyeli de Türkiye’den ayrılana kadar sürdüreceğini açık bir dille ifade ediyor.
Prof. Dr. Ümit Özdağ: “Türk halkının %90’ı ‘Suriyeliler vatandalarına dönsün’ diyor. Parmağınızı kımıldatmıyorsunuz. Saray rejimi vatandaşlık veriyor; sarı muhalefet ses etmiyor. Biz de Türk milletine söz veriyoruz. Türkiye’de bir tane Suriyeli kalmayacak.” pic.twitter.com/5uzjyuNxtA
— Ayyıldız Hareketi (@AyyildizGM) December 25, 2021
Ümit Özdağ, siyaset yapma uğruna eline geçirdiği her malzemeyi kullanmakta beis görmeyen bir yolda ilerliyor. Geçtiğimiz haftalarda Meclis Genel Sekreterliğine bilgisayarının sorun çıkardığını ve değiştirilmesini isteyen bir dilekçe yazdı.
Genel Sekreterlik de Özdağ’ın talebini değerlendirip bilgisayarını değiştirdi. Bilgisayarının değiştirildiğini gören Zafer Partisi lideri klavyenin başına geçip şu mesajı paylaştı.
“Günaydın Türk halkı, işte, çarşıda, pazarda, kahvede, okulda her nerede iseniz. Bu sabah TBMM’de basın toplantısı için odama geldim. Bilgisayarım değiştirilmiş. 600 vekilin bilgisayarı değiştirilmiş. İnsanlar aç iken bu çok ayıp bir harcama. Halka porsiyon küçült derken bu yapılmaz.”
Oysa değiştirilme işi sadece kendisi için yapılmıştı. Meclis Genel Sekreterliği de buna ilişkin açıklama yapma gereği duydu.
Ümit Özdağ, siyaset için her malzemeyi kullanma yolunda. Bu kimi zaman toplumda oluşan göçmen karşıtlığı, kimi zaman değiştirilen bilgisayarı üzerinden. Yeter ki kullanabileceği bir malzeme olsun.
Ümit Özdağ’dan iyi ki 900 bin tane yok.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***