İçişleri Bakanlığı’nca ‘alındı’ belgeleri verilmeyerek tüzel kişilik kazanması sekteye uğratılan Yeşiller Partisi’nin kuruluş başvurusunun üzerinden bir yılı aşkın süre geçti.
Hedeflerini ‘dünyamızın iyice çıkmaza giren sorunlarına doğayı merkeze alan ve toplumların hiçbir ferdini geride bırakmayan somut ve gerçek çözümler üretmek’ olarak tanımlayan Yeşiller, 21 Eylül 2020’de gerekli belgeleri İçişleri Bakanlığı’na teslim etmişti. Tüzel kişilik kazanamayan Yeşiller, daha önce hukuki süreç başlatacaklarını bildirmişti.
Baş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında temsil edilemeyen tüm ilerici partilerin de sesini Meclis kürsüsüne taşımayı bir sorumluluk olarak bildiklerini anlatarak, sözü Yeşiller Partisi eş sözcüleri Özlem Taşdemir Teke ve Koray Doğan Urbarlı’ya verdi.
Burada konuşan Teke, özetle şunları söyledi:
* Kuraklık, kıtlık, göç ve savaşların parçaladığı hayatlar yanıbaşımızda. İklim adaleti sağlanmadan en temel haklardan, demokrasi ve toplumun üstün olduğu refah toplumundan bahsedemeyiz.
* İklim krizini parti programımızın odağına alarak yola çıkmıştık. ‘Alındı’ belgesinin verilmemesi nedeniyle partimiz kurulamıyor. Biz kurucu üyeler üzerimize düşen tüm yasal yükümlülükleri yerine getirdik.
* Bu sırada Türkiye’de ekolojik krizlerin ardı arkası kesilmedi. Orman yangınları rutin haline geldi, kuraklık tarımı vurdu. Hala yolun başındayız.
* Üniversite diplomasının bile güvencesiz, düşük ücretli iş sarmalını kıramaması gençlerin geleceğe kaygıyla bakmasına ekonomik krizlerin sıradanlaştığı kalıcı umutsuzluk ikliminde çözümü yurt dışında aramasıyla son buluyor.
* Doğanın döngülerini gözeten, tüm canlıların yaşam hakkına saygı duyan yeni bir ekonomik düzen yanıbaşımızda Yeşiller’in önclüğünde filizleniyor.
* Benzer kaygılar taşıyan yapılarla beraber bu çatıyı yani Meclis’i başka türlü bir siyasetin yapıldığı, takım elbiseli erkeklerin yumruklaştığı değil, çözümlerin konuşulduğu bir adres olarak görüyoruz.
Urbarlı ise şunları kaydetti:
* Geleceği çalınan bir ülkenin Yeşiller partisiyiz. Avrupa’da kurulan son üç hükümette Yeşiller koalisyon ortağı olarak yer aldılar.
* Peki Türkiye’de ne oluyor? Türkiye’nin yetişmiş beyinleri, kalifiye insanları Yeşiller’in iktidar olduğu Almanya’ya, İsveç’e yerleşmenin yollarını arıyor. Çünkü Türkiye’de işlerin düzeleceğine dair bir umutları yok.
* Türkiye’deki Yeşiller Partisi ise Ankara’nın bürokrasi koridorlarında oyalanıyor.
* Bizler Yeşiller olarak kahin değiliz. Örneğin içinden geçmekte olduğumuz ekonomik buhrandan çıkış yolunun ekonomik sistemi değiştirmek ve topyekün bir yeşil dönüşümü gündemimizin tam ortasına almak olduğunu tahmin etmiyoruz. Bunu biliyoruz. Başka çıkış yok.
* Yoksullara, doğaya, kadına, çocuğa, sokaktaki köpeğe, evdeki kediye düşman anlayış ülkemizin kaderi olmasın diye yola çıktık.
“Büyük bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız” diyen Urbarlı, İçişleri Bakanlığı’na Anayasa’nın 68’inci maddesini hatırlattı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***