Kadıköy’de bir restoranda dün akşam meydana gelen silahlı çatışmada, birçok karanlık cinayette ismi geçen, Susurluk davası hükümlüsü Ziya Bandırmalıoğlu ve eski polis Şahin Aslan öldürüldü.
Çatışmada Susurluk davası hükümlüsü ve bir çok davada adı geçen eski özel harekat polisi Ziya Bandırmalıoğlu ile emekli polis Şahin Aslan öldürüldü. Çatışmada aralarında suç örgütleriyle bağlantılı suçlardan sabıkalı Fuat Çakıroğlu’nun da aralarında olduğu 3 kişinin de yaralandığı öğrenildi. Olayla ilgili 3 kişi gözaltına alındı.
Edinilen bilgiye göre Ziya Bandırmalıoğlu ve Şahin Arslan restoranda yemek yerken, başka bir masada oturan Fuat Çakıroğlu ile arkadaşları ile tartışmaya başladı. Karşılıklı silahlar çekildi. Bandırmalıoğlu ve Aslan, Çakıroğlu ile masada oturan diğer isimlere kurşun yağdırdı. Fuat Çakıroğlu bacağından masada oturan diğer kişiler vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandı. Sonrasında Çakıroğlu yaralı halde silahını çekerek Bandırmalıoğlu ve Aslan’ı öldürdü.
ZİYA BANDIRMALIOĞLU KİMDİR?
Ziya Bandırmalıoğlu, 90’lı yıllarda işlenen birçok faili meçhul cinayetlerde adı geçen eski bir özel hareket polisi ve Susurluk davası hükümlüsüydü.
90’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetler ve Susurluk soruşturmasından aranan eski Özel Harekat polisi Ziya Bandırmalıoğlu, 25 Ocak 2013’te Bilecik’te yakalanarak cezaevine konmuştu. Bandırmalıoğlu’nun savcıya verdiği iki saatlik ifadede cinayetlerle ilgili soruya ‘Hatırlamıyorum’ cevabını vermişti. Bandırmalıoğlu’na savcılık sorgusunda eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın’ın ve MİT Kontraterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür’ün beyanları soruldu. Savcı ayrıca 1996 yılında kaçırılan MİT muhbiri Tarık Ümit’in cesedinin yerini bilip bilmediğini sordu. Bandırmalıoğlu ise kaçırıldığı gün Tarık Ümit ile görüştüğünü doğruladı. Ümit ile tesadüfen karşılaştıklarını öne süren Bandırmalıoğlu “Bunu o dönemde hem komisyona hem mahkemeye anlattım. Hal hatır sorduktan sonra vedalaştık. Sonrasında yaşananlarla ilgili bilgi sahibi değilim” dedi.
FAİLİ MEÇHULLERİN KİLİT İSİMLERİNDEN BİRİYDİ
Bandırmalıoğlu’na 1994 yılında Ankara’da gözaltına alınan dört üniversite öğrencisinin akıbeti, Ankara’da 1994’te öldürülen Avukat Yusuf Ekinci, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Namık Erdoğan, Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın ve Avukat Faik Candan, işadamları Savaş Buldan ve Behçet Cantürk cinayetleri de soruldu.
Bandırmalıoğlu, tüm bu iddialarla ilgili olarak Susurluk davasında yargılandığını hatırlattı ve üç sayfalık ifadesinde DHKP-C, Hizbullah ve PKK’ya yönelik operasyon yaptıklarını anlattı. Bazı faili meçhul cinayetlerle ilgili İstanbul’da yer göstermelerde de bulunan Ayhan Çarkın’ın ifadelerinin dikkate alınmamasını istedi. Çarkın’ı kokain kullanmakla suçlayan Bandırmalıoğlu “Zaten psikolojik sorunları da var. Olayların üzerinden 19 yıl geçti. Dolayısıyla hiçbir şey hatırlamıyorum” dedi.
KORKUT EKEN VE İBRAHİM ŞAHİN’LE BİRLİKTE YARGILANDI
Eski özel harekat polisi Ziya Bandırmalıoğlu’nun adı son olarak 1990’lı yıllardaki faili meçhul cinayetlere ilişkin JİTEM davasında gündeme gelmişti. Bandırmalıoğlu, Ankara JİTEM davasında Mehmet Ağar’ın da arasında bulunduğu eski Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin, eski MİT’çi Korkut Eken ile Ayhan Çarkın’ın da bulunduğu eski özel harekat polisleriyle birlikte “Cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek” suçlarından yargılanıyordu. 19 sanık hakkında yerel mahkemenin verdiği beraat kararı İstinaf Mahkemesi’nde bozulmuştu, bunun üzerine dosya Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlanmıştı.
Eski MİT’çi Tarık Ümit’in kaçırılması ve öldürülmesi, Behçet Cantürk’ün öldürülmesi gibi eylemlerle suçlanan Ziya Bandırmalıoğlu bu dava kapsamında, 26 Ocak 2013’te tutuklanmış ve 27 Kasım 2013’te tahliye edilmişti.
KORKUT EKEN VE İBRAHİM ŞAHİN’LE YARGILANDI
1997 yılında Susurluk davası sanıkları arasında ve tutuklu olarak yargılanan Ziya Bandırmalıoğlu polislik mesleğinden ihraç edilmişti. Ziya Bandırmalıoğlu, İstanbul 6 No’lu DGM’de görülen Susurluk davasında, aralarında İbrahim Şahin, Mehmet Korkut Eken Ayhan Çarkın, Yaşar Öz, Haluk Kırcı ve Ayhan Akça’nın arasında bulunduğu 13 sanıkla birlikte “Halk arasında korku, endişe ve panik yaratacak şekilde, ammenin selameti aleyhine kasten adam öldürme, adam kaldırma, yağma cürümlerini işlemek üzere silahlı teşekkül oluşturdukları, teşekkül mensuplarının dağlarda, kırlarda, genel yollarda, meskûn yerlerde silahlı olarak dolaştıkları” gerekçesiyle 12 Şubat 2001’de 4’er yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Susurluk davasında verilen cezalar, 15 Ocak 2002’de Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmişti.
‘BERAAT KARARI İLE ÖDÜLLENDİRİLDİ’
Bandırmalıoğlu’nun ölümünün ardından Altındağ Nüfus Müdürü 1994’te öldürülen Meclis Baskın’ın oğlu Eren Baskın, “Ziya Bandırmalıoğlu, babam Mecit Baskın’ı öldürmek suçlaması ile 2013 yılında tutuklandı. Bu devlet tüm kanıt ve gerçekliklere rağmen bu katili beraat kararı ile ödüllendirdi. Gönül isterdi ki bu barbarlar gerçek bir yargı önünde hesap versin lakin olmadı. Üzgünüm!” açıklaması yaptı.
Ziya Bandırmalıoğlu, babam Mecit Baskın’ı öldürmek suçlaması ile 2013 yılında tutuklandı. Bu devlet tüm kanıt ve gerçekliklere rağmen bu katili beraat kararı ile ödüllendirdi.
Gönül isterdiki bu barbarlar gerçek bir yargı önünde hesap versin lakin olmadı. Üzgünüm!#MecitBaskın https://t.co/Sn4XyNugoE
— Eren Baskın (@erenbaskin) December 21, 2021
PERVİN BULDAN, “İÇİMDE FIRTINALAR KOPUYOR” DEMİŞTİ
Ziya Bandırmalıoğlu’nun 2013 yılında yargılandığı davada HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da hazır bulunmuş ve öldürülen eşi Savaş Buldan’ı hatırlatarak, “Ayhan Çarkın ve Ziya Bandırmalıoğlu geldiler.İçimde fırtınalar kopuyor” demişti.
Ayhan Çarkın ve Ziya Bandırmalıoğlu geldiler.İçimde fırtınalar kopuyor.
— Pervin BULDAN (@PervinBuldan) November 27, 2013
MMEHMET AĞAR’IN ‘TOSUNLARI’NDAN
Eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, 2015 yılında JİTEM davasında verdiği ifadede Ziya Bayramlıoğlu’ndan bahsetmişti. Eymür, dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’la görüşmesinde öldürülecek Kürt işadamları listesinden bahsettiğini belirterek, “Bu adamlar siyasi cinayetlere girecekler dedim. Mehmet Ağar ise ‘Tosunları biz Azerbaycan’a götüreceğiz’ dedi. Bu işlerden kendisinin haberinin olmaması mümkün değil. Adamı sağ olarak bırakın dedim. Haberim yok, bakacağım’ dedi. (MİT’çi) Yavuz Ataç da İbrahim Şahin ile görüştü. Bu işler uzarsa birbirimize gireceğiz dedi. Tarık Ümit çok düzgün bir adam değildi. Ama bizim için şeref meselesiydi” şeklinde konuşmuştu.
Davada avukatlar, “Ağar’ın tosunları kim?” diye sorduklarında ise Eymür “tosunları” şöyle sıralamıştı: “Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Abdurrahman Buğday, Sami Hoştan, Mehmet Gözen. Özel harekatçılardan Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Semih.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***