Almanya’nın önde gelen gazetelerinden biri olan Die Tageszeitung (taz) Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz ve yüksek enflasyonunun Türk vatandaşlarının hayatını nasıl etkilediğine dair bir haber analiz yayınladı.
Gazetenin Türkiye muhabiri Jürgen Gottsichlich imzalı haberde enflasyonun kontrolden çıkıyor olmasının halkın hayatında yol açtığı zorluklar örneklerle anlatıldı. Haberde özetle şu hususlara değinildi:
“Çarşamba sabahı elektrikli testerenin uluyan sesiyle uyandım. Pencereden baktığımda ne olduğunu anladım. Komşumuz bir yığın odun kesiyordu. Seslenince bana açıklama yaptı. Bir odun sobası satın almıştı. Romantik nedenlerle değil, doğal gaz onun için çok pahalı hale geldiği için.
İstanbul’un hemen hemen her yerinde olduğu gibi, sokağımızdaki komşuların hepsinde, yıllar önce şehrin havasının iyileştirilmesine belirleyici bir katkı sağlayan doğal gaz ısınması var. Ama şimdi evlerde odun ve kömür sobası yakıldığını gösterir şekilde pek çok baca tekrar tütüyor.
Süpermarkette bir müşteri yüksek sesle domates fiyatlarından şikayet etti. Birkaç gün önce 12 liraydı, şimdi 20 lira ödemesi gerekiyor. Türk lirasının değer kaybı tamamen kontrolden çıktı.
Diğer komşunun kızı İtalya’da okuyor. Ailesi ona her ay para gönderiyor, ancak lira, euro karşısında neredeyse her gün değer kaybettiğinden, bunu devam ettirmek giderek daha zor hale geliyor. “Yakında geri gelmesi gerekecek,” diyor baba, büyük bir üzüntüyle “artık karşılayamayız”.
İnsanlar Türkiye-Bulgar sınırından gelen haberlere çok bozuluyor. Liranın dramatik çöküşü göz önüne alındığında, yoksul Bulgarların birkaç avro ile Türkiye’de alışveriş yapması artık son derece ucuz. Tur otobüsleri, Bulgarların alabilecekleri her şeyi satın aldıkları büyük sınır kasabası Edirne’yi günlerdir akın akın geliyor. Sosyal medyada büyük tepki var.
EKONOMİK OHAL İLANI TARTIŞMASI BİR TEST BALONUYDU
Tasarruflarını zamanında ABD doları ile değiştirenlere ne mutlu. Servetleri büyüyor. Türk medyasının yakın zamanda bildirdiğine göre, tüm banka tasarruflarının yaklaşık yüzde 70’i artık döviz cinsinden.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakın bir profesör olan İzzet Özgenç’in hafta başında ‘ekonomik olağanüstü hal’i, yani hükümete geniş yetkiler veren olağanüstü hali gündeme getirmesiyle heyecan daha da arttı. Hükümetin muhalefeti bastırmak için geniş kapsamlı yetkiler kullanabileceği ve vatandaşların döviz mevduat hesaplarına yönelik müdahalelerde bulunabileceği tahminleri yürütülüyordu.
Bir Türk meslektaş öfkeyle, “Her şeyi yapmaları mümkün” dedi. Bunu kendisi yazacak olsa gazetecileri sindirme taktikleri uygulayan polisi kapısında bulur. Ekonomik çöküş hakkında kamuoyu tartışmaları, olağanüstü hal olmadan bile zordur. YouTube kanallarında sokaktaki insanların ekonomik durum hakkındaki görüşlerini yayınlayan üç genç Salı günü tutuklandı.
Üzerinden tam üç heyecanlı gün geçtikten sonra, AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ‘ekonomik olağanüstü hal’ fikrinin saçmalık olduğunu, hükümetin acil durum ilan etmeyi düşünmediğini söyledi. Ona göre ekonomide her şey yolunda, sadece yakında çözülecek “küçük geçici” sorunlar var.
Serbest Görüş:
dEge’de can veren KHK’lı Gündüz çifti, Yunan basınının gündeminden düşmüyor
dSoylu: Para, makam, mülk, çok varlık bizi şımartmıyor
Muhalefet gazetesi Sözcü’ye göre Özgenç’in twiti bir deneme balonuydu. İnsanlar nasıl tepki verir? Halk olağanüstü bir şeyin gerçekleşmesine hazırlanıyor. Merkez Bankası, Perşembe öğleden sonra Erdoğan’ın talimatıyla faizi yeniden yüzde 15’ten yüzde 14’e indirdi. Dövizdeki düşüş devam ediyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***