Meclis Genel Kurulu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı 2022 bütçeleri ve 2020 Kesin Hesapları’nın görüşmeleri devam ediyor.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Berdan Öztürk, Dışişleri Bakanlığı bütçesine dair söz aldı.
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven şahsında tutukluları selamlayan Öztürk, “Sorun anlayış, sistem, zihniyet sorunu olunca birçok sorunda görmezden geliniyor, sorunların üzeri örtülmeye çalışılıyor. Türkiye’de ekonomik sorun yaşanıyor. Türkiye’nin temel sorunu Kürt sorunudur. Bu sorunun çözüm yolu dünyada da örnekleri vardır. Çözüm yolu demokratik yol ve yöntemlerle çözülecek. Defalarca bu görüşmeler de yapıldı. İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmeler yapıldı. 2013-2015 yılında iki yıllık bir döneme bakıldığında son 6 yıla baktığımızda görülecektir” dedi.
‘KÜRDÜN ÖZGÜRLÜK SORUNU VAR’
DTK’nin 2007 yılında yüzlerce sivil toplum örgütünün, kanaat önderleri tarafından kurulduğunu aktaran Öztürk, “Bu güne ne kadar ne tür çalışmalar yapılmıştı. Demokrasi sorunu son 6 yıldır ağır bir şekilde yaşıyoruz, özgürlük sorunu var mı, evet, eşitlik sorunu yaşıyoruz, cinsiyet özgürlüğü sorunu yaşıyor muyuz evet. Bunu defalarca dile getirdik. Kürtlerin ve tüm bu sorunların temelinde de bu ülkede Kürdün bir sorunu ve Kürdün talebi var. Eşit, özgür, kendi diliyle kültürüyle eşit yaşama talebi var. Bu kongrede demokrasi ekoloji ve özgürlük sorununu gündeme getirmiş, farklı farklı çevrelerden bir anlayış değil, ideoloji değil tüm kesimleri bir araya getirerek, hem ulusal hem de uluslararası alanda görüşleri almış ve kamuoyuyla paylaşmış.
DTK SORUŞTURMALARI
Bir algı yaratılmaya çalışıyor. DTK’ya dönük. 2019 yılında en son yapıldı. İddianamelere bakıyorsunuz; şu yazıyor; ele geçen dokümanlar. Normal hukuk devleti olsa ki biz diyoruz, hukukun esamesi okunmuyor. Merak edip baktığınızda o dokümanlar neler, bizim delege listemiz ve telefonları vardır. Başka bir şey vardır diye bakıyoruz. Her halde bir şey vardır. Bu kadar beceriksiz iddianame hazırlanmaz”
Beceriksizce bu kadar senaryo hazırlanmış. Bu beceriksizce hazırlanan senaryoların da bu kadar hayal gücünden yoksun olabileceğini düşünmez. Ama düşünmediğimiz 6 yıldır bu ülkede her birimizin başımıza geliyor. Gelmeye de devam ediyor. Bunu bahane ederek, savcılar tahminlerini dile getiriyorlar en az 6 yıl 3 ay ceza veriyorlar. Makbule Özbek barış annesi 7 yıl üç ay ceza verdiler. Neye dayanarak veriyorsunuz? Bu hepimizin sorunu hep birlikte çözmemiz gerekiyor. Bunu çözünce demokrasi, özgürlükler sorununu da çözmüş olacağız, eşit yurttaşlığı da hep birlikte kuracağız.” (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***