ANKARA –Doğayı katleden, insanı zehirleyen enerji yatırım politikalarını reddettiklerini vurgulayan HDP Milletvekili Murat Çepni, “Şirketlerin karını değil halkın ve doğanın çıkarını esas alan bir strateji siyasetini hedef alacağız” dedi.
Meclis Genel Kurulu’nda Sağlık Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve bağlı kuruluşlar ile 2020 Kesin Hesapları görüşülüyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı bütçesi üzerine HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni konuştu.
‘BİR ORGANİZEYLE KARŞI KARŞIYAYIZ’
Dünyanın büyük bir yok oluşla karşı karşıya olduğunu ifade eden Çepni “Dünyanın herhangi bir yerinde kaybolan ormanın Türkiye’de etkisini yaşıyoruz. Kapitalist krizin; kuraklığın ve gıda kriziyle karşı karşıyadır. Dolayısıyla biz sadece Çevre ve Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nı tek başına tartışamıyoruz. Çünkü AKP’li uzun yıllar söz konusu. Komplike bir organize ile karşı karşıyayız. Tüm bakanlıklar tüm bu doğa talanı çevre talanı konusunda organize içindeler. Başta bir tek adam var. Bu tek adamının yarattığı sermaye birikimi var yaratığı ekonomi, şirketler ve talepler var tüm bakanlıklar da şirketlerin talebini emri olarak yapıyor. Doğa şirketlere tahsis ediliyor. Bunun karşısında direnişe geçen insanlar İçişleri Bakanlığı’nın kolluk gücüyle karşı karşıya kalıyor. Mahkemelere gidiyorlar sarayın tetikçisi haline gelmiş hukukçular devreye gidiyor” dedi.
‘EKOLOJİK YIKIMIN DÜZELTİLMESİ İMKANSIZ’
En nihayetinde meselenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geldiğini ifade eden Çepni, “Bakanlık bu projelere can havliyle kılıflar uydurmaya çalışıyor. Hem dünyada hem de Türkiye’de böylesine ekolojik yıkımın tartışıldığı dönemde bu bakanlıkların karşısında konumlanması, mücadele etmesi gereken bakanlık, tam tersine tün bu yıkımı politikasının meşrulaştırılması için çaba harcıyor. Tüm bakanlık bütçelerinin politikalarının eleştirisi mümkün olabilir, eğitim sağlık politikaları değiştirilebilir Ama ekolojik yıkımın düzeltilmesi imkansız. Yaptık yaptık yoksa gelecek karartılmış olacak” şeklinde konuştu.
’70 KOY YOK OLDU’
Çepni, 20 yıllık AKP döneminin tarihin en karanlık yıllarını yaşattığını ifade ederek, “Hakikatlerin ortaya konulması lazım. Türkiye yüzölçümünün yarısından fazlası madenlere ayrılmış durumda. Fakat komisyonda sorduğumuzda şunu söyledi bize bakanlar; evet biz bunu böyle yaptık ama bu tüm maden sahalarında ruhsat vereceğiz anlamına gelmez. Düşünün böylesine trajik komik bir açıklamayla karşı karşıya kalabildik. Yine denizler Marmara Denizi’nde olduğu gibi koylar yok oluyor. 70 civarında koy yok oldu. Ormanlar zaten saldırı altında ama yine de bakanlığın yaptığı açıklama şu; ormanlar yok ediliyor ama nasıl oluyorsa ormanların sayısı artıyor. Mantık şu; dikilen fidanlar orman sayılıyor. Derelerimiz HES’lerle işgal altında” ifadelerini kullandı.
‘DİRENENLERİ SELAMLIYORUM’
Küresel iklim krizine karşı mücadelenin temel dertlerinden biri olduğunu vurgulayan Çepni, “Ama aynı dönemde nükleer santral projeleri hala iktidar tarafından bir yatırım olarak sunulmaya çalışılıyor. Sinop Nükleer Santrali ile ilgili yeni bir gelişme var. Bilirkişi raporunu açıklamış geçtiğimiz günlerde. Raporda, ‘atıkların nereye depolanacağı belirsiz, yer seçimi hatalı, ÇET raporu eksik, izinsiz ağaç kesimi var, depremsellik çalışmasının raporu yok, heyelan raporu yok’ diyor. Tüm bunların olmadığı bir nükleer santralle karşı karşıyayız. Sinop’ta nükleere karşı direnenleri selamlıyorum. Bir gelişme daha var, Muğla’da ormanlarını devlete karşı koruyan İkizköylüler var. Köylüleri de selamlıyorum. Ne yapmak gerektiğini ortaya koydular. Bilirkişi raporu orada iptal edildi yenileniyor. Bir durdurma kararı var. Şirketin bir genişletme çalışması olmaması gerekiyor. Burada 780 dönüm orman yok edilmek üzere. Bu yaz en çok ormanın yandığı ilden bahsediyoruz. Yüz ölçümünün çoğunun maden sahasına dönüştürüldüğü bir alandan bahsediyoruz. Burada köylüler ormanlarını bakanlıklardan koruyorlar, saldırıya uğruyorlar” şeklinde konuştu.
‘400 BİN AĞAÇ KATLEDİLDİ’
Termik Santrallere dair de konuşan Çepni, “Bu konuda da yine ikiyüzlü ve tutarsız bir politika ortaya koyuyoruz. Dünyada en çok kömürlü termik santrallerinin bulunduğu 10 ülkeden biriyiz. Termik santraller ve çevre kirliliği her yıl 28 ila 58 bin insanın ölümüne neden oluyor. Sadece Çanakkale’de Kaz Dağları’nda 400 bin ağaç katledildi. Türkiye’de 28 kömürlü termik santral var. Fakat 30’dan fazla da proje var. Çin’den sonra en fazla kömürlü termik santral yapan ülke” diye belirti.
‘TÜM SORUNLARI ÇÖZEBİLİRİZ’
Çepni devamında şunları söyledi: “Biz bunun bir sistem sorunu olduğunu düşünüyoruz. Ranta, kara, sermayeye dayalı bir yönetim anlayışının karşısında demokratik, halkçı, ekolojik kadın özgürlükçü bir halk iktidarı hedefliyoruz. Demokratik ve halkçı diyoruz. Çünkü halkçı ve tüm tarafların demokratik katılımı olmadan bu mesele şirketlerin insafına kalır. Halka ve doğaya rağmen hiçbir kalkınma stratejisini kabul etmiyoruz. Bu tüm dünyada böyle olması lazım. Şirketlerin karını değil halkın ve doğanın çıkarını esas alan bir strateji siyaseti hedef alacağız. Enerjiyi kesinlikle kamusallaştıracağız. Her şeye rağmen doğayı katleden, insanı zehirleyen enerji yatırım politikasını reddediyoruz. İklim krizini derinleştiren tüm projeleri reddediyoruz. Bunları ortadan kaldıracağız. İnsanların doğduğu yerde karnının doymasını engellerseniz, tarım ve hayvancılığı bitirirseniz göçe zorlarsınız. Göçe zorladığınız koşullarda da kanal İstanbul gibi bir milyona yakın insanın orada yerleşeceğini söylediğiniz kentler kurarsınız. Biz demokratik anlamda halklarımızın yaşadıkları yerlerde hayatlarını idame edebilecekleri koşulları sağlayacağız. Tüm bu yıkım projelerine onay verenler bilsinler ki suç işliyorlar. Bu suç öyle basit değil, insanlığa karşı işlenmiş suçlardır. Buradan bir kez daha uyarıyoruz. Hiç kimse bu suça ortak olmasın. Bu düzeni biz değiştireceğiz. Tüm sorunlara çözümümüz var yeter ki yan yana gelelim ve mutlaka kazanacağımız inancını koruyalım.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***