YORUM | MAHMUT AKPINAR
Erdoğan’a güven ve destek sürekli düşüyor. Artık “O iyi, ama çevresi yanıltıyor!” argümanları da satın alınmıyor. Millet açlıkla, yoklukla, işsizlikle sınandıkça tepkiler Erdoğan’a yöneliyor. İnsanlar “Hapse atarsa atsın” deyip konuşmaya devam ediyorlar. Temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlananlar, kaybedecek şeyi olmayanlar cesaret kazanıyor. Erdoğan, “Ekonominin sorumlusu benim, ben ekonomistim!” dediği için, ekonomi bürokratlarını, bakanları harcasa da hedef olmaktan kurtulamıyor.
Erdoğan Türkiye’sinde her alanda çökme, çözülme, çürüme var. Bunu herkes görüyor ve bir çıkış, umut arıyor. Erdoğan’ın hamaseti, hitabeti, vaatleri şimdilerde insanlara bir şey ifade etmiyor. Muhalefetin inisiyatif alması AKP’den kopuşu hızlandırdı. Yaklaşık 6 aydır Erdoğan gündem belirleyemiyor, cevap yetiştirmekle meşgul. Kılıçdaroğlu’nun bürokrasiyi uyarması, enflasyonu maniple eden TÜİK’e ziyareti etkili çıkışlardı. Geçen hafta içinde yapılan Mersin mitingi coşku ve heyecan uyardı. Zira insanlar mitinge, CHP’ye destek olmaktan öte AKP’den nefret ettikleri için gidiyor. Son dönemde insanları birleştiren en önemli konu AKP karşıtlığı. Herkes Erdoğan’ın ülkeyi hızla uçuruma sürüklediğini ve “dur!” demek gerektiğinin farkında. Her geçen gün hem muhalefetin hem de halkın Erdoğan’ın gönderilebileceği konusunda umudu artıyor.
Erdoğan’dan nefret, AKP’nin erimesi, AKP içinde endişe, telaş ve çözülme şeklinde kendisini gösteriyor. Bürokrasi AKP’nin gideceğini satın aldı. Artık Ankara’da bürokratların, memurların dini jargonu bırakıp seküler dile döndüğü ifade ediliyor. Parti içinde de giderek yükselen homurdanma, rahatsızlık var. Pek çok AKP’li siyasetçinin araç devrilmeden inmenin yollarını aradığı, AKP sonrasına göre konum belirleme telaşında olduğu biliniyor. Paralarını yurt dışına çıkaranlar, oturum alanlar, AKP ile yolunu ayırmak isteyenler yükselişte. Erdoğan ve avanesi sarayda, kurdukları sahte cennette huzursuz. Bu çözülüşe çare düşünmek zorundalar. Ama Erdoğan mafyatik bir kafaya sahip olduğu için çözümü korkuyu büyütmekte, baskıyı artırmakta görüyor. Dıştaki nefretten öte, içte çözülme eğiliminin Erdoğan’ı daha çok rahatsız ettiğini düşünüyorum. Buna karşı çok defa deneyip sonuç aldığı sopayla, tehditle “terbiye” etme yöntemini kullanacağı anlaşılıyor. AKP’den ayrılmayı düşünenlerden veya ayrılanlardan bazılarını “FETÖ”den hapse atarsa çözülmeyi durduracağını sanıyor.
Gazeteci Said Sefa, Erdoğan yargısının DEVA Partisi’ne operasyon yapacağını iddia etti. Bir itirafçının ifadesinden hareketle Ali Babacan’a yönelik sürdürülen soruşturmanın belgelerini paylaştı. Ayrıca Said Sefa’nın paylaştığı belgede Erdoğan’a mutlak biat konusunda ayak sürüyen eski bakan Faruk Çelik’ten Bülent Arınç’a, hukukçu Osman Can’a, Merkez Partisi başkanı Abdurrahim Karslı’ya kadar çok kimsenin adı geçiyor. DEVA Partisi’nden Metin Gürcan’ın “casus”luktan tutklanması böyle bir projenin ipucuydu.
AKP her açıdan dökülüyor. Milletvekillerinin bloklar halinde AKP’den kopması konuşuluyor. Erdoğan DEVA Partisine ve halen AKP’de siyaset yapan ama kendisini sorgulayan kimselere operasyon yaparak hem muhalif oluşumları karalamak, hem de içerden sorgulayanlara gözdağı vermek istiyor. “Ayrılmayı düşüneni yakarım!” diyor.
Erdoğan korkusuyla titreyen siyasetçiler, gazeteciler, toplum önderleri! “FETÖ” Erdoğan’ın uydurduğu iftiradır-kurgudur demeyip nefret söylemine katkı verdiniz. Erdoğan’ın şerrinden onun söylemlerini tekrar ederek kurtulamazsınız. Aksine haysiyetinizi de yitirirsiniz! Zulüm düzenine, “FETÖ” söylemine adam gibi karşı çıkın! Yoksa Erdoğan sizleri de o çuvala atıp karalayacak!
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***