ABD Başkanı Joe Biden ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bugün Ukrayna’daki son gerilimi konuşmak üzere bir telefon görüşmesi yapacak.
Son haftalarda Ukrayna sınırında yaşanan gerilim, geçen hafta yapılan NATO Dışişleri Bakanları ile AGİT Dışişleri Bakanları toplantılarının da ana gündem maddesiydi. Hem ABD hem Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki işgalini sürdürmesi halinde daha fazla ekonomik yaptırım uygulanabileceği mesajını veriyordu.
Telefon konuşması öncesinde ABD basınına bilgi veren bir üst düzey Amerikalı yetkili, Biden’ın Putin’i “çok sert ekonomik yaptırımlar” konusunda uyaracağını; “ABD’nin bu konuda çok sert bir karşılık vermek için Avrupalı müttefikleriyle görüştüğünü” söyleyeceğini belirtti. Yetkili, Donbas bölgesindeki gerilimin azalması için Rusya’nın “diplomatik diyalog yolunu seçmesi gerektiğini” söyledi.
Batılı ülkelerin istihbarat raporlarına göre son haftalarda Rusya, on binlerce askerini Ukrayna sınırına yığdı. Bu da, 2014’ten bu yana Rusya yanlısı ayrılıkçıların elinde bulunan bölgelere yenilerinin ekleneceği konusunda kaygıları artırdı.
Biden, Putin’e “Avrupalı müttefiklerimizle işbirliği halindeyiz” mesajını vereceği telefon konuşması öncesi Almanya, İtalya, Fransa ve İngiltere’nin liderleriyle de temas halindeydi. Beş ülke liderleri, görüşmelerinde “Rusya tehdidine karşı birlik olmak gerektiği” vurgulandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price da, Washington’ın vereceği yanıtın Rusya’nın alacağı tutuma göre değişeceğini söyledi:
“Rusya gerilimi azaltma konusundaki talebi karşılamamayı seçerse, Ukrayna’ya yönelik askeri saldırganlığını artırma yönündeki olası planlarını devam ettirme; Ukrayna’nın egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü ihlâl etme yönünde karar verirse, biz ve müttefiklerimiz buna karşı harekete geçmeye hazırlıklıyız, tereddütsüz şekilde yanıt vermeye hazır olacağız.”
İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın sözcüsü, Johnson’ın Biden’la; ardından İtalya Başbakanı Mario Draghi, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’le telefon konuşmaları yaptığını açıkladı:
“Liderler Rusya’ya gerilimi azaltma çağrısı yaptı ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne olan güçlü desteklerini yeniledi.”
Telefon konuşması öncesi ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ile telefonda görüşerek ABD’nin “Ukrayna’ya Rusya’nın saldırgan tutumu karşısında sarsılmaz bir desteği olduğunu” yineledi.
CIA Direktörü William Burns de, görüşmeden bir gün önce konuştuğu bir etkinlikte Rusya’ya yönelik sert mesajlar verdi. “Putin’in niyetinin net olmadığını” söyleyen Burns, “Rusya liderinin risk iştahını asla hafife almayacağını” belirtti:
“Bildiğimiz tek şey Rus ordusunu, Rus güvenlik servislerini kolayca harekete geçebilecekleri bir yere yerleştirdiği…”
Rusya, ABD tarafının dile getirdiği Ukrayna’ya yönelik yeni bir saldırı hazırlığında olduğuna dair iddiaları reddediyor. Rusya sınırları içinde askerlerini istediği gibi konuşlandırabileceğini belirten Moskova, bunun dışarıya yönelik bir tehdit olmadığını savunuyor.
İstihbarat raporlarında ise 94 binden fazla Rus askerinin sınıra konuşlandırıldığı belirtiliyor. Ukrayna Savunma Bakanı Oleksii Reznikov da kendi istihbarat raporlarına dayanarak Rusya’nın Ocak ayı sonunda Ukrayna’ya yönelik geniş çaplı bir operasyon yapma ihtimali olduğunu belirtti.
Gazetecilere konuşan Amerikalı üst düzey yetkili, Putin’in geniş çaplı bir saldırı konusunda kesin kararı verip vermediğinin netleşmediğini; ancak ABD’nin Rusya ile herhangi bir çatışma arayışında olmadığını; ancak “zararlı adımları durdurmak için güçlü önlemler alacaklarını” söyledi.
Ukrayna’nın bir zamanlar yakın ilişki içinde olduğu Rusya ile bağları, Rus yanlısı olmayan bir yönetimin iktidara gelmesi ve ardından Rusya yanlısı ayrılıkçıların, Rusya’nın da desteğiyle ülkenin doğusunda bazı bölgelerle birlikte Kırım yarımadasını da ilhak etmesi sonrası koptu. Kiev yönetimi, 2014’ten bu yana çatışmalarda 14 binden fazla kişinin öldüğünü söylüyor.
Türkiye’nin garantörlük önerisi
Ukrayna ile Rusya arasında tansiyonla ilgili 29 Kasım’da Türkmenistan ziyareti dönüşü uçaktaki gazetecilere konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu konudaki tavrın olumlu istikamette gelişmesi arzumuzdur. Bununla ilgili arabuluculuk olur, kendileriyle bu konuyu görüşmek olur, gerek Ukrayna’yla gerek Sayın Putin’le bu görüşmeleri geliştirerek inşallah bunun çözümünde bizim de bir payımızın olmasını isteriz.” dedi.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, “her türlü yapıcı katkıyı memnuniyetle karşılayacaklarını” söylerken Ankara’nın bu çağrısına Moskova’dan olumlu yanıt gelmedi. Donbas bölgesindeki olaylarda Rusya’nın sorumluluğu olduğuna dair bilgileri reddeden Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, “Rusya Donbas’taki gerilimin tarafı olmadığı için bu söz konusu olamaz. Türkiye yapıcı rol oynamak istiyorsa, Ukrayna’yı Minsk anlaşmalarına uyması konusunda ikna edebilir” dedi. Ardından, 3 Aralık’ta Putin ve Erdoğan’ın yapacağı telefon görüşmesinde bu konuyu görüşebileceklerini dile getirdi.
Putin ve Erdoğan’ın telefon görüşmesi sonrası Cumhurbaşkanlığı, Ukrayna konusunun görüşüldüğü konusunda kısa bir bilgi geçerken Kremlin, “İki liderin görüşmesinde Putin, Kiev’in Minsk anlaşmalarının bozulmasına yönelik yıkıcı bir çizgi izlemeye devam ettiğine dikkat çekti. Bayraktar tipi SİHA’larının kullanılması da dahil Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin çatışma bölgesindeki provokatif eylemleri bunu doğruluyor” açıklaması yaptı.
Türkiye’den Ukrayna’ya satılan Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) daha önce de Moskova tarafından üstü kapalı olarak eleştirilmişti. Daha önce Kiev yönetimi Türkiye yapımı SİHA’larla Rus yanlısı gruplara yönelik operasyonların görüntülerini paylaşmış; bunun üzerine Peskov “Türkiye ile gerçekten iyi ilişkilerimiz var ama bu tür silahların Ukrayna ordusuna teslimatının durumu istikrarsızlaştırma potansiyeli taşıdığına dair endişelerimiz maalesef gerçekleşiyor” açıklaması yapmıştı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, 31 Ekim’de Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la düzenlediği basın toplantısında konuyla ilgili “Bir ülke, bizden, başka bir ülkeden almışsa o silah daha fazla Türk ya da Rus ya da Ukrayna silahı olarak anılamaz. Bir devlet bizden bunu satın alıyorsa, o daha fazla Türk ürünü değildir. Belki Türkiye’de üretilmiş olabilir ama Ukrayna’ya ait. Türkiye bununla suçlanamaz.” açıklaması yapmıştı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***