Belarus-Polonya sınırındaki insanlar, sınırın açılmasını umut ederek bekleyişlerine devam ediyor.
Irak, Suriye, Lübnan ve Afganistan gibi ülkelerden binlerce insan daha iyi bir hayat kurma umuduyla Belarus üzerinden Avrupa Birliği (AB) ülkelerine girmek için Polonya sınırında bekliyor.
Kesin bir sayı olmamakla beraber 4 ila 7 bin arası insanın ülkesinden ayrılarak AB sınırlarına girmek istediği tahmin ediliyor.
Polonya, eylül ayı başında yasadışı geçişleri engellemek için 418 kilometre uzunluğunda ve 3 kilometre genişliğinde olmak üzere Belarus sınırında 30 günlük OHAL ilan etti.
Bu bölgeye gazeteciler ve sivil toplum kuruluşları da dahil olmak üzere giriş ve çıkışları engellendi.
İnsan hakları aktivistleri bölgeye giriş ve çıkışların engellenmesini eleştirerek orada yaşananların takip edilemediğini belirtiyor.
Polonya hükümeti, sınırda bekleyişlerin ve sınırı geçme teşebbüslerinin devam etmesinin ardından OHAL süresini ekim ayında 60 gün daha uzattı.
Belarus da sınırda 10 kilometrelik güvenli bir bölge oluştururken, bu alan içinde yaşayan Belarus vatandaşları ve Belarus ordusu mensupları dışında kimsenin buraya girmesine izin vermiyor.
Alınan bu önlemlere rağmen Belarus-Polonya sınırındaki insanlar, sınırın açılmasını umut ederek bekleyişlerine devam ediyorlar.
Belarus, Polonya sınırına göçmenler için kamp kurdu
Polonya ile Belarus arasında gerilim artarken, kışın gelmesiyle sınırda bekleyen insanların durumu gün geçtikçe kötüleşiyor.
Elde edilen bilgilere göre şimdiye kadar 13 kişi kötü hava şartları nedeniyle hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin arasında 27 haftalık bir bebek de bulunuyor.
İki ülke arasında göçmen krizi devam ederken Belarus geçtiğimiz hafta, bir kısım göçmenin barınabileceği geçici bir kamp kurdu.
Polonya sınırındaki Bruzgi Kontrol Noktası’nda kurulan kamp alanında toplam kaç kişinin kaldığı ise bilinmiyor.
IKB’liler neden Avrupa’ya göç etmek istiyor?
Daha iyi koşullarda yaşama umuduyla Belarus-Polonya sınırına gelen insanların büyük bir kısmını Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) vatandaşları oluşturuyor.
IKB vatandaşları, ülkelerinde yaşanan ekonomik kriz başta olmak üzere karşılaştıkları başka birçok sorun nedeniyle göç ediyor.
Süleymaniye merkezli bir sivil toplum kuruluşu olan Lutka Vakfı, Independent Türkçe’ye yaptığı açıklamada, 2021 yılında toplam kaç kişinin IKB’den göç ettiğine dair kesin bir bilgiye sahip olmadıklarını; ancak diğer ülkelerde bulunan temsilcileri aracılığıyla yaklaşık 5 bin kişinin bu sene içinde bölgeden göç ettiği bilgisine ulaştıklarını söyledi.
Lutka, 5 bin kişinin Kürt ve Araplardan oluştuğunu ve yüzde 70’inden fazlasının Kürt olduğunu belirtti.
Ancak 2021 yılında bölgeden ayrılan kişi sayısının çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.
İnsanların neden IKB’den ayrılarak Avrupa’ya gitmek istediğini ise Lutka Vakfı şu ifadelerle açıklıyor:
“Temel hizmetlere ulaşımın olmaması, gençlere desteklerin yapılmaması ve ülkedeki siyasi olaylar insanların IKB’den ayrılmasındaki en önemli etkenler.”
Yasal yollardan iltica talebinde bulunmak için bekliyorlar
Irak Kürdistan Bölgesi’nden göç ederek Avrupa’ya gelen yaklaşık beş bin kişiden biri, şu an Belarus’un Bruzgi Kontrol Noktası’nda kurduğu kampta kalan Çiya Süleymani.
Çiya Süleymani, Independent Türkçe’ye yaklaşık 11 sene gazeteci olarak çalıştığı ülkesinden karşılaştığı zorluklar nedeniyle ayrılmaya karar verdiğini dile getiriyor.
27 Ekim 2021’de IKB’nin Süleymaniye şehrinden ayrılarak Belarus’a gelen Süleymani, buradan Polonya’ya geçerek oradan Almanya’ya, daha sonra da Belçika’ya gitmeyi ümit ediyor.
Süleymani, IKB’den üç arkadaşıyla birlikte kimseden yardım almadan Belarus’un Brest şehrine geldi.
Brest’ten Polonya’ya geçmek isteyen Süleymani, ilk başlarda kendilerine yardım eden Belarus hükümetinin daha sonra göçmenlere karşı tutumunu değiştirdiğini söylüyor.
Gazeteci Süleymani, Brest’te çok sayıda Kürt göçmenin olduğunu ve hatta bu göçmenler arasında Şanlıurfalıların da yer aldığını; ancak onların Türkiye’ye geri dönmek istediklerini belirtti.
Minsk’te olan Kürt göçmenlerin Grodno şehri üzerinde Polonya’ya geçmek için harekete geçtiğini duyduğunu ve onlara katılmak için Grodno’ya giden Süleymani, en az 8 gün burada kaldıklarını ve yasal yollardan iltica talebinde bulunmak için beklediklerini belirtiyor.
“Eğer kampta diğer hastalıklar ortaya çıkar ve yayılırsa durum daha da kötüye gider”
Süleymani, Polonya’nın sınırlarını açmaması ve sınırda bekleyen insanların AB ile Belarus arasında krize neden olmasının ardından Belarus hükümetinin, sınıra yakın bir yerde yaklaşık iki bin göçmenin barınabileceği geçici bir kamp kurduğunu ifade etti.
Kadınlara ve çocuklara kampta oldukça iyi davranıldığını belirten Süleymani, kamptaki yaşam koşullarını şöyle açıklıyor:
“Kampta hayat genel olarak çok zor. Telefonlarımızı şarj edemiyoruz. Her gün yemeğe ulaşmıyoruz. Burada yaklaşık 2 bin kişi kalıyoruz ancak sadece 16 tuvalet bulunuyor. Su oldukça az. Bu yüzden de 27 gündür duş alamadım.”
Havanın oldukça soğuk olduğunu ifade eden Çiya Süleymani, kamp alanındaki sağlık koşullarını şu sözlerle dile getiriyor:
“Burada grip olan çok sayıda kişi var. Eğer burada diğer hastalıklar ortaya çıkar ve yayılırsa durum daha da kötüye gider ve bu durum insani bir krize neden olur.”
“Buradaki insanlar AB üyesi bir ülkenin kendilerini kabul etmesini bekliyor”
Belarus askerlerinin sık sık yanlarına gelerek “neden Irak’a dönmediklerini ya da Polonya’ya geçmek isteyip istemediklerini” sorduğunu ve aralarından bazılarını sınırdaki bir noktaya götürdüğünü söyleyen Süleymani, kamp alanından çıkanların ormanda kalmak zorunda olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Burada olan kimse dışarı çıkmak istemiyor. Çünkü çıkanlar geri gelemiyor. Bu yüzden insanlar burada bekleyerek AB üyesi bir ülkenin kendilerini kabul etmesini bekliyor. Buradaki herkes şu an böyle bir talebin gelmesini umuyor.”
“IKB’de artık sadece iktidara yakın kişiler iş bulup çalışabiliyor”
Süleymani, IKB vatandaşlarının neden ülkelerinden ayrıldığı hakkındaki soruyu ise şu ifadelerle yanıtladı:
“IKB’de artık hiçbir şey yok. Ekonomik sorunlar var, özgürlük sorunu var. Barzani ve Talabani ailesi, gençlerin hiçbir şey yapmasına izin vermiyor. Her şey çok zor.
Ben üniversite mezunu olmama rağmen orada hiçbir şey yapamıyordum. Bu yüzden oradan ayrılmak mecburiyetindeydim. Kendimize daha iyi bir hayat kurmak için göç ediyoruz.
IKB’de artık sadece iktidara yakın kişiler iş bulup çalışabiliyor. IKB vatandaşları adaletsizlikten, işsizlikten kaçıyorlar. Ekonomik durumları kötü. Her şey yönetim tarafından bozuldu.”
“Mesele tek başına ekonomik sorunlar değil”
‘IKB’den göç eden insanların, ekonomik sorunlar yaşamadığını ve herhangi hukuksuzluk ile karşılaşmadığını, aslında ekonomik durumu iyi olan ve IKB’yi kötü göstermeye çalışan kişiler olduğu’ yönündeki iddialara ise Süleymani şöyle cevap verdi:
“İnsan önce kendisine bakmalı. Eğer göç eden insanların ekonomik durumu iyi olsaydı, yasal yollarla Avrupa’ya geçer, işlemlerini yapardı. Ölüp ölmeyeceğini bilmediği bu yolu seçmezdi.
Göç eden insanların çoğu, yıllarca çalışarak 4-5 bin dolar biriktirip kendilerine daha iyi bir hayat kurmak için ülkesini terk eden insanlar. Göçlerin çok büyük çoğunluğu ekonomik nedenlerle yapılıyor. Bazı insanlar da özgür yaşamak istedikleri için göç ediyor. Yani mesele tek başına ekonomik sorunlar değil.”
Süleymani sözlerine şu ifadelerle sonlandırdı:
“7 kere tutuklanmış bir gazeteci olarak, ben başımı kimse için eğmek istemedim; özgür yaşamak istedim. Yaklaşık iki sene, gazetecilik yapmayı bırakıp, abimin yanında işçi olarak çalıştım. Benim ekonomik sorunlarım yoktu; ben oradaki koşular altında yaşamak istemiyordum. Bu yüzden Avrupa’ya geçmeye karar verdim.”
Polonya ile Belarus arasında göçmen krizi devam ederken ülkesine dönenler de bulunuyor. 422’si IKB vatandaşı olmak üzere 431 Iraklı geçtiğimiz hafta, Minsk’ten kalkan Irak Havayolları’na ait bir uçakla Bağdat’a döndü.
Ülkelerin düzenlediği uçuşlarla geri dönenlerin yanı sıra kendi imkanlarıyla dönenler de var. 20 yaşındaki Lübnanlı Bashar Khodor bunlar biri.
12 Kasım’da Belarus’a Minsk Havalimanı’ndan giriş yapan Bashar, Belarus’a gidişini Independent Türkçe’ye şu sözlerle açıklıyor:
“Lübnan’da yaşanan ekonomik kriz nedeniyle ülkeden ayrılmaya karar verdim. Avrupa’ya gitmek istememdeki temel sebep bu. Beni Avrupa’ya geçireceğini söyleyen birine 3 bin euro verdim. Ancak kendisinin dolandırıcı olduğunu bilmiyordum.
Belarus’a vardıktan sonra Belarus askerleri beni bir yere götürerek yemeğimi, suyumu ve 600 euromu aldı. Her şeyimi orada kaybettim.”
Lübnanlı Bashar, 7 arkadaşıyla birlikte ormanlık alanda birkaç gün kaldıktan sonra, Facebook üzerinden yardım çağrısında bulunduğunu ve bazı aktivistlerin telefon aracılığıyla kendisine yardım ettiğini ve bu sayede Lübnan’a dönebildiğini dile getiriyor.
Ormanda kaldıkları süre boyunca havanın çok soğuk olduğunu söyleyen Bashar, şu ifadeleri kullanıyor:
“Ormandaydık ve eğer bize bir şey olsaydı, hiç kimsenin bundan haberi olmayacaktı. Bu yüzden geri dönmeye karar verdim.”
12 gün Belarus’ta kalan Bashar, yeniden Avrupa’ya gitmek isteyip istemediği sorusuna şu sözlerle cevap veriyor:
“Yeniden denemeyi çok isterim ancak yolda ölmekten korkuyorum.”
Bashar, beraber olduğu arkadaşlarından 5’inin hala ormanda olduğunu söyledi.
KAYNAK: INDEPENDENT TÜRKÇE – DENİZ XELAT BÜYÜKKAYA
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***