‘FETÖ’nün ‘mahrem yapılanmaları’ ile Fethullah Gülen arasındaki irtibatı sağladığı iddia edilen Selahaddin Gülen, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından yurt dışında yakalanıp, 31 Mayıs’ta Türkiye’ye getirildi.
Fetullah Gülen’in yeğeni ve özel kalem müdürü Cevdet Türkyolu’nun da kayınbiraderi olan Selahaddin Gülen, mahkemece tutuklanarak, cezaevine gönderildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Gülen hakkında soruşturmasını tamamlayarak, iddianame düzenledi. İddianamede, Gülen hakkında “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” suçundan 22,5 yıla kadar hapis cezası istendi. Mahkeme tarafından kabul edilen iddianame sonrası Gülen’in yargılanmasına devam edildi.
Ankara 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Selahaddin Gülen ve avukatı katıldı. Gülen, ABD’de kaldığı sürede amcası Fetullah Gülen’i ziyaret edip sohbetlerine katıldığını, evlenmek için Türk pasaportuyla Kenya’ya gittiğini ve burada yakalandığını ifade etti.
Gülen, ABD’nin New Jersey eyaletinde bir kolejde teknik eleman olarak çalıştığını, bu okulun yöneticileri ve müdürlerinin de ‘FETÖ’ üyeleri olduğunu söyleyerek, isimlerini verdi. ‘FETÖ’nün ABD yapılanması konusunda da itiraflarda bulunan Gülen, birçok örgüt üyesinin ismini vererek yapılanmayı anlattı.
‘YURT DIŞINDA KAÇAK KALMADIM, GREEN CARD İLE GİTTİM’
Selahaddin Gülen, hiçbir örgütte yönetici olmadığını söyleyerek, iddianamede yer alan “yurt dışında kaçak olarak kaldı” iddialarının gerçeği yansıtmadığını öne sürdü.
Gülen, “Ben ABD’ye 2015 yılında Green Card ile gittim. Kaçak kalmadım, kaçak olsam Kanada ya da ABD’ye sığınma başvurusunda bulunurdum. Kenya’ya bile Türk pasaportumla gittim. Kaçak olsam burada bulunan paramı yurt dışına götürürdüm, ben götürmedim ve burada bıraktım” diye konuştu.
ByLock kullandığını ve programı ağabeyi Mehmet Mezher Gülen’den aldığını ve sadece onunla mesajlaştığını söyleyen Gülen, Bank Asya hesabı olduğunu ama talimatla para yatırmadığını sözlerine ekledi.
‘HAYATIMDAKİ EN BÜYÜK HANDİKAP SOYADIMIN GÜLEN OLMASI’
Cemaatin önemli hiçbir hiyerarşik yapılanmasında yer almadığını öne süren Selahaddin Gülen, “Aksaray Üniversitesi’nde okurken ev ağabeyliği yaptım. O dönemde ‘Osman’ kod adını kullandım. Çünkü insanlar benden çekiniyordu. Hayatımdaki en büyük handikap soyadımın ‘Gülen’ olmasıydı” ifadesini kullandı.
Gülen, cemaate ilişkin bütün bildiklerini anlattığını ve 212 kişinin ismini verdiğini belirterek etkin pişmanlıktan faydalanarak tahliyesini talep etti.
Mahkeme, sanık avukatının beyanlarını dinledikten sonra eksik evrakların giderilmesine, dosyada yer alan İngilizce raporların çevirilerinin yapılmasına ve Selahaddin Gülen’in tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı erteledi. (DHA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***