Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) bugünkü toplantısında faizi yüzde 16’dan yüzde 15’e indirdi. Piyasada beklentiler de bankanın 100 baz puan faiz indireceği yönündeydi. Metinde Para Politikası Kurulu’nun sınırlı alanın kullanımını aralık ayında tamamlamayı değerlendireceği belirtildi.
Dolar/TL, Merkez Bankası’nın politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 15 olarak belirlemesinin ardından yükselerek 10,9754 seviyesine ulaşarak rekor tazeledi.
Türk lirası hafta başından bu yana dolar karşısında yüzde 8’e yakın değer kaybederek dolar karşısında en fazla değer kaybeden gelişen ülke para birimi oldu. İkinci sırada ise yüzde 3 düşüşle Şili pesosu geliyor.
Türk lirası sene başından bu yana yüzde 30’dan fazla değer kaybederken dolar kuru 7,40’tan 10,86’ya yükseldi. Dolar/TL 2021 yılında en düşük seviyeyi mart ayında 6,89 ile görmüştü.
Banka, enflasyonda yüzde 20’ye yaklaşılmasına rağmen eylül ve ekimde toplamda 300 baz puanlık faiz indirimi yapmıştı.
Uzmanlar faiz kararını değerlendirdi: Enflasyon-devalüasyon döngüsünün kurdelesi resmen kesildi
Faiz kararını ilk kez gecikmeli yayınlayan Merkez Bankası’nın faizi yüzde 16’dan yüzde 15’e çekmesi ekonomistler tarafından tepkiyle karşılandı.
Karar metninde şu ifadeler kullanıldı:
“Küresel iktisadi faaliyette yılın ilk yarısında yaşanan toparlanma ve aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerinde olumsuz yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.
Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında toparlanma devam etmektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimiyle yılın geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.
Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte, gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Para politikası duruşunda yapılan güncellemenin ticari krediler üzerinde olumlu etkileri görülmeye başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerle ilgili gelişmeler yakından takip edilmektedir. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirerek politika faizinin 100 baz puan indirilerek yüzde 15 olarak belirlenmesine karar vermiştir. Kurul, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin 2022 yılının ilk yarısı boyunca da etkisini sürdürmesini beklemektedir. Kurul, bu etkilerin ima ettiği sınırlı alanın kullanımını Aralık ayında tamamlamayı değerlendirecektir.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.
BEKLENTİ 100 BAZ PUAN İNDİRİM YÖNÜNDEYDİ
Bloomberg HT Araştırma Birimi’nin faiz anketine katılan 21 kurumun medyan beklentisi TCMB’nin bu toplantıda 100 baz puan indirimle politika faizini yüzde 15 seviyesine getireceği yönünde olmuştu.
Yabancı kurumların beklentileri de bu yönde belirlenmişti.
Aralarında Christian Wietoska ve Fatih Akçelik’in de bulunduğu Deutsche Bank ekonomistleri bu toplantıda 100 baz puanlık bir indirim beklediklerini belirtmişti. Deutsche Bank ekonomistleri, 16 Aralık’ta 100 baz puanlık bir indirim daha yapılmasını beklediklerini ve yıl sonu faiz beklentilerini de yüzde 15’ten yüzde 14’e düşürdüklerini söylemişti.
MUFG Gelişen Piyasalar Araştırma Müdürü Ehsan Khoman da bu toplantıda 100 baz puanlık indirim beklediklerini açıklamıştı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN FAİZ KARARI SÖZLERİNİ YİNELEMİŞTİ
Toplantı öncesinde piyasa aktörleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP grup toplantısında faiz ile ilgili yaptığı açıklamaları takip etmişti.
Erdoğan, “Faiz sebeptir, enflasyon neticedir” görüşünü yineleyerek, “Ben bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Enflasyonla mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim” demişti.
Erdoğan, “Ben faizi savunanla beraber olamam” diye konuştu ve “Faiz aşağılara çekilmişken tamam da bizim arkadaşlarımıza ne oluyor ki onlar faizi savunur hale geliyor” diye konuşmuştu.
Erdoğan konuşmasında konuyla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:
Diğer taraftan biz işadamlarımıza diyoruz ki hani sen düşük faizle kredi istiyordun hadi gel işte al niye almıyorsun. Ben bu işadamlarını da anlamıyorum. Ondan sonra bir araya geliyorlar, Tüsiad’ı vesairesi, yüksek faizden bahsediyorlar. Yahu siz nasıl insansınız? Eğer sen işadamıysan, yatırımdan yanaysan buyrun işte düşük faizle alın krediyi, yatırım yapın. Ben sizden yatırım, istihdam, üretim, ihracat istiyorum. Hadi gelin, bunları yapın. O zaman kaçıyorlar. Bunlar nasıl işadamı?
Yüksek faiz nedir bilmeyen ülkelerin çift haneli fiyat artışları ve bozulan dengeler karşısında şaşkına döndüğü bir dönemde elbette bizim bunun tamamen dışında kalmamız mümkün değildir. Onlar giderek daha çok sıkıntıya girerken biz ise önümüzdeki yıldan itibaren ferahlamaya başlayacağız. Biz faiz belasını bu milletin sırtından kaldıracağız.”
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yarınki Para Politikası Kurulu toplantısında alacağı kararın sorulması üzerine, “Merkez Bankası bağımsız değil mi? Hem bağımsızlığını konuşuyorsunuz, bırakın da bağımsız olarak kararını versin” demişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***