Ankara’da çalışan ve proje için kısa süreliğine İstanbul’da bulunan 28 yaşındaki mimar Başak Cengiz Ataşehir’de sokakta yürürken, 27 yaşındaki Can Göktuğ Boz’un saldırısının ardından kaldırıldığı hastanede 10 Kasım’da hayatını
kaybetmişti.
Boz, tutuklanması talebiyle sevk edildiği hakimlikteki ifadesinde, ‘olay günü sinirli ve moralinin bozuk olduğunu, daha kolay olduğu için bir kadını öldürmeyi tercih ettiğini’ söylemişti.
Şüphelinin annesi ve avukatı Ayşe Nejla Yomralıoğlu da oğlunun 14 yaşından beri psikolojik tedavi gördüğünü, verilen ilaçları düzenli olarak kullandıramadıklarını, son iki-üç senedir tedaviyi reddettiğini ve kendisiyle görüşmediğini iddia etmişti.
Avukat Yomralıoğlu, Boz’un sıkıntılarının arttığını gözlemlediğini, akıl sağlığının yerinde olmadığını, bu nedenle CMK 74. maddesinin (sanığın akıl hastası olup olmadığını saptamak için resmi bir sağlık kurumunda gözlem altında tutulmasını) uygulanıp, şüphelinin gözlem altına alınarak tedavisinin yapılmasını talep etmişti.
DHA’nın elde ettiği Boz’un evinde çekilen fotoğraflarda duvarlara yapıştırılan A4 kağıtlarında, “Sabahtan akşama spor“, “120 günde 4 yıl, 1 günde 24 gün” , “Alerji olunca 67’yi geçemedim kesin biliyorum” ve “Sadece şınav, hapishane, doktor, zehir, fitness, hile” gibi ifadeler yazılı olduğu görüldü.
Camları gazete kağıtlarıyla kapatılan odanın diğer tarafındaki duvarda ise, “Birleştir, farklı amaçla kullan, benzet“, “İstanbul Avrupa bölgesinde herkes katil, kadın erkek, tartışma“, “Dünyada 50 kelime vardır“, “Sinirle kol vurma, tuzak kuruyor” gibi notlar göze çarpıyor.
Odadaki masanın üzerinde çok sayıda bozuk para, sigara pakedi, satranç, jenga benzeri bir oyun, Rubik küpü ve ilkokul öğrencilerinin kullandığı abaküs dikkat çekiyor.
Göktuğ’un evindeki eşyalara ve duvardaki yazılarına ilişkin değerlendirme yapan Dr. Uzman Psikolog ve Sosyolog Serap Duygulu şunları söyledi: “Odaya baktığımızda oyunların olduğu bir genç odası gibi gözüküyor. Fakat orada dikkat çekici unsurlar var. Onlardan birisi pencerelerin kağıtlarla kaplanmış olması, duvarlarda kendisine talimat verdiği hem kendisini disipline etmeye çalıştığı hem de başkalarıyla ilişkisini sınırlandıran birtakım cümleler, komutlar olduğunu görüyoruz. Özellikle camlara yapıştırdığı kağıt parçalarının biraz çevreden izole olmak istediğini kendisinin başkalarının izlenmesine karşı olmak yönünde kaygılar taşıdığını görüyoruz.”
Duvardaki yazıların ‘çok sert, keskin, sınırları net ve biraz şiddet içerikli eylemlere yönelik’ olduğuna dikkat çeken Dr. Duygulu, “Kendi içinde ona cetveliyle eline vurmak üzere hazır, ne yapması gerektiğini söyleyen bir başka ses var gibi izlenim edindim. Neden bu kadar olumsuz komutlar yazdığını düşünmek lazım. Biraz kin biriktirdiğini, çok öfkeli olduğunu, insanlarla iletişim kurmakta sıkıntılar yaşadığını düşünebiliriz” dedi.
Söz konusu cümlelelerin sıradan komutlar olmadığına dikkat çeken psikolog, “Kendisini başkalarının zarar göreceği birtakım eylemlere yönlendiren ve kendisine talimat verdiği komutlar. Kendisine verdiği talimatlar gidişatın çok sağlıklı olmadığını gösteriyor” diyerek yorum yaptı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***