Danıştay 10. Dairesi, toplumsal olaylarda yurttaşların cep telefonuyla video çekmesini engelleyen Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesine “dur” dedi. Kararın oybirliğiyle alınması dikkat çekti.
Kararda, söz konusu genelgenin haberleşme ve basın hürriyetini kısıtladığı vurgulanarak, temel hak ve hürriyetlerin sadece kanunla sınırlandırılabileceği belirtildi.
“ANAYASA’YA UYARLILIK YOK” TESPİTİ
Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Söz konusu genelge ile getirilen düzenlemelerin temel hak ve hürriyetlerden olan haberleşme hürriyeti ile basın hürriyetine yönelik kural ve sınırlamalar getirildiği anlaşılmıştır. Bu haliyle yasa organının tasarrufu niteliğindeki kanun yerine yürütme organına dahil Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından genelge niteliğinde bir düzenleme ile temel hak ve hürriyetlere sınırlama getirilmesinde Anayasa’ya uyarlılık bulunmamaktadır.”
İPTAL İSTEMİ HENÜZ KARARA BAĞLANMADI
Yürütmenin durdurulması kararı sonrası, genelge uygulanamayacak.
Danıştay 10. dairesi, genelgenin iptal istemini ise daha sonra karara bağlayacak.
Öte yandan karar tutanağında, yürütmeyi durdurma kararının 15 Eylül 2021’de verildiği görüldü.
NE OLMUŞTU?
Emniyet Genel Müdürlüğü, Nisan 2021’de yayımladığı genelgeyle kamusal alanda, ‘polislerin görevlerini yaparken’ ses ve görüntü kaydının alınmasını engellemek istemişti.
Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş’ın imzasıyla yayınlanan genelgede, polisleri kaydeden kişilerin engellenmesi ve haklarında adli işlem yapılması gerektiği ifade edilmişti.
Karara gerekçe olarak “özel hayatın gizliliğinin ihlali” gösterilmiş ve ses ve görüntü kaydı alınmasının, ‘kolluk personelinin görevini yapmasını engellediği’ iddia edilmişti.
Siyasi muhalefet ve kamuoyu ise Danıştay’ın kararında belirtildiği gibi, bu genelgenin Anayasa’ya aykırı olduğunu ve haberleşme özgürlüğünü hukuksuzca engellediğini vurgulamıştı.
Bu genelgeye karşı, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yönelik CHP, çok sayıda baro ve sivil toplum kuruluşu tarafından Danıştay’da dava açılmıştı. Dava dilekçelerinde genelgenin, delil toplama hakkına müdahale içerdiği, hukuk devleti ilkesini zedelediği, hukuka ayrı emir ve talimat içerdiği belirtilmişti.
Bu genelgenin yürürlükte kaldığı süre boyunca yüzlerce gazeteci ve yurttaş, haksız yere engellendi, bazıları ise gözaltına alındı.
SOYLU, “ANAYASA İHALİ YOK” DEMİŞTİ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, mayıs ayında yaptığı açıklamada söz konusu genelgenin Anayasa’yı ve demokrasiyi ihlal etmediğini öne sürmüştü. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine yanıt veren Soylu, şöyle konuşmuştu:
“Sayın Kılıçdaroğlu siyasi olarak bu demokrasiye aykırıdır diyebilir ama Sayın Kılıçdaroğlu burada bir ölçü koyabilecek bir kişi değildir. Bunun demokrasiye aykırı olup olmadığının yerleri vardır. Orada Danıştay vardır, diğer tarafta Kişisel Verileri Koruma Kurulu vardır. Güvenlik özgürlük için vardır. Kişinin hürriyetinden başka hiçbir denge söz konusu değildir. Burada ne Anayasa ne de demokrasi ihlali vardır.”
SOYLU-GÜL GERİLİMİ
Ayrıca, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün geçen günlerde Süleyman Soylu’nun ‘hukuk’ konusundaki yaklaşımına yönelik eleştirileri de dikkat çekmişti.
Bakan Gül, isim vermeden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun metruk binaların yıkımıyla ilgili olarak “Ya arkadaş sen gece yık, mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin” şeklindeki açıklamasına yanıt vererek, “’Biz yapalım, hukuk arkadan gelsin’ değil; ‘Hukuk önde yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım’ anlayışıdır hukuk devleti” ifadelerini kullanmıştı.
Bir süredir Soylu ile Gül arasında gerilim yaşandığı konuşuluyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***