Anayasaya göre milletvekilliğinin düşürülmesi “iktidar iradesine” bağlı olmadığı için bunun yaşama geçmesi çok da kolay görünmüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl’de bir yurttaşa küfrettiği gerekçesiyle İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in talebi doğrultusunda Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın grup başkanvekilliğinden istifa etmesini yeterli bulmadı ve “parlamento çatısı altında da barınmaması gerektiğini” söyledi.
Önce Akşener’e Türkkan’ın milletvekilliğinden istifa ettirilmesi çağrısında bulunan Erdoğan, aksi halde ” milletvekilliğinin sonlandırılması dahil en ağır bedelleri ödemesi için siyasi ve hukuki tüm imkanları kullanacakların” söyledi.
Anayasaya göre milletvekilliğinin düşürülmesi “iktidar iradesine” bağlı olmadığı için bunun yaşama geçmesi çok da kolay görünmüyor. Bu nedenle de AKP yönetimi, İYİ Parti üzerinde siyaseten baskı kurarak Türkkan’ı milletvekilliğinden istifaya zorlama taktiği izlemeyi planlıyor.
İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Bingöl’de İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i HDP ile işbirliği yapmakla suçlayan ve “şehit yakını” olduğu belirtilen bir yurttaşa müdahalesi ve küfretmesi siyaset gündemine damgasını vurdu.
Kabine toplantısı sonrasında Türkkan’ın küfrettiği görüntüleri paylaşan Erdoğan, “milletvekilliğinin sonlandırılması” dahil en ağır bedelleri ödeteceklerini söyledi. Akşener ise grup toplantısında Erdoğan’ın Türkkan’ın hatası üzerinden “rant kovaladığını” savunarak, “En azından daha önce ‘kelle’ olarak andığın şehitlerimizin ailelerinden özür dile” sözleriyle yanıt verdi.
İYİ Parti yönetimi, Türkkan’ı grup başkanvekilliğinden alınarak gerekli yaptırımın uygulandığını savunuyor ve milletvekilliğinin düşürülmesi gibi bir seçeneği düşünmüyor.
İYİ Parti’ye ‘istifa’ baskısı
Peki buna rağmen Erdoğan’ın talebi doğrultusunda Türkkan’ın milletvekilliği sonlandırılabilir mi, AKP yönetimi bu konuda nasıl bir yol izleyecek?
Anayasa’nın 84. Maddesi’nde milletvekilliğinin düşmesi ancak milletvekilliğinin istifasının Genel Kurul’da kabul edilmesi, hakkında hüküm giydiğine ilişkin kesinleşmiş yargı kararı bulunması, üyelikle bağdaşmayan bir görevi sürdürmesi ya da mazeretsiz veya izinsiz olarak Meclis çalışmalarına 1 ay içinde 5 birleşime katılmadığının tespit edilmesi ve Genel Kurul’da da bunun gizli oylamayla kabul edilmesi halinde mümkün oluyor.
Türkkan’a Meclis’e devamsızlık veya milletvekilliği ile bağdaşmayan bir görev nedeniyle yaptırım uygulanması mümkün görünmüyor. Bunun dışında milletvekilliğinin düşürülmesi için ya dokunulmazlığının kaldırılarak yargı yolu açılması ve kesin hüküm giymesi veya istifa etmesi gerekiyor.
AKP kulislerinde seslendiren görüş, Türkkan’ın milletvekilliğinden istifa etmesi ve bu talebin de Meclis Genel Kurulu’nda oylanarak yerine getirilmesi yönünde.
Meclis’te çok sayıda dokunulmazlık fezlekesi bulunduğu ve bu yöntemin çok uzun bir süreç gerektirdiğine dikkat çekilerek, Türkkan’ın istifası “en kestirme yol” olarak görülüyor. Bunun için de İYİ Parti üzerinde siyaseten baskı kurularak Türkkan’ı istifaya zorlama taktiğinin izleneceği ifade ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “milletvekilliğinin sona erdirilmesi dahil her türlü bedeli ödetecekleri” yönündeki açıklamasının da bunun bir yansıması olduğu vurgulanıyor.
Anayasa’da milletvekilliğinin düşürülmesi yönündeki seçenekler dışında iktidarın tek başına yaşama geçireceği yöntem bulunmadığına işaret edilerek, “Şehit yakınına yönelik böyle bir hakaretin siyaseten İYİ Parti’ye de bedeli ağır olur. Türkkan’ın yapması gereken istifa etmesidir. Türkkan da İYİ Parti de kendisini ancak böyle kurtarır” görüşü dile getiriyor.
AKP’ye göre Türkkan olayının bu kadar büyümesinin nedeni Akşener’in grup başkanvekilliğinden almakta gecikmesi. Görüntülerin sosyal medyaya düşmesinden hemen sonra Türkkan’ın görevden alınması halinde bu tartışmanın büyümeyeceğini savunularak şu görüşler dile getiriliyor:
“Buradan İYİ Parti siyaseten zararlı çıktı. Anayasada milletvekilliğinin düşürülmesinin yöntemleri belli. İstifa etmezse, Cumhurbaşkanımız da siyaseten bunu sonuna kadar kullanır. Çünkü, yavaş davranarak bunun yolunu Akşener açtı.”
Anayasa’ya göre milletvekilliği nasıl düşürülüyor?
Anayasa’nın 84. Maddesi milletvekilliğinin düşürülmesini şu 4 koşula bağlıyor.
İstifa: Milletvekillinin istifa etmesi halinde bunun TBMM Genel Kurul’nda kabul edilmesi gerekiyor.
Kesinleşmiş yargı kararı: Milletvekilinin kesin hüküm giymesi veya hakkında kısıtlama kararı verilmesi halinde ise mahkeme kararının TBMM Genel Kurulu’nda okunması üyeliğin oylamasız düşmesi sonucunu doğuruyor. Ancak bunun için öncelikle milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması ve isnat edilen suçtan yargılanması ve hüküm giydiğinin Yargıtay’ca onanması gerekiyor.
Milletvekilliğiyle bağdaşmayan görevi kabul etme:Anayasa’ya göre milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar eden kişinin milletvekilliği de düşürülebilir. Ancak bu, TBMM Anayasa Adalet Karma Komisyonu’nun bu durumu tespit ettiğine ilişkin raporunun Genel Kurul’da yapılacak gizli oylama ile mümkün olabiliyor.
Anayasa’nın 82. Maddesi, milletvekillerinin devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinde, bağlı kuruluşlarda, gelir kaynakları yasayla sağlanmış kamu yararına dernek, devletten yardım sağlayan vakıflar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sendikalarda görev alamayacağını hükme bağlanıyor .
Meclis çalışmalarına katılmama:TBMM üyesinin Genel Kurul çalışmalarına katılmaması da miletvekilliğinin sona ermesi sonucunu doğurabiliyor. Buna göre Meclis çalışmaların özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içinde toplam 5 birleşim katılmayan milletvekilliğinin düşmesine, Genel Kurul’ca üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verilebiliyor.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – AYŞE SAYIN
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***