Özellikle ithal girdi maliyetleri yüksek olan üreticiler kurdaki oynaklık yüzünden ihracatta problem yaşıyor. İhracatçılar kur yükseldikçe, yurt dışından müşterilerin kendilerinden indirim istediğini söylüyor.
“Türk Lirası değer kaybedince ihracat artar, Türkiye kazanır” söylemi son günlerde sıkça dile getiriliyor. Son olarak Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu da enflasyon raporu sunumunda cari fazla vurgusu yapmış, ihracatın bu durumda güç kazandığının altını çizmişti. Peki dolar karşısında sürekli eriyen Türk Lirası ihracatçı için gerçekten de sürdürülebilir mi?
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dış ticaret istatistiklerine göre de Türk Lirası değer kaybettikçe ihracat artıyor. Bu yıl ihracatın 200 milyar doları aşması bekleniyor. Ancak son sekiz yılda ihracattaki artış ile Türk Lirası’nın değer kaybı aynı oranda değil. Bu süreçte lira dolar karşısında yüzde 332 değer kaybı yaşarken, ihracattaki artış yüzde 123 ile sınırlı kalmış durumda.
Ayrıca Türkiye, ihracat için üretim yaparken yurt dışından yüksek oranda hammadde ithal etmek zorunda. Yani kurdaki artış üretim maliyetlerini de yükseltiyor. Kurdaki aşırı oynaklık ise artan ani maliyetler yüzünden bazı firmaların ihracatı durdurmasına kadar gidebiliyor.
Tansiyonun insan hayatındaki önemi gibi
İstanbul Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç de sadece yüksek kur üzerine yapılan planların uzun dönemde kimseye bir fayda getirmediğini belirtiyor. Güleç’e göre ihracatçı ne düşük kur ne de yüksek kur istiyor. Bu konudaki tek beklenti sabit ve istikrarlı bir kur politikası. Zira Güleç’e göre kur ihracatta tıpkı tansiyonun insan hayatındaki gibi bir öneme sahip.
Girdi maliyetleri sürekli yükseliyor
Sanayici ve ihracatçının ilk tercihinin öngörülebilir kur olduğunu söyleyen Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger, “Biz ihracat yapabilmek için yurt dışından sürekli hammadde almak zorundayız. Ve bunları da dövizle alıyoruz. Bugün çelik fiyatları 2 bin dolardan 4 bin 500 dolara, plastik fiyatları bin dolardan 3 bin dolara ve demir fiyatları 700 dolardan bin 400 dolara yükseldi. Bu bizim gibi ihracatçıların dış pazarda rekabetçi olmamızı engelliyor” dedi.
Kur yükseldikçe bizden indirim istiyorlar
İhracatçılar olarak uzun vadede yükselen kur yerine daha istikrarlı bir kuru tercih ettiklerini belirten İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Koçak, “Kurlardaki ani yükselişlerde özellikle yurt dışındaki müşterilerimiz bizden indirim istiyor. Bunun ana sebebi Türk Lirası’nın değer kaybı. Biz de bu durumda rekabet gücümüzü kaybetmemek için dolar cinsinden fiyat indirimleri yapmak zorunda kalıyoruz. Ancak tek sorun bu değil. Artan girdi maliyetleri hem borç yükünü hem de üretim süreçlerini zora sokuyor. Kimya sektörünün hammadde girdilerinde ithal yani dışa bağımlı olduğunu düşünecek olursak kur artışlarının firmalara getireceği finansman yükü de maalesef fazla. Bazen gün içindeki aşırı oynaklık yüzünden üretim ve ihracat süreçleri zora giriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Her artış doğrudan sektöre yansıyor
Dövizde yaşanan hareketliliğin hem iç pazara hem de dış pazara yansıdığını ifade eden İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, “Pamuk, polyester elyaf gibi hammaddelerin fiyatları global piyasalarda belirlendiği ve bazı ürün gruplarında yüksek oranda ithal hammadde kullanmak durumunda olduğumuz için kurlarda yaşanan yükseliş doğrudan olarak sektörümüze yansıyor. Bir yandan enerji maliyetlerinde ocak ayından beri yaşanan yüzde 150’ye varan artış, asgari ücrette yaşanacak olan artışlar üreticinin ve ihracatçının kar marjını aşağıya çekecektir. Kur hareketliliğin de riski en az düzeye çekebilmek için firmaların giderleri kadar kısmını hedge etmesi çok mantıklı olacaktır. Bizim öncelikli talebimiz her zaman rekabetçi kur ve fiyat istikrarıdır” diye konuştu.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – EMRE ESER
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***