HABER ANALİZ | YÜKSEL DURGUT
3 Kasım, Uluslararası Gazetecilere Karşı Suçlarda Cezasızlıkla Mücadele Günü. Dünyanın birçok noktasında mesleği başında hayatını kaybeden yüzlerce gazeteci var. Kamuoyunu bilgilendirmek için her alanda hayatlarını ortaya koyan basın mensuplarının canlarına kast edenler hala serbestler ve meslektaşlarımız ise faili meçhul listesine yazılıyorlar.
Gazetecilerin tehdit edilmesi, korkutulması ve faillerinin ellerini kollarını sallayarak dolaşmaları demokrasi adına utanç verici bir durum. Gazetecilere Karşı Suçlarda Cezasızlıkla Mücadele Uluslararası Günü için Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) bir rapor yayınladı. CPJ’e göre son 10 yılda gazetecilerin kurban edildiği cinayet vakalarının yüzde 81’inde failler bulunamadı bile. 2011 yılından itibaren hazırlanan 10 yıllık rapora göre, Somali gazeteci cinayetleri sıralamasında birinci sırada.
Geçen iki yılda Afganistan listede ilk beş içerisinde yer alıyordu. Ağustos ayının ortalarında ABD ile koalisyon güçlerinin geri çekilmesi, Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin ülkeden kaçması ve Taliban’ın kontrolü ele geçirmesiyle gazetecilerin durumları kötüleşti. Taliban’ın gaddar basın özgürlüğü anlayışı yüzünden yüzlerce gazeteci ülkeyi terk etti. Afganistan’da son 10 yılda cinayete kurban giden 17 gazeteci var.
Somali, Suriye, Irak ve Sudan ile endeksin üst sıralarında yer alan diğer ülkelerde de olduğu gibi katiller için cezasızlık üst sıralarda.
Bir diğer Müslüman nüfuslu Pakistan’da gazetecilerin öldürüldüğü ve faillerin hala serbest olduğu 12 ülke arasında dokuzuncu sırada yer alıyor. Pakistan Basın Derneğinin yalnızca 2021’de gazetecilere yönelik cinayetler, saldırılar ve tutuklamalarla ilgili derlediği liste tüyler ürpertici. Ülkede 75’ten fazla gazeteci görevi başında öldürüldü. Bu davaların ikisi dışında diğerleri ise hala çözülemedi.
Sadece listedeki ülkelerde değil, demokratik ülkelerde de gazeteciler büyük kişisel risk altında çalışıyorlar. Avrupa’nın göbeğinde yaşanan Hollandalı gazeteci Peter R. De Vies’in öldürülmesi bu risk grubuna bir örnek.
Basına karşı sansür çeşitli yöntemlerle de uygulamaya konuluyor. Bu şekilde hem kontrolü sağlamak hem de mesleki yıldırma ile engeller oluşturuluyor. Bunun en güzel örneğini ise Türkiye’de yaşıyoruz. Türkiye, gazetecileri yaşarken öldürüyor. AKP hükümetinin KHK’lar ile kapatıp binlerce basın mensubunu işsiz bıraktı.
Dünya çapında, 2020 yılında en az 22 gazeteci mesleki faaliyetlerinden ötürü hayatlarını kaybettiler. Bu rakam 2019 toplamının iki katından fazla. 2021 yılının cinayet sayıları ise geçen yıla yakın seyrediyor. CPJ, Afganistan’daki siyasi belirsizlik ve diğer yüksek riskli ülkeler sebebiyle yıl sonuna dair bir tahmin yapmanın güç olduğunu kaydediyor.
Peki neden sayısız gazeteci cinayeti ve adam kaçırma olayına rağmen, bu suçların failleri hala meçhul kalıyor? Gazetecileri sosyal medya üzerinden tehdit edenlerin kimliklerinin tespit edilmesi, kovuşturulması ve adalete teslim edilmesi gerekiyor. Bu kaybolmaların ve saldırıların arkasında gerçekte kimlerin olduğu bulunmalı. Medyayı doğrudan veya dolaylı olarak sindirmekle suçlanan ne tür gruplar bulunuyor. Yoksa terör gruplarının işi mi?
İşlenen cinayetlerin gerçek faillerinin bulunması için bu soruların cevapları bulunmak zorunda. Her durumda da gazetecileri korumak, faillerden hesap sormak ve adaletin yerini bulmasını sağlamak hükümetlerin sorumluluğunda. Ne yazık ki, hükümetler bu davaları takip etmek için pek az istekli. Sonuç olarak gazetecilere yönelik saldırılar hız kesmeden devam ediyor.
MEDYAMIZ HER ZAMANKİ GİBİ ÖZGÜR
Listedeki ülkelerin liderleri, gazetecileri eleştirmek, amaçlarını veya vatanseverliklerini sorgulamak ve hatta onları düşman ülkelerin ajanları gibi göstererek de hedefe koyuyorlar. Kaybolmalar ve saldırılarla ilgili soruları görmezden gelen liderlerin hepsi de aynı şeyi iddia ediyor: “Medyamız her zamanki gibi özgür.”
Özgür bir basın demokrasinin temelidir. Bu temelin sağlamlığı ise gazetecilerin güvenliğidir. Hükümetler, bu temeli sarsıyorlar. Bazen, bu kaybolmaların ve saldırıların gerçekleştiğini bile kabul etmiyorlar. Eleştirinin suç olarak görüldüğü bir korku imparatorluğu oluşturuyorlar. Bu da bazı karanlık grupların elini güçlendiriyor.
Gazeteciler, hayatlarını riske atarak inanılmaz işler yapmaya devam ediyorlar. Gerçeği kamuoyuna aktarırlarken başlarına gelen olayların cevaplarını da hak ediyorlar. Cevapların bulunamaması veya gecikmesi, ülkelerin demokratik kimliklerini kirletiyor. Bu da bazı ülkelerin kendilerine her yıl hazırlanan ‘Çözülmemiş cinayetler listesinde’ bir yer bulmasını sağlıyor.
Global Cezasızlık Endeksi
Index | Ülke | Nüfus* | Çözülmemiş gazeteci cinayetleri |
1 | Somali | 15.9 | 25 |
2 | Suriye | 17.5 | 21 |
3 | Irak | 40.2 | 18 |
4 | Güney Sudan | 11.2 | 5 |
5 | Afganistan | 38.9 | 17 |
6 | Meksika | 128.9 | 27 |
7 | Filipinler | 109.6 | 13 |
8 | Brezilya | 212.6 | 14 |
9 | Pakistan | 220.9 | 12 |
10 | Rusya | 144.1 | 6 |
11 | Bangladeş | 164.7 | 6 |
12 | Hindistan | 1380.0 | 20 |
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***