2022’nin başında dünya sinemalarında gösterime girecek olan belgeselde 50 yaşındaki Alla Namık’ın 2003 yılında Irak’ın her yerinde aranan Saddam Hüseyin’i 235 gün boyunca evinin bahçesinde kazdığı bir çukurda saklayışının ayrıntılı hikâyesi yer alacak. Saddam Hüseyin 13 Aralık 2003’te ABD güçleri tarafından saklandığı çukurda yakalanmıştı.
Alla Namık daha önce de çok sayıda medya kuruluşu ile röportaj yaptı ancak görüntüsünü ve kimliğini sakladı.
“Birinin bu şekilde sekiz ay boyunca bir çukurda saklanması inanılmazdı” diyen belgeselin yönetmeni Mustafa, öncelikle hikâyenin ana karakterini aramaya başladığını ve Alla Namık’ı 2010 yılının başlarında “gizli kaynaklar üzerinden ulaştığı bir politikacının yardımıyla” bulduğunu anlatıyor.
Rûdaw’a konuşan Norveç vatandaşı Kürt yönetmen Helkawt Mustafa, Alla Namık’ı ikna etmenin kolay olmadığını, belgeselin çekimlerinin çok zor ve bir o kadar da engellerle dolu geçtiğini, bu nedenle ancak 10 yılda bitirebildiğini söylüyor.
Helkawt Mustafa, “Kendisine şart koştum; ya konuyla ilgili hiçbir şey söylemesin ya da bütün olayları herhangi bir filtre olmadan olduğu gibi anlatsın” diyor.
İlk kez 2010 yılında telefon görüşmesi gerçekleştiren ikili 2013’te de bir araya gelmiş.
Yaklaşık bir yıl boyunca kendisini belgesel çekimleri için ikna etmeye çalıştığını belirten Kürt yönetmen, en sonunda hikâyeyi bütün açıklığıyla anlattırmayı başardığını anlatıyor.
Alla Namık’ın can güvenliğinden dolayı belgeselin çekildiği yeri belirtmek istemeyen Mustafa, “Bu filim Saddam Hüseyin’in her şeyi olan bir adamın öyküsüdür. Saddam özel hayatı ile ilgili olarak da kendisine bir şeyler anlatmış. Bu adam Saddam’ın şoförü, koruması, berberi, doktoru ve aynı zamanda arkadaşıydı” diye konuşuyor.
Norveç hükümetinin finanse ettiği belgeselin bütün çalışmaları gizli yapıldı.
Helkawt Mustafa, kameramanların ve sette çalışanlarının çoğunun belgeselin içeriği ile ilgili bilgi sahibi olmadıklarını belirtiyor: “2020 ile 2021 yılları arasında çekimleri sonlandırdık. Yeni yılın başlarından itibaren dünya sinemalarında beyaz perdede gösterime girecek.”
Belgeselde birçok mekânın gerçek, bazılarının ise yapay olduğunu ifade eden yönetmen, “Belgeselden çok zevk aldım, kafamdaki birçok soruya yanıt buldum. İzleyenlerin de özel bir zevk alacaklarına inanıyorum” diyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***