IŞİD üyesi iki canlı bombanın, 10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı önünde gerçekleştirdiği terör saldırısında hayatını kaybeden 103 kişi için anma töreni düzenlendi.
Anma töreni öncesinde gar çevresine giden yollarda polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı görüldü.
Anma töreninin yapılacağı alana girmek isteyenlere polis, biber gazı sıkarak müdahale etti. Çıkan arbede sonucu 22 kişi gözaltına alındı.
Saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınları ve bazı sivil toplum kuruluşlarının öncülüğündeki grup anma töreninde, “10 Ekim katliamını unutturmayacağız” yazılı pankartlar ve terör saldırısında ölenlerin fotoğraflarının yer aldığı pankartlar taşıdı.
Anma töreninde, yakınlarını kaybedenler tarafından 10 Ekim Anıtına kırmızı karanfil konuldu, gökyüzüne siyah balonlar uçuruldu.
“İhmali olduğu belirtilen kamu görevlileri yargılanmadı”
10 Ekim- Der Başkanı Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun anma töreninde yaptığı konuşmada, katliama ilişkin ihmali olduğu ileri sürülen kamu görevlilerinin hala yargılanmadığını hatırlatarak, “Bilinmelidir ki insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır.” dedi.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, törende yaptığı konuşmada, 10 Ekim’de ölenler için Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin dün alana koyduğu “matem ağaçlarının” Ankara Valiliği tarafından kaldırıldığını hatırlatarak, “Ankara Valisi ağacın nesinden korkuyor. Ağacı terörist olarak gören anlayış olur mu? Ankara Valisi barış temelli eylemlerimizin nesinden korkuyor” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter’daki paylaşımında, “10 Ekim Ankara katliamında dillerinde kardeşlik türküleriyle teröre kurban verdiğimiz yurttaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyor, terörü ve terör işbirlikçilerini bir kez daha lanetliyorum. Unutmadık, unutturmayacağız.” ifadelerini kullandı.
10 Ekim’de ne oldu?
DİSK, KESK, Türk Tabipleri Birliği, TMOBB ve HDP’nin de aralarında bulunduğu pek çok sivil toplum örgütü ve siyasi partinin çağrısıyla Ankara Tren Garı önünde düzenlenen Emek, Barış, Demokrasi mitingine düzenlenen saldırıda olay günü 100, daha sonra aldığı yaralar nedeniyle tedavi altındayken 3 kişi olmak üzere 103 kişinin hayatını kaybetti.
Yürüyüş henüz başlamadan saat 10 civarı kısa aralıklarla iki ayrı canlı bomba ile gerçekleştirilen saldırı, Türkiye tarihinin en çok insanın hayatını kaybettiği intihar saldırısı oldu. Saldırının başkent Ankara’nın merkezinde gerçekleşmiş olması, istihbarat ve emniyetin saldırının önüne geçmek için yeterince önlem almadığı eleştirilerine yol açtı.
Resmi açıklamalarda IŞİD’in gerçekleştirdiği belirtilen saldırıdaki canlı bombalardan birinin ise, aynı yıl Suruç’ta düzenlenen intihar saldırısını düzenleyen canlı bomba Abdurrahman Alagöz’ün kardeşi Yunus Emre Alagöz olduğu belirtiliyordu.
10 Ekim davasında neler oldu?
İki yıl süren duruşmaların ardından dokuz sanığa “Anayasal düzeni ihlal” suçundan birer kez, “kasten öldürme” suçundan da 100’er kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Mahkeme ayrıca bu sanıklara saldırıdan yaralı kurtulan 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçundan hapis cezası verdi.
Bunun yanında dokuz sanık örgüt üyeliğinden değişik yıllarda hapis cezasına çarptırıldı.
Davada 19’u tutuklu 17’si firari 36 sanık yargılandı. Aralarında katliamın planlanmasında adı öne çıkan İlhami Bali gibi firari sanıkların bulunduğu kişilerin dosyası ayrıldı. Bu sanıklarla ilgili yargılama ayrıca devam edecek.
Saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerini veya yaralı olarak kurtulanları temsil eden avukatlar, soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmediğini ve kamu görevlilerinin muhtemel ihmallerinin ne soruşturmaya ne davaya konu edildiğini söyleyerek kararı eleştirdi.
Davayı gören mahkeme heyeti geçen yıl kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunarak bunu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermiş ancak başsavcılık bunu işleme koymama kararı vermişti.
Ayrıca iki mülkiye başmüfettişi ile iki polis başmüfettişinin hazırladığı 25 Şubat 2016 tarihli ön inceleme raporunda; saldırının gerçekleştiği tarihteki Ankara Emniyet Müdürü ile TEM, Güvenlik ve İstihbarat Şube müdürlerinin de ihmal suçundan soruşturulması gerektiği belirtildi. Ancak Ankara Valiliği söz konusu polisler hakkında soruşturma izni vermedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***