Almanya’da SPD ve Yeşiller’in oylarının artmasıyla meclisteki siyasi denge tamamen değişti. Muhtemel koalisyon ortaklığı için görüşmeler sürerken Federal Meclis başkanlığı için ise SPD’li Aydan Özoğuz’un adı geçiyor.
Henüz sene başında oy oranı kamuoyu yoklamalarında yüzde 14-15’lerde görünen SPD, seçimlerde oyunu yüzde 25,7’ye çıkarmayı başarınca meclisteki en güçlü parti konumuna geldi. SPD’li vekillerin 49’u ise partinin daha soldaki gençlik teşkilatı JUSOS’tan geldi. SPD’nin kuracağı olası koalisyonlar ve bakanlıkların dağılımı için kapalı kapılar ardında hazırlıklar sürerken, diğer yandan kulisler meclis başkanlığı için hareketlendi. Tagesspiegel’in kıdemli başkent muhabiri Stephan-Andreas Casdorff’e göre SPD kulislerinde meclis başkanlığı için eski bakanlardan Türkiye kökenli Aydan Özoğuz’un adı geçiyor.
Berlin’de Özoğuz’un “kadın olması, göçmen kökenli olması, ayakları yere sağlam basan kıdemli bir politikacı olması şansını artırıyor” yorumu yapılıyor. Özoğuz’un, son seçimlerde aynı seçim bölgesinde Hristiyan Birlik üyesi rakibinin oyunun iki katını alarak doğrudan oylarla meclise girmeyi başarması da konumunu güçlendiriyor. Özoğuz, Hamburg’daki seçim bölgesinde adaylara verilen ilk oyların yüzde 38,7’isini almayı başararak yüksek oyla seçilen vekil oldu.
Saliha Aydan Özoğuz kimdir?
1967 doğumlu Özoğuz, Hamburg’da dünyaya geldi. İngilizce, İspanyolca ve insan kaynakları ekonomisi alanında üniversite eğitimi alan Özoğuz, uzun yıllar Hamburg’da Türk öğrenci derneğinde fahri görev yaptı. Almanya’da dış politika alanında çalışmalar yürüten Körber Vakfı’nda 1994’te çalışmaya başlayan Özoğuz, Alman-Türk gençlik ve bilimsel değişim projelerini hayata geçirdi.
Özoğuz’un politikaya atılması, Pazar günü yapılan son seçimlerde SPD’nin başbakan adayı ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in muhtemel halefi Olaf Scholz’un teşvikiyle oldu. Halen Maliye Bakanlığı göreini yürüten Scholz, 2000 yılında SPD Hamburg Eyalet Teşkilatı başkanı olduğu dönemde Özoğuz’u eyalet meclisi için SPD listesinden aday olmaya davet etti. Özoğuz, 2001 yılında SPD üyesi olmadan partinin eyalet listesinden Hamburg Eyalet Meclisi’ne vekil olarak girdi ve partinin uyum, göç, iç politika, aile komisyonlarında görev yaptı. 2004’te düzenlenen erken seçimlerde yeniden vekil seçilerek Hamburg Eyalet Meclisi’ne girmeyi başardı.
2004’te yeniden Hamburg Eyalet Meclisi’ne seçilen Özoğuz, aynı yıl partisi SPD’ye de resmen üye de oldu. 2008 yılına kadar Hamburg Eyalet Meclisi’nde vekillik yapan Özoğuz, 2009 yılında yapılan genel seçimlerle kariyerinde sıçrama yaptı ve Federal Meclis’e girdi.
Çekingen ama çıkışlarıyla da tartışmalı bir politikacı
2011 senesinde SPD’nin uyum politikaları sorumlusu olarak yaptığı bir çağrı yoğun tartışmalar yarattı. Özoğuz, o dönem Federal İçişleri Bakanı olan CSU’lu Hans Peter-Friedrich’in başkanlığında düzenlenecek Almanya İslam Konferansı’nı boykot etmeye çağırdı. Özoğuz’a göre, dönemin İçişleri Bakanı’nın radikal İslamcı eğilimlerin engellenmesi amacıyla devlet ile Müslüman cemaatler arasında bir güvenlik ortaklığı kurulması talebi Müslümanları toptan zan altında bırakmak demekti. Friedrich, talebine Frankfurt Havalimanı’nda iki ABD askerine yönelik saldırıyı gerekçe gösterdiyse de pek çok çevreden sert eleştirilere maruz kaldı. Friedrich, “İslam’ın Almanya’nın bir parçası olduğuna dair kanıt bulunmadığı” yönündeki sözleri yüzünden de eleştirilere uğradı.
Özoğuz’un o dönemki çıkışı Müslüman çatı örgütlenmeleri ile Müslüman göçmenler tarafından hanesine artı olarak yazıldı.
Özoğuz, Aralık 2013’te kurulan büyük koalisyon hükümetinde Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı oldu. Görevini başbakanlığa bağlı devlet bakanı olarak yürüttüğünden Almanya’da Türkiye kökenli ilk federal bakan olarak tarihe geçti. Özoğuz, uzun yıllardır Almanya’da yaşayan göçmen kökenlilerin Alman vatandaşı olmadan da yerel seçimlerde oy hakkı almasını savunmasıyla yine göçmenlerin desteğini alırken koalisyon ortağı Hristiyan Birlik’ten sert eleştirilerin hedefi oldu.
Özoğuz, uyum ve göç konularında “hassas” ve “konusuna hakim” olarak nitelense de kamuoyunda çekingen ve silik olmakla da eleştirildi. Bu genel tutumu sebebiyle yaptığı sert çıkışlar daha fazla dikkat çekti, tartışmalara neden oldu. Alman Federal Meclisi’nde, Osmanlı döneminde yüz binlerce Ermeni’nin katledilmesini soykırım olarak nitelendirilen kararın partiler üstü bir çoğunlukla kabul edilmesini bir “hata” olarak nitelemesi ise bazı Türkiye kökenli çevreler arasında memnuniyet yaratırken kamuoyunun geniş kesimlerinde ise eleştiri oklarının hedefi haline gelmesine neden oldu. Özoğuz, Ermeni soykırımı kararını içerik açıdan onaylasa da kabulünün Türkiye’de tarihi yüzleşme ihtimalinden daha da uzaklaşılması sonucunu doğuracağını savunmuştu.
“Anadolu’ya geri sepetlemek”
Özoğuz ile ilgili önemli bir diğer tartışma da sağ popülist, İslam ve göç karşıtı Almanya İçin Alternatif partisi (AfD) Meclis Grubu Eş Başkanı Alexander Gauland’ın Özoğuz’u “Anadolu’ya geri sepetlemek” gerektiği şeklinde sözleriyle oldu. Bu açıklaması üzerine Başbakan Angela Merkel, Gauland’ı doğrudan ırkçılık yapmakla suçladı.
Özoğuz, 2017 genel seçimlerinden sonra kurulan büyük koalisyon hükümetinde ise görev almadı. Parti genel başkan vekilliği görevine de bir daha aday olmadı, diğer yandan parti yönetim kurulu üyesi olarak görevine devam etti. Aydan Özoğuz’un, kendisi gibi SPD’li eski Hamburg Eyaleti İçişleri Bakanı Michael Neumann’dan evliliğinden bir kız çocuğu bulunuyor.
Almanya’da Federal Meclis Başkanı nasıl seçiliyor?
Almanya’da teammüllere göre Federal Meclis başkanı, mecliste en güçlü grubu oluşturan partilerden çıkar. Dolayısıyla 2005 yılından bu yana Federal Meclis başkanlığı da Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ittifakının elinde. CDU’nun önde gelen politikacılarından 79 yaşındaki Wolfgang Schäuble ise 2017’den bu yana meclis başkanlığını yürütüyor. Ancak Pazar günü yapılan genel seçimlerde Hristiyan Birlik ittifakı birinci güç olamadı, meclis başkanı çıkarma hakkını da Sosyal Demokrat Parti’ye (SPD) kaptırdı.
Meclis başkanlığı için meclisteki diğer partiler de kendi adaylarını veya belirledikleri ortak bir adayı önerebiliyor. İlk turda adaylardan biri salt çoğunluğu sağlayamazsa ikinci tur seçime gidiliyor. İkinci turda da adaylardan biri yine çoğunluğu sağlayamadıysa en yüksek oyu alan iki aday arasında üçüncü tur seçim yapılıyor. Üçüncü turda, seçilmek için bir adayın basit çoğunluğu sağlanması yeterli.
Gizli yapılan meclis başkanlığı oylamasında meclisteki en güçlü partinin adayının şansı matematiksel olarak zaten yüksek. Genelde de partiler birleştirici, uzlaştırıcı ve tecrübeli vekillerini aday gösterdiğinden meclisteki güçlü partinin adayı diğer partilerden de destek alıyor.
Meclis başkanının, seçimlerden sonra yapılan ilk meclis oturumunda belirlenmesinin ardından başkan yardımcıları seçimine geçiliyor. Burada kesin bir sayı olmamakla birlikte mecliste grubu olan her parti en az bir milletvekili ile meclis başkanvekilliğinde temsil edilebiliyor. Başkan yardımcıları ile meclis başkanı da Federal Meclis Başkanlığı organını oluşturuyor.
Her partinin en az bir başkan vekilinin olması geleneği şimdiye kadar sadece sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi için uygulanmadı. AfD defalarca meclis başkan vekili için aday gösterdiyse de mecliste grubu olan partiler AfD’li birini meclis başkanlığı kürsüsüne oturtmamak için onu seçmeyi reddetti.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – ELMAS TOPÇU
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***