TR724 HABER | ERSAN AY
AKP hükümetinin sanık sandalyesine oturtulduğu ve yargılandığı Turkey Tribunal’in 4. oturumunda 3. tanık olarak aktivist ve modacı Barbaros Şansal dinlendi. THY uçağından inişi sırasında linç edilen hak savunucusu, mücadeleye devam mesajı verdi. ”Şu an sistemin tamamı Erdoğan’ın sarayı üzerine kurulu. Eğer Erdoğan yanlısı iseniz bütün haklarınızdan yararlanabilirsiniz ama Erdoğan’ı eleştirirseniz hiç bir hakkınız yoktur.” dedi.
Tanık Barbaros Şansal’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
-Bana yönelik yaptırımlar ve saldırılar 2006 yılında Habertürk kanalında yaptığım bir televizyon programıyla başladı. RTÜK, eşcinselliği meşrulaştırmaya çalıştığım kanaatine vardı ve beni ekranlardan 2 yıl yasakladı.
-28 Aralık 2012’de Taksim’de organize bir şiddet saldırısına maruz kaldım. Saldırının ardından faillerin hiçbiri yakalanmadı.
-Gezi olayları sonrası ağustos 2013’te kendisini istihbaratçı olarak tanıtan kişilerce sorguya alındım. Daha sonra bu olaya dair suç uydurmakla suçlandım fakat mahkemede olayın gerçek olduğunu ispatladım.
-Ocak 2017’de havuz medyasında aleyhimde bir kampanya başlatıldı ve KKTC’den İstanbul Atatürk Havalimanı’na kaçırıldım. 2 Ocak gecesi havalimanında linç girişimine mazur kaldım. 19 kişi tarafından zorla uçaktan indirildim, fiziksel şiddete uğradım hatta bu linç çetesi benim saatimi bile çaldı. Dişlerimi kırdılar, kıyafetlerimi parçaladılar. 9’u polis diğerleri havayolu şirketinin yer görevlileriydi.
-Beni öldürmeye çalıştılar, başka birimden olan bir polis memuru gelip beni bunların ellerinden kurtardı. Beni gerçekten öldürmeye çalıştılar ve bunu tüm dünyaya canlı yayınladılar. Bunun neticesinde ben işyerimi, malımı, mülkümü satmak zorunda kaldım. Yaşadığım yeri terketmek zorunda kaldım. Sokakta can güvenliğim yoktu. Devletin resmi kurumu olan Anadolu Ajansı bu linç girişimini provoke etti. Sonrasında TCK 217 kapsamında haksız yere tutuklandım ve Silivri’de hücreye atıldım.
-Hücrede anayasaya aykırı olmasına rağmen 56 gün boyunca temel ihtiyaçlarımın karşılanması engellendi. TCK 301 kapsamında hakkımda 6 ay 22 günlük hapis cezası kararı verildi ve salıverildim.
-Şimdi Kıbrıs’da yaşıyorum ve hala insan hakları, LGBT hakları, çevre ve hayvan haklarındaki mücadeleme yılmadan devam ediyorum.
-Şu an hakkımda açılmış 58 dava var. Cumhurbaşkanlığı tarafından yeni kurulan gizli tanık şikayet sistemi üzerinden sistematik olarak açılan davalarla mücadele ediyorum. Ülkeme gidiyorum ve davalara katılıyorum.
-Türkiye’nin insan hakları konusunda uzun yıllardır sicili kabarık. Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşları üzerinde bir korku imparatorluğu inşa ederek, insanları ithamlarla ve suçlamalarla susturarak, haksız yargılamalar, tutuklamalar ve işkenceler ile yol almaya çalışıyor. Ama ben mücadeleye devam edeceğim. Siyasi sığınma talebim yok, kaleler içten fethedilir, mücadele içte devam etmelidir, sonuçlarına da katlanılmalıdır. Bir örnek teşkil ettiğimi düşünüyorum.
-LGBT konusunda ise ben en kötü mağdurlardan biriyim. Bundan 24 yıl önce İstanbul onur yürüyüşünü ilk başlatanlardan biriyim ve o gün sadece 5 adım yürüyebildik, saçlarımızı tıraş ettiler, bizi zührevi hastalıklar hastanesine götürdüler ve orada halka sergilediler. Bu mücadele zamanla gelişti fakat 2015’den sonra onur yürüyüşleri engellendi ve bizim Kader isimli transseksüel arkadaşımız yakılarak öldürüldü. Hiç bir şekilde bir kovuşturma yapılmadı. Eğer Türkiye’de bir LGBT bireyseniz sizin hiç bir hakkınız yok ve işkenceyi hakediyorsunuz, tacizi hakediyorsunuz algısı var. Toplumda ötekiliştiriliyorsunuz. Türkiye’de eşcinsellere karşı sadece cinsel tercihlerinden dolayı çok ciddi suçlar işleniyor. Erdoğan rejiminde eşcinseller daha fazla hedef alınmaya başlandı çünkü bu rejim düşman yaratmayı seviyor, korku imparatorluğu yaratmaya çalışıyor.
-Cemaat’te Kürt hareketinde Alevilerde ve LGBT konusunda da gördüğümüz gibi şu an sistemin tamamı Erdoğan’ın sarayı üzerine kurulu. Eğer Erdoğan yanlısı iseniz bütün haklarınızdan yararlanabilirsiniz ama Erdoğan’ı eleştirirseniz hiç bir hakkınız yoktur.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***