Anayasa Mahkemesi, işkence ile ilgili aldığı kararda, ulusun varlığının tehdit altında olduğu durumda bile işkence yapılamayacağına hükmetti.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından, cezavlerinde ya da gözaltı merkezlerinde çok sayıda kişiye işkence yapıldığı iddialarının ardından, AYM, Antalya’da gözaltında işkence gören, bağırsağından ameliyat olmak zorunda kalan öğretmenin durumunu ele aldı ve öğretmenin şikayetinin takipsizlikle sonuçlanmasını hak ihlali saydı.
T24’ten Gökçen Tahircioğlu’nun haberine göre, AYM hak ihlali kararında şu ifadeleri kullandı:
“Kötü muamele yasağı mutlak bir yasak olup ulusun varlığını tehdit eden genel bir tehlike durumunda bile askıya alınamamaktadır. Terör ve örgütlü suçlarla mücadele gibi en zor koşullarda bile kötü muamele kesin olarak yasaklanmıştır” denildi. AYM, savcılığın, Adli Tıp raporuna rağmen, polisin, “merdivenden düştü” tespitini esas alarak takipsizlik vermesini ihlal nedeni saydı. AYM kararına göre soruşturma yeniden başlatılacak ve öğretmene 40 bin lira tazminat ödenecek.”
Öğretmen Eyüp Birinci, 27 Temmuz 2016’da gözaltına alındı ve tutuklandı ancak gözaltı sırasında işkence gördü.
Gözaltında olduğu sırada beş kez doktor muayenesinden geçirilen Birinci için, vücudundaki ağır darp izlerine rağmen, “darp ve cebir izi yoktur” raporu verildi. Ancak sonraki iki muayeneye gelen doktorlar, Birinci’nin vücudundaki işkence izlerini tespit etti ve karın ağrısı şikayeti nedeniyle hastaneye sevkine karar verdi. Hastaneye sevk edilen Birinci’nin kalın bağırsağının yırtıldığı saptandı. Ameliyata alınan Birinci, günlerce yoğun bakımda kaldıktan sonra hayata dönebildi.
Antalya Başsavcılığı, söz konusu belgeleri hastaneden ve doktorlardan talep etti. Emniyetten gelen tutanakta ise Birinci’nin başının döndüğü, merdivenden düştüğü, bunun üzerine polislerin kendisini kaldırdığı, “istersen hastaneye götürelim” dediği, iyi olduğunu söyleyen Birinci’nin nezarethaneye konulduktan sonra fenalaştığı belirtildi. Adli tıp raporlarına rağmen Birinci soruşturması hakkında takipsizlik kararı verildi.
AYM ise “Devletin kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüğünün bir usul boyutu bulunmaktadır. Bu usul yükümlülüğü çerçevesinde devlet, her türlü fiziksel ve ruhsal saldırı olayının sorumlularının belirlenmesini, gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili resmî bir soruşturma yürütmek durumundadır. Bu tarz bir soruşturmanın temel amacı söz konusu saldırıları önleyen hukukun etkin bir şekilde uygulanmasını güvenceye almak, kamu görevlilerinin ya da kurumlarının karıştığı olaylarda bunların sorumlulukları altında meydana gelen olaylar için hesap vermelerini sağlamaktır” hüküme vardı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***