Afganlar, interneti şimdiye kadar genelde sansür ve devlet kontrolü olmadan kullanabiliyordu. Fakat Taliban yönetimiyle birlikte bu durum değişebilir. Alternatif olarak internetsiz iletişim araçlarına yönelmek mümkün.
Demokratik olmayan bir sürecin sonucunda bir ülkedeki güç dengesi aniden değişirse, yeni yöneticiler sivil özgürlükleri genelde bariz şekilde kısıtlarlar. Tıpkı Myanmar’daki askerî darbeden, Belarus’taki özgür olmayan seçimlerden veya Taliban’ın Afganistan’da yönetimi yeniden ele geçirmesinden sonra yaşananlar gibi.
İnternet, bir kitle iletişim aracı olarak bugün dünya çapında neredeyse vazgeçilmez bir öneme sahip. Bu nedenle de bir yönetim değişikliğinde, genellikle yeni yöneticilerin ilk el attıkları alanlardan biri de internet oluyor. Teknik imkân ve becerilere bağlı olarak değişmekle birlikte, yönetimler ya belirli web sitelerine erişimi engelleyebiliyor ya da daha radikal bir adımla internetin fişini çekiyor.
Ancak Taliban’ın da kısaca “messenger” olarak adlandırılan popüler mesajlaşma uygulamalarını bizzat kullandığı ve dolayısıyla internete bağımlı olduğu biliniyor. Bu nedenle de internetin Afganistan’daki akıbeti konusunda halihazırda bir belirsizlik söz konusu. Ancak yine de sanal ağa erişimin, ülke çapında geçici süreyle veya bölgesel olarak kapatılması çok da uzak bir ihtimal değil.
İnternet yoksa iletişim de yok! Dijital çağda pek çok kişi böyle düşünebilir. Fakat bu kadar karamsar olmaya gerek yok. Zira sınırlı ve zahmetli de olsa, imdada yetişebilecek birkaç can simidi mevcut. Şimdi kısaca bunlara bir göz atalım:
Briar – Bluetooth veya Wifi ile akıllı telefondan akıllı telefona
Merkezî kontrole ihtiyaç duymadan, iki veya daha fazla bilgisayar ya da mobil cihazın, veri paylaşmak amacıyla birbirine bağlandığı ağa “eşten eşe” anlamına gelen Peer-to-Peer (P2P) adı veriliyor. İşte Briar da eşler arası iletişimi sağlayan bir Android uygulaması. Bu sayede iki veya daha çok akıllı telefon, internet bağlantısı, yönlendirici (router), mobil ağ ve benzeri bir alt yapıya gerek duymadan birbiriyle doğrudan iletişim sağlayabiliyor.
En büyük avantajı, gönderilerin uçtan uca şifreleme (E2EE) yöntemiyle güvence altına alınması. Gizli servisler, cep telefonu sağlayıcıları ve hatta bilgisayar korsanları bile bu şifreleme yöntemiyle gönderilen mesajlara erişemiyor. En önemli dezavantajı ise kısa menzilli olması. Uygulama aracılığıyla Bluetooth ile yaklaşık 10 metreye, Wifi ile de 100 metreye kadar bir mesafeye erişmek mümkün.
Ancak mesafe sorunun da bir çözüm var: Briar ile pek çok cihazın, birbirine aynı anda bağlanması mümkün. Bu sayede sadece iki değil, birçok kişi birbirleriyle daha uzun mesafelerde iletişim kurabiliyor. Bir nevi “kulaktan kulağa” oyunu gibi.
Bu teknolojiye “Mesh (kafes) ağı” deniyor. Bu ağdaki bir kişi, örneğin yabancı bir sim kartla internete bağlantısı varsa, söz konusu erişimini bağlı olduğu tüm kişilerle paylaşabiliyor.
Kafes ağı, herhangi bir kablosuz ağ için daha fazla güvenilirlik ve kapsama alanı sağlamak üzere yedekli ve dağıtılmış düğümler kullanan bir tür kablosuz ağ türü. Tekrarlayıcı (repeater) adı verilen bir dizi küçük düğüm, yalnızca bir kablosuz yönlendirici ile mümkün olacağından, daha geniş bir alana kapsama sağlamak için büyük düğümlere veya kablosuz yönlendiricilere bağlanıyor. Ağ yazılımı, karmaşık düğüm noktaları boyunca sinyalleri verimli bir şekilde yönlendirebilen ve bazı düğümler kapalıyken bile etkili bir şekilde çalışmaya devam edebilen ve bir nevi kendi kendini iyileştiren ağlar şeklinde işliyor.
İnternet bağlantısı genellikle Tor (soğan yönlendirme) aracılığıyla anonimleştiriliyor. Yani üçüncü şahıslar, iletilen mesajları okuyamıyor. Ancak bir mesh ağının parçası olan herkes, içeriğine vâkıf olmadığı ve yasaları ihlal edebilecek bazı bilgi ve belgeleri de otomatik olarak gönderebildiğinin ya da buna aracılık edebileceğinin de bilincinde olmalı.
Özgür ve açık kaynak kodlu bir uygulama olan Briar, internet özgürlüğü için mücadele eden Accessnow ve Open Technology Fund (Açık Teknoloji Fonu) gibi uluslararası kuruluşlar tarafından finanse ediliyor. Briar uygulaması, Google Playstore veya F-Droid üzerinden yüklenebilir.
Apple kullanıcıları için Bridgefy
Bridgefy de Briar’a benzer bir yöntem izleyerek Bluetooth veya Wifi üzerinden de kurulan bir kafes ağı üzerinden iletişime olanak veriyor. Uygulama, Android’e ek olarak iOS cihazlarda da kullanılabiliyor. Hong Kong’daki protestolar sırasında Bridgefy’ın yoğun bir şekilde kullanılmasının en önemli nedeni, her iki mobil sistemle de çalışıyor olmasıydı.
Bridgefy açık kaynak kodlu bir uygulama olmayıp aynı adlı Meksika merkezli bir şirket tarafından geliştirildi. Finansmanı ise reklam gelirleriyle sağlanıyor.
Yetersiz şifreleme nedeniyle geçmişte bazı messenger uygulamalarına dair güvenlik endişeleri oluşmuştu. Günümüzde bu endişeler, özellikle “Signal protokolu” adıyla bilinen uçtan uca şifreleme yöntemi sayesinde büyük ölçüde giderildi. Signal’in yanı sıra WhatsApp dahil çok popüler mesajlaşma uygulaması artık bu şifreleme yöntemini kullanıyor.
Silence ile şifreli SMS
İnternet erişimin olmadığı ancak mobil telefonların ve klasik SMS mesajlarının devrede olduğu durumlarda, “sessizlik” anlamına gelen Silence uygulaması, güvenli bir yazılı iletişimi sağlayabilir.
Klasik SMS iletişimi şifrelenmiyor ve dolayısıyla üçüncü taraflarca kolay bir şekilde okunabiliyor. Silence, bu güvenlik açığını kapatıyor ve SMS iletilerini şifreliyor.
Ancak yalnızca iletişimin içeriği gözetimden korunuyor. Meta veriler, yani kimlerle ve ne zaman ileti alışverişi yapıldığı gibi bilgiler şifrelenmiyor. Apple, SMS hizmetleri için yabancı uygulamalara izin vermediğinden, Silence şu anda yalnızca Android için kullanılabiliyor. Açık kaynak kodlu bu uygulama tümüyle bağışlarla finanse ediliyor.
Sansürü aşmanın yolları
Görüldüğü gibi internet bağlantısına gerek duymayan dijital iletişim olanakları mevcut ancak hayli sınırlı. Yani iletişimde kalmak tümüyle imkânsız değil. Lakin bu tür araçları kullanırken dikkatli olmak, güvenlik durumu ve yerel yasalar gibi bazı faktörleri de göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Öte yandan, bir internet bağlantısı varsa, ancak yoğun bir şekilde sansürlenmişse veya belirli web siteleri engellenmişse, sansürü atlatmak için yine bazı uygulama ve yöntemler yardımcı olabilir. Örneğin, Psiphon veya Tor.
Psiphon, güvenli iletişim ve gizleme teknolojilerinin kombinasyonunu (VPN, SSHve HTTP Proxy) kullanan bir internet sansürü önleme yazılımı. Program, özellikle “internet düşmanı” olarak kabul edilen ülkelerdeki kullanıcıları desteklemek için Kanada’daki Toronto Üniversitesi tarafından tasarlanıp geliştirildi.
Yukarıda bahsettiğimiz Briar uygulamasının da temelini oluşturan ve “The Onion Router” (soğan yönlendirme) ifadesinin kısaltması olan Tor ise çevrimiçi etkinliklerin dışarıdan izlenebilmesini önleyen bir teknoloji. Ulaşılmak istenen sunucuya mesaj gönderebilmek için dağıtılmış bir eşler ağı kullanılıyor. Hedef sunucu, kimin giriş yaptığını bilmiyor. Kullanıcının kendi internet hizmet sunucusu (ISP) ise Tor kullanıldığını görebiliyor ancak hangi sitelere girildiğini takip edemiyor.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***