Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 83’üncü maddesine eklenen 4 No’lu fıkra ile artık tutuklu ve hükümlüler kapalı görüşlerde dinlenecek, elektronik cihazlarla görüşler kayıt altına alınacak. Bu yasa maddesinin anayasaya aykırı olduğunu söyleyen Avukat İbrahim Bilmez, “Türkiye hızla hukuk devleti olmaktan uzaklaşıyor. Hukuk devleti kağıt üzerinde kalmış diyebiliriz. Kabul edilebilir bir durum değil, ses çıkarmak gerekir” dedi.
“KURUM YÖNETİMİ TARAFINDAN DİNLENEBİLİR”
Evrensel’den Eylem Nazlıer’in haberine göre, 17 Haziran’da TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen yasa, hükümlü ve tutuklulara tebliğ edilmeye başlandı. Tebliğ edilen yazıda, artık tutuklu ve hükümlülerin kapalı görüşlerde dinleneceği, elektronik cihazlarla görüşlerin kayıt altına alınacağı belirtildi. Gerekçe olarak ise kamu düzeninin korunması ile kişi, toplum ve kurum güvenliğinin sağlanması veya suç işlenmesinin önlenmesi amacı yer aldı. Yazıda önceden bilgilendirilmek üzere kapalı ceza infaz kurumlarında kalan hükümlü ve tutukluların yapacakları görüşmelerin kurum yönetimi tarafından dinleneceği aktarıldı. Yazıda şu ifadeler yer aldı:
“Bu fıkra uyarınca tutulan kayıtlar, amacı dışında kullanılamaz ve kanunda açıkça belirtilen hâller dışında hiçbir kişi veya kurumla paylaşılamaz. Bu kayıtlar herhangi bir soruşturma ve kovuşturmaya konu edilmemiş ise en geç bir yıl sonunda silinir. Silme işlemi Cumhuriyet Savcısı tarafından denetlenir hükmü gereğince kapalı görüşler dinlenecek ve elektronik cihazlar ile kayıt altına alınacaktır.”
“HUKUKA AYKIRI”
Birçok cezaevinde siyasi tutuklu ve hükümlülere bu yazının tebliğ edildiğini söyleyen Av. İbrahim Bilmez, “Genel olarak hapishanelerde böyle bir uygulama başlayacak gibi gözüküyor. Tabi hukuk açısından böyle bir yasal düzenleme kabul edilir bir durum değil. Hukukun temel ilkelerine tamamen aykırı bir düzenleme. Müvekkillerimizin hapishanelerde özgürlükleri zaten devlet tarafından kısıtlanmış durumda. Çok sınırlı bir alanları var. Kısıtlı bir sürede aileleri ile yaptıkları görüşmelerin devlet tarafından dinlenmesi özel hayat ve aile hayatına saygının ihlali anlamına geliyor. Bu hem anayasanın 20. maddesinde hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesinde düzenlenmiş bir haktır. Aynı zamanda anayasanın 17. maddesinde kişi dokunulmazlığı, kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu madde var. Bunun da ihlali söz konusu” dedi.
“TÜRKİYE HIZLA HUKUK DEVLETİ OLMAKTAN UZAKLAŞIYOR”
“Bu insanlar aileleriyle görüşürken bile kendilerini rahat hissedemeyecek” diyen Bilmez, “Kamu güvenliği, kurumun güvenliği vs. böyle genel bir ibare var. Gerekçe bu. Tutsakları dinlemek için böyle bir yasal düzenleme yapılmış durumda. Herkesi keyfi olarak dinleyecekler” ifadelerini kullandı.
Bilmez son olarak şunları söyledi:
“Türkiye hızla hukuk devleti olmaktan uzaklaşıyor. Hukuk devleti kağıt üzerinde kalmış diyebiliriz. Müvekkillerimize infaz hakimliğine başvurun dedik oradan olumsuz yanıt gelirse ağır ceza mahkemesine itiraz edilecek ondan sonra da anayasa mahkemesine başvuru yapılacak bu şekilde bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bir siyasi parti mecliste ya da 110 milletvekili bir araya gelip bu yasa maddesinin anayasa aykırı olduğuna dair bir başvuru yapabilir. Kabul edilebilir bir durum değil, ses çıkarmak gerekir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***