Irkçı saldırıda yaralanan ve “Devlet korumasına alındı” denilen Suriyeli İ.H. isimli çocuk, açıklamaların aksine ailesinin çabasıyla hastaneye götürüldü. Hastane polisi ise darp raporu verilen İ.H.’ye ilişkin ailenin ifadesini de şikayetini de almadı
Ankara’nın Altındağ ilçesine bağlı Battalgazi ve Önder mahallerinde 11-12 Ağustos’ta Suriyeli mültecilere yönelik gerçekleştirilen ırkçı saldırıda başından yaralanan İ.H. isimli çocuk hastanedeki tedavinin ardından 3 kardeşi, anne ve babasıyla birlikte bir tanıdıklarının evine taşındı. Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık’ın 12 Ağustos’ta yaptığı ve İ.H. için “Camdan gelen taşla yaralanmış, şimdi ambulansla aldırıyoruz. Devlet koruması altına alındı” açıklamasının aksine, aile hastanedeki tedavilerinin ardından kendi imkanlarıyla başka bir mahalleye taşındı. Aile, saldırı sonrası komşularının ambulansı araması üzerine hastaneye gitti. Hastanede polisin hiç yanlarına gelmediğini ifade ve şikayetlerini almadıklarını belirten aile, yetkililerin ise darp raporu verip “isterseniz şikayetçi olabilirsiniz” diyerek eve gönderdiklerini söyledi.
DÊRAZOR’DAN GÖÇ
İ.H.’nin ailesiyle saldırı sonrası taşındıkları tanıdıklarının evinde görüştük. İ.H.’nin babası H.H., Suriye’den Türkiye’ye geliş sebeplerini, saldırı sırasında ve sonrasında yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı. Suriye’nin Dêrazor şehrinden 4 yıl önce Türkiye’ye geldiklerini belirten H.H, “Savaş vardı, hala var o yüzden geldik. Ailemle birlikte ilk önce İstanbul’a geldik. Orada bir süre çalıştım. Ama 7 ay boyunca kimlik alamadım. Ankara’da 3-4 ay içinde geçici koruma altına alındık ve kimlik alabildik. Bir fabrikada işe başladım. 3 yıldır Ankara’da Altındağ’ın Önder Mahallesi’nde kalıyorduk. Önder Mahallesi’nde hiçbir sıkıntı yaşamadım” dedi.
EŞYALARINI DAHİ ALAMADILAR
H.H., 11 Ağustos’ta, kendilerine bir zararın geleceği korkusuyla evden çıkmak için komşularının yardımıyla saat 21.00 gibi ayarladıkları arabaya bindikleri sırada saldırıya uğradıklarını söyledi. H.H, saldırı sırasında yaşananları şöyle anlattı: “Evden hiçbir eşyamızı alamadan ben eşim ve çocuklarla birlikte arabaya bindik. Arabaya bindiğimiz sırada saldırmaya başladılar. Çocuklar çok korktu. Çocukları korumak için biz onların üzerine siper olduk ama bize de vurmaya devam ettiler. Arabanın kırılan camları vücudumuza geldi. Daha birkaç aylık olan bebeğimizin her tarafında cam parçaları vardı. Bebeği hastaneye götüremedik, annesi cam parçalarını temizledi. Oğlum İ.H. de saldırı sırasında kafasına gelen taşla yaralandı.”
H.H., saldırıya uğradıklarında polislerin geldiğini ancak 24 saat mahallede kalmadan gittiklerini söyledi.
‘ÖLMEK İSTEMİYORUM’
Komşularının ambulansı araması üzerine yaralanan oğlu İ.H.’yi hastaneye götürdüğünü dile getiren H.H., “Kafasına 7 dikiş atıldı. Hastanede hiçbir polis yanımıza gelmedi. Sadece rapor verdiler, ‘bununla isterseniz şikayetçi olabilirsiniz’ dediler ve gönderdiler. Gece saat 03.00 gibi hastaneden çıktık. Hastaneden bizi bir gazeteci aldı ve şuan kaldığımız arkadaşımızın evine getirdi” ifadelerini kullandı. H.H., kaldıkları eve geçerken arabaya bindikleri sırada çocuklarından birinin, “Nereye gidiyoruz, ölmek istemiyorum” diye bağırdığını söyledi.
‘BURADA AYNI ŞEY OLDU’
Taşındıkları arkadaşının evinde idareten kaldıklarını kaydeden H.H., “Burada iş bulursam, bir ev kiralayıp burada kalacağım. Eski çalıştığım işyeri saldırıya uğradığımız mahalleye yakın o yüzden o işe devam edemem. Eski mahalleye de gitmeyeceğiz, çocuklar çok korktu gitmek istemiyor. Suriye’den saldırılar yüzünden kaçtık burada da aynısı şey oldu. Şimdi ne yapacağız” diye sordu.
‘İŞSİZLİĞİN SEBEBİ BİZ DEĞİLİZ’
Saldırıda birçok işyerinin yağmalandığını söyleyen H.H.,“Bu kadar işyeri yağmalandı kim ödeyecek? Ben eski işimde haftalık ödeme alıyordum. Hafta geçti paramı kim verecek? Türkiye’dekiler, ‘Suriyeliler geldi kiralar attı, maaşları bizden daha iyi’ diyorlar. Türklerin iş bulmama sebebi biz değiliz. Biz de çalışmak zorundayız, ev kirası, çocukların giderleri var. Her şeyin pahalı olduğunu söylüyorlar ve Suriyelilerin üzerine atıyorlar. Bizim suçumuz mu? Elektrik, su faturası yükselince biz de ödemek zorunda kalıyoruz. Bizim devletten maaş aldığımızı söylüyorlar. Biz çocukların ve eşimin aldığıyla beraber aylık sadece 600 TL alıyoruz. Onu da Avrupa Birliği sağlıyor” şeklinde konuştu.
AİLE ŞİKAYETÇİ OLACAK
H.H., yaşadıkları saldırıda oğlunu yaralayan kişiler hakkında şikayetçi olup olmayacağına dair de şunları söyledi: “Oğlumu, bir çocuğu yaraladılar. Oğlum için şikayetçi olacağım ama şikayetçi olsam da bir şey değişmeyecek. Yine de şikayetçi olacağım çocuğumun bir suçu yoktu. Saldırıdan bu yana çocuklar uyuyamıyor. Korkuyorlar.”
KAYNAK: MEZOPOTAMYA AJANSI – ZEMO AĞGÖZ
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***