Eşi Lenier Miguel Perez tarafından BBC’ye verilen bu fotoğrafta görülen 23 yaşındaki hamile Lydda Rivero, koronavirüsten ötürü hayatını kaybetti
“Çektiğim acıyı kimse anlayamaz, ülkemde yaşanılan acıları kimse anlayamaz.”
Bu sözler Küba’nın batısındaki Matanzas şehrinde yaşayan Lenier Miguel Perez’e ait.
Perez, hamile eşini ve doğmamış ikinci çocuğunu koronavirüs yüzünden kaybetti.
Dört yaşındaki oğlu ise koronavirüs yüzünden hastanelik oldu.
Bir zamanlar koronavirüse karşı mücadelede en başarılı ülkelerden biri olan Küba, şu an bu hastalıktan ötürü en çok zorlanan ülkelerden birine dönüştü.
Bundan sadece daha bir yıl önce Kübalı doktorlar en az 40 ülkeye giderek koronavirüsle mücadelede ‘beyaz önlüklü ordu’ olmuştu.
Ancak şimdilerde ülkedeki sağlık sistemi çökmek üzere. 2020 yılı boyunca koronavirüsü kontrol altında tutmayı başaran Karayipler ülkesi, bugünlerde günlük olarak dünyanın en hızlı koronavirüs vakasının görüldüğü ikinci ülke oldu.
1 Ağustos’ta ülke resmi olarak 9 bin 279 günlük yeni vaka açıkladı; 94 bin kişi hastanedeydi, 68 kişi ise hayatını kaybetmişti.
Küba Sağlık Bakanlığı verilerine göre şimdiye kadar pandemide 3 bin kişi hayatını kaybetti; ancak muhalifler bu sayının çok daha yüksek olduğu görüşünde.
Hastalananların sayısında görülen bu keskin yükseliş, tıp personelinin ve hastanelerin kapasitesinin dolmasına neden oldu.
‘Hamile kadınlar tek bir yatakta’
Lenier Perez, dört yaşındaki oğluna hastane yatağı bulmak için Haziran ayında bir günden fazla beklemek zorunda kaldığını anlatıyor.
Perez, hastalanan eşinin ise kalabalık ve kötü durumdaki bir yoğun bakıma alındığını belirtiyor:
“Açlık, acı ve rahatsızlık çekti. Soğuk duş almak zorunda kaldı, bu da zatürresinin kötülemesine neden oldu; zatürre olduğu da ölmeden hemen önce, son anda fark edildi. Hamile kadınları aynı yatakta tedavi ettiler, çünkü başka bir yer yoktu.”
Sosyal medyada özellikle son günlerde #SOSCuba etiketiyle paylaşılan görüntüler ve tanıklıklarda eczanelerde ilaçların bulunmadığına ve koridorlarında hastaların yattığı kalabalık hastanelere dair paylaşımlarda bulunuluyor.
BBC, yakınları gerekli tıbbi yardımı almadan evlerinde hayatını kaybeden Kübalılarla konuştu.
Bu durum aşılanma hızını da olumsuz etkiledi. Küba’da üretilen iki aşıya onay verilmesine rağmen şırıngada arz sıkıntısı yaşanması gibi kimi sorunlar yüzünden aşılanma hız kesti.
Küba ambargoları suçluyor, uzmanlara göre sorun sistemsel
Küba hükümeti yaşanan bu krizden ötürü ABD’nin uyguladığı ambargoyu suçluyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ise BBC’ye yaptığı açıklamada ambargoların gıdaya, ilaca ve diğer insani ihtiyaçlara uygulanmadığını öne sürdü.
Aynı sözcü, 2020 ylında Küba’ya ABD’den 176 milyon dolar değerinde gıdanın ve ilacın ithal edildiğini vurguladı.
Bazı uzmanlara göre bu sorunun ortaya çıkmasının nedenleri koronavirüs krizinden de önceye uzanıyor.
Miami Üniversitesi Sağlık Politikası ve Sağlık Yönetimi Bölümü’nün başında bulunan ve Küba sağlık sistemi uzmanı olan Steven Ullmann, Küba’nın ana tıbbi bakımında çok gelişmiş olduğunu, buna ayak uyduracak bir eczacılık sistemini de geliştirdiklerini, ancak iyi bir sağlık sistemi olmayı getiren altyapının o kadar da gelişmiş olmadığını dile getirdi.
Ullmann’a göre Küba’nın yıllardır yakın müttefiği olan ülkelerden önce Sovyet Birliği’nin dağılması, ardından da Venezuela’nın son yıllarda büyük bir ekonomik kriz içine girmesi bu durumda rol oynadı.
Bu yüzden Küba’nın sağlık sistemine yatırım yapılamazken altyapısı da çöktü.
Ullmann, “Sadece hastaneler kötü durumda değil, hastaneler için gerekli olan röntgen cihazları, şırınga ya da aspirin gibi temel ilaçlar da ulaşılamaz durumda” açıklamasında bulunuyor.
İlaç arzında sıkıntıya çare kara borsada aranıyor
Küba Komünist Partisi’nin gazetesi Giron’a konuşan Matanzas şehrinden ilaç uzmanı Beatriz Álvarez Ortiz de parasetamol ya da ibuprofen gibi koronavirüs tedavisinde kullanılan temel ilaçların eksik olduğunu kabul etti.
Talebin arzı aşması nedeniyle koronavirüs tedavisinde kullanılan interferon gibi ilaçların da bütün vakalarda kullanılamadığını ekledi.
Bu durumdan yakınan Kübalılar ise çareyi kara borsada ilaç aramakta buluyor.
BBC’ye konuşan bazı aile üyeleri, bir koronavirüs hastası için bir antibiyotiğe kara borsada 66 dolar ödediklerini anlattı.
Avustralya’daki Royal Melbourne Teknoloji Enstitüsü’nde profesör olan ve Küba sağlık sistemi üzerine kitap yazan Elizabeth Kath, doktorların az maaş almalarından ötürü Ada’dan kaçmak zorunda kalmalarının da bir sorun teşkil ettiğini açıkladı.
Kath, “Küba zengin bir ülke değil, ABD yaptırımlarının da önemli bir rolü var. Ancak sistemdeki sorunların ortaya çıkmasında içeriden kaynaklanan nedenler de var” diyor.
Gıda alışverişi kuyruklarında hastalık yayılıyor
Hastalığın yayılmasının önüne geçmek için başta sıkı tedbirler uygulansa da Kübalılar yiyecek ve başka malzemeler almak için sıraya girmek durumunda kalıyor, bu da koronavirüsün daha hızlı yayılmasına neden oluyor.
PCR testlerine erişimde de zorluk yaşandığı aktarılırken insanların test olmak için saatlerce sırada beklediği belirtiliyor.
Bütün Ada nüfusunun kumaş maskelere erişimi var; ancak sabun ve antibakteriyel jel gibi malzemelere erişim sıkıntılı.
Küba’nın ekonomisinin turizme dayalı olması da sınırlarını turistlere açmasına ve koronavirüsün daha bulaşıcı türlerinin ülkeye girmesine yol açtı.
Diğer yandan Küba, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) öncülüğünde yoksul ülkelere aşı yardımında bulunmak için geçen yıl kurulan Covax adlı programa dahil olmayı da reddetti.
Bu da ülkedeki aşılama hızının düşmesine neden oldu; Amerika kıtasında aşıya ulaşan son ülkelerden biri Küba’ydı.
BBC’nin ulaştığı Küba Sağlık Bakanlığı ve yerel sağlık yetkililer soruları cevaplandırmadı.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***