Avrupa Birliği, 1,1 trilyon euroluk bütçesinin yanı sıra 750 milyar euroluk bir Yeni Nesil Avrupa Fonu oluşturdu. Fonun yüzde 30’u yeşil, yüzde 20’si dijital dönüşüm için kullanılacak.
İktisadi Kalkınma Vakfı İstanbul AB Bilgi Merkezi ve TÜRKONFED, Avrupa Yeşil Mutabakatı konusunda farkındalık yaratmak ve finansman destekleri hakkında iş dünyasını bilgilendirmek üzere “Avrupa Yeşil Mutabakatı Finansman Destekleri” temalı bir webinar düzenledi.
Etkinliğin açılış konuşmacıları arasında yer alan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, sadece 2021-2022 yılları için AB’den 1,3 milyar euroluk fon talep ettiklerini söyledi.
“Yeşil dönüşüme yönelik projeler üreterek AB fonlarından yararlanabiliriz”
Avrupa Birliği’nin 1,1 trilyon euroluk bütçesinin yanı sıra 750 milyar euroluk bir Yeni Nesil Avrupa Fonu oluşturduğuna dikkat çeken Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, “750 milyar euroluk fonun yüzde 30’u yeşil, yüzde 20’si dijital dönüşüm için kullanılacak. Yani 1,8 trilyon euroluk Avrupa Birliği 2021-2027 ortak bütçesinin üçte biri yeşil dönüşüme ayrılacak. Biz de aday ülke olarak IPA fonlarından yararlanabiliyoruz. 2021-2022 dönemi için 1,3 milyar euroluk fon talep ettik. Bu nedenle ticaret odaları ve firmalarımıza iş birliği içinde yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüme yönelik proje üretmeleri için çağrıda bulunuyorum. IPA fonlarının yanı sıra yine aday ülke olarak AB programlarına da katılabiliyoruz. Bunların arasında yer alan Ufuk Avrupa’nın, 2021-2027 döneminde 95,5 milyar euroluk bütçesi var. Kamu ve özel sektör olarak yeşil dönüşümü hızlandıracak doğru projelerle bu fondan da yararlanabiliriz” dedi.
“Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’na katılmasının önünde önemli bir engel var”
Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylamamasının gerekçeleri hakkında bilgi veren Kaymakcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye adil koşullarda samimiyetle Paris İklim Anlaşması’na katılmak istiyor ancak bu konuda önümüzde önemli bir engel var. Türkiye, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin Ek-1’inde yer alıyor. Bu nedenle yeşil iklim fonuna, tekonolojiye erişimimiz kısıtlanıyor. Ayrıca yine bu gerekçeyle gelişmiş ülke sayıldığımızdan, emisyon nedeniyle dünyayı daha önce çok ciddi boyutlarda kirleten ülkeler ile aynı taahhütlere girmemiz bekleniyor. Oysa ülkemizin kirletme konusundaki tarihi sorumluluğu yüzde 1’in altında. Durum böyleyken G20’deki dokuz büyük ülkenin dahi yer almadığı listede bulunmamız adil değil. Bu şekilde anlaşmayı onaylamamız ise çok büyük sorumlulukların altına girmemiz anlamına geliyor. Dolayısıyla bu konu siyasi değil. Kurumlarımızın çekinceleri karşılanmalı. Türkiye’nin Ek’1 den çıkarılması veya adil olmayan durumunun düzeltilmesi için müzakerelerimiz devam ediyor. Ancak diğer yandan Türkiye iklim değişikliği mücadelesinde kendi çalışmalarını da sürdürüyor”
AB’den STK’lara aktarılan fon 70 milyon euroyu buldu
Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığınca yürütülen ve Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) altında finanse edilen Türkiye ve Avrupa Birliği Arasında Sivil Toplum Diyaloğu Programı ve Sivil Toplum Destek Programı’nın kapanış töreninde konuşan Faruk Kaymakcı, şu bilgileri paylaşmıştı:
“2008’den beri sivil topluma genel olarak diyalog veya destek adı altında tahsis edilen fon tutarı aşağı yukarı 70 milyon euroyu buldu. Bu önemli ama burada mali kaynaktan çok sivil toplum kuruluşlarımızın, diğer Avrupa ülkelerindeki sivil toplum kuruluşlarıyla kendi aralarında ortak projeler üretebilmesi, birlikte çalışabilmesi bizim için çok daha önemli. Bu sayede Türk sivil toplum kuruluşları uluslararası düzeyde proje yapma ve ortak çalışma kültürünü de geliştirmiş oldu.
Dolayısıyla AB Başkanlığı olarak biz, sivil toplumu AB üyelik sürecimizde, AB ile ilişkilerimizin her alanında, iklim değişikliğinden hayvan haklarına, engellilerden çevreye, sağlığa her alanda sivil toplum kuruluşlarımızı yanımızda görmek istiyoruz. Onların değerli katkılarını almayı önemsiyoruz. Sivil toplumla istişarelerimiz devam edecek”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***