Son olarak Almanya Başbakanlık Dairesi Başkanı Helge Braun‘un hafta sonunda yaptığı açıklamalar, aşı zorunluluğu ya da aşılanmayanların özgürlüklerinin kısıtlanması tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Braun, aşılanmayanlara yönelik sonbaharda kısıtlamalar olabileceğini, restoran, sinema veya maçlara girişte aşı olmamış kişilerin test beyan etmelerine rağmen söz konusu yer ve etkinliklere gidişinin imkansız hale gelebileceğini söylemişti.
“Restoranlar almamakta özgür”
Sosyal Demokrat Partili Adalet Bakanı Christine Lambrecht şimdiye kadar yürürlükte olan “aşılanmış, iyileşmiş ya da negatif test sonuçlu” olma ölçütünün doğru bir uygulama olduğuna vurgu yaparak her grubun aynı erişim haklarına sahip olması gerektiğini söyledi.
Adalet Bakanı ayrıca sözleşme serbestisine işaret ederek örneğin restoran sahiplerinin aşılanmamış vatandaşları mekanlarına kabul edip etmemeye kendilerinin karar verebileceğini belirtti.
“Artık herkesin aşı yaptırma imkanı var”
Dünya Tabipler Birliği Başkanı Frank Ulrich Montgomery ise aşılanmışların aşılanmamışlara göre daha fazla imkan ve özgürlüğe sahip olmasını doğru bulduğunu söyledi. Montgomery Funke Medya Grubu’na bağlı gazetelere verdiği mülakatta “Birkaç müzmin şüpheci aşıdan kaçınıyor diye aşılanmışların ve bağışıklığa sahip olanların temel haklarını alıkoymayı sürdürmeye gerek yok” dedi. Herkesin aşı yaptırma imkanına sahip olduğunu belirten Montgomery aşı yaptırmayan vatandaşların özgürlüklerinin kısıtlanmasının önünde bir engel olmadığını vurguladı.
“Devlet maddi gerekçe sunmak zorunda”
Bayreuth Üniversitesi’nden anayasa hukukçusu Stephan Rixen ise toptan düzenlemeler yapılmaması gerektiğini söyledi. Alman Etik Konseyi Üyesi olan Rixen kısıtlamalarla insanların aşı olma isteğini artırma fikrine şüpheyle yaklaştığını söyledi. Bayern2 radyo kanalına açıklama yapan Rixen, devletin aşı olanlarla olmayanlar arasında hukuken bir ayrım yapabileceğini ancak bunun için maddi somut bir gerekçe sunması gerektiğini söyledi. Devletin kendisine “Bahis konusu olan tehlikeyi somut durumda, restoran sinema ya da stadyumda, bunu bir aşı belgesiyle kontrol altına alabilir miyim” sorusunu sorması gerektiğini söyleyen Rixen kontrolün “ille ve sadece bir aşı belgesiyle” sağlanamadığını belirtti.
“Aşı yaptırmış olanlara güvence verilmeli”
Alman Otel ve Restoranlar Birliği (Dehoga) Başkanı Ingrid Hartges ise aşılananların daha fazla özgürlüğe sahip olması fikrine olumlu baktığını ifade etti. Hartges “Aşı yaptırmış olanların şimdi kazanılan özgürlükleri sonbaharda vaka sayıları artarken de koruyacağı açıkça ifade edilirse motivasyon artırılabilir” diye konuştu. Hartges “Bunun anlamı, iki doz aşı yaptırmış olanların koşullar nasıl gelişirse gelişsin sonbahar ve kış mevsiminde restoranlara girme ya da otellerde kalmaya izinli olacağıdır” dedi.
Almanya Başbakanlık Dairesi Başkanı Helge Braun Bild gazetesinin hafta sonu baskısına yaptığı açıklamada 26 Eylül’e kadar günlük vaka sayılarının 100 bini bulabileceğini söylemişti. Kendisi de hekim olan Braun restoran, sinema veya maçlara girişte aşı olmamış kişilerin test beyan etmelerine rağmen söz konusu yer ve etkinliklere gidişinin imkansız hale gelebileceğini, nitekim riskin büyük olacağını belirtmişti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ise 13 Temmuz’da yaptığı açıklamada Fransa’daki gibi bir aşı zorunluluğunun gündemde olmadığını söylemişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***