5. yıl dönümünde 15 Temmuz darbe girişimi hala aydınlanmadı. O gece ve sonrasında yaşananlar Tayyip Erdoğan’ın darbe girişiminin kritik isimleri Hulusi Akar ve Hakan Fidan’la darbe kumpasını istediği şekilde kontrol ettiğini gösteriyor. Erdoğan’ın ‘Allah’ın lütfu’ dediği binlerce kişinin hayatını karartan o meşum geceye dair aydınlatılmayı bekleyen birçok konu var…
Askerlerin İstanbul’da Boğaziçi köprüsünü kapatmasıyla öğrenilen 15 Temmuz darbe girişiminin pek çok başlığı aradan geçen 5 yılda hala gizemini koruyor. Ancak ortaya çıkan bilgi ve belgeler AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın girişimi önceden bildiklerini, göz yumarak ya da bilerek kaos ve çatışma yaşanmasına izin verdiklerini gösteriyor.
İşte 5 yıldır sırrını koruyan 15 Temmuz’un yalanları ve cevabı bilinmeyen soruları:
ERDOĞAN’IN ENİŞTE MANİPÜLASYONU
15 Temmuz’un ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın darbe girişimini önceden bildiği ancak engellemediğini gösteren bilgiler ortaya çıktı. Erdoğan, istihbarat örgütü MİT’e TSK’yı adım adım izletirken darbeyi eniştesi Ziya İlgen’den haber aldığını söyledi. ‘Enişte’den aldığı bilginin saatiyle ilgili birbirini tekzip eden açıklamalar yaptı. Bir açıklamasında saat 20.00, diğerinde 16.00, 30 Temmuz’daki ATV yayınında ise “21.30’da eniştem beni aradı” dedi. Ancak Erdoğan’ın sözleri doğru değildi. Çünkü Kara Havacılık Komutanlığı’nda görevli bir binbaşının 15 Temmuz günü saat 16:00’da MİT’e giderek darbe girişimini önceden ihbar ettiği ortaya çıkacaktı. İhbara göre, darbeci askerler MİT’e saldırarak Fidan’ı alacaktı. Erdoğan’ın yalan söylediği anlaşıldı. Aslında Erdoğan darbe girişiminden haberinin olmadığı bilgisini paylaşarak isminin sorgulanmasını önlüyor, büyük bir manipülasyona imza atıyordu. Erdoğan, 15 Temmuz’dan önceden haberinin olduğunu söylediği anda kamuoyu, ‘O zaman neden 251 kişinin ölmesini engellemedin?’ sorusunu soracaktı.
AKAR VE FİDAN KARARGAHTA NE KONUŞTU?
Peki MİT’e gelen ihbarın ardından MİT ve Genelkurmay’ın başındaki isimler ne yaptı? Hakan Fidan bu bilginin üzerine yardımcısını Genelkurmay Karargahına göndererek Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’i bilgilendirdi. Daha sonra da MİT Müsteşarı Hakan Fidan, 18.10 civarında karargaha giderek Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’la görüştü. Bu görüşmenin ardından Hulusi Akar, yalnızca havadaki askeri uçakların indirilmesi emrini verdi. MİT Müsteşarı Fidan, Genelkurmay’dayken 19.26’da Marmaris’te tatilde bulunan Tayyip Erdoğan’ı aradı, Fidan’ın Erdoğan’a ulaşamadığı ve koruma müdürüne güvenlikle ilgili bir sorunun olup olmadığını sormakla yetindiği belirtildi. Türkiye’de uçan kuştan haberi olan Erdoğan, saat 16.00’da MİT’e giden ihbar, Fidan’ın Genelkurmay’daki temaslarından güya haberdar değildi ve 15 Temmuz’u eniştesinden öğrenecekti!
İKİ İSİM BİLDİKLERİNİ ANLATMIYOR
Akar’la görüşmesinin ardından Fidan, 20.22’de Genelkurmay’dan ayrılıyor. Darbe girişimi de Fidan ayrıldıktan sonra saat 21.00’da Hulusi Akar’ın karargahtan Akıncı Üssü’ne götürülmesiyle başlıyor. Fidan ve Akar, Genelkurmay’da 2 saat boyunca ne görüştü, neden 15 Temmuz girişimini deşifre etmediler, Akar TSK birliklerine niye emir vermedi? Bu soruların cevabı yok, çünkü iki isim ne mahkemelerde ifade verdi ne de TBMM 15 Temmuz’u Araştırma Komisyonu’na çağrıldı.
Tayyip Erdoğan.
ERDOĞAN, AKAR VE FİDAN ‘PALETLER DÖNSÜN’ İSTİYORDU
Aylar öncesinden yandaş medya üzerinden ‘TSK’da darbe girişimi yapacak oluşumlarla ilgili’ uyarı yazıları yazdıran Hakan Fidan ve MİT’in, 15 Temmuz girişiminden önceden haberinin olmaması ve gereken tedbirleri almaması mümkün görünmüyor. Erdoğan, Hulusi Akar ve Hakan Fidan’ın darbeyi önceden bildikleri anlaşıldığında bu kez neden engellemedikleri sorusu gündeme geliyor. Öyle ya, darbe önceden haber alındıysa askerler henüz daha kışladan çıkmadan engellenebilir, 250’nin üzerinde insan ölmeyebilirdi. Ancak başka bir plan vardı: Erdoğan da Akar da Fidan da tankların paletlerinin dönmesini istiyordu. Asker sokağa çıkacak, halkla karşı karşıya gelecek, plan tıkır tıkır işleyecekti. Erdoğan, kahraman ilan edilecek, 15 Temmuz gerekçe gösterilerek Gülen Hareketi tasfiye edilecek, Erdoğan istediği tek adam rejimini kurabilecekti.
14 TEMMUZ’DAKİ SIR GÖRÜŞME
Burada 15 Temmuz’dan bir gün öncesine 14 Temmuz gününe dönelim. 15 Temmuz’da Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda bir kurs kapanış töreni planlanıyor. Ancak kurs kapanış töreni bir gün önceye yani 14 Temmuz gününe alınıyor. Törenin ardından Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan 6 saate yakın başbaşa görüşüyorlar. 15 Temmuz yaşanmasa bu görüşmenin hiçbir önemi yok. Ancak Akar ve Fidan’ın bildiği sırlar bu görüşmeyi önemli kılıyor. İki isim, bu görüşmede neler konuştu hala sır.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar.
HULUSİ AKAR’IN VERMEDİĞİ EMİR
15 Temmuz’un en önemli ismi elbette ki dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’dı. Resmi bilgiye göre MİT’e gelen ihbar üzerine girişimden bilgisi olan Hulusi Akar, TSK’ya vereceği bir emirle kimsenin burnu bile kanamadan darbeyi engelleyebilirdi. Ancak o bunu yapmadı. Birçok isim aslında 15 Temmuz’un emir komuta zincirinde bir darbe olduğunu, hiç direnmeden rahat bir şekilde Genelkurmay’dan Akıncı Üssü’ne götürülen Akar’ın darbeci askerlerin pozisyonuna göre taraf değiştirdiğini öne sürüyor. Dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı, Akar’ın bu emri vermemesini mahkemede şu sözlerle sorgulayacaktı: “TSK’da kriz ve olağanüstü durumlarda ilk haber alınır alınmaz tedbir olarak ‘personel kışlayı terk etmesin’ emri verilir. Bu temel kural 15 Temmuz da uygulansa darbe girişimi açığa çıkardı.”
Adil Öksüz.
ADİL ÖKSÜZ VAKASI
’15 Temmuz’la ilgili konuşsa yer yerinden oynar’ denilen isimler arasında Tayyip Erdoğan, Hulusi Akar ve Hakan Fidan’dan sonra Adil Öksüz’ün adı gelir. Bir dönem Gülen Hareketi’nde önemli görevler üslenen Kemalettin Özdemir’in “2012’de MİT’e ismini verdim” dediği Adil Öksüz, 15 Temmuz’un sivil bir numarası olmakla suçlanıyor. Kazan’da arazide 16 Temmuz günü gözaltına alınan Adil Öksüz, Kazan Jandarma Karakolunda iki güne yakın tutuldu. Üzerinden GPS cihazı çıkan Öksüz, 18 Temmuz’da Sincan’daki Ankara Batı Adliyesi’ne gözaltındaki askerle birlikte sevk edildi. Savcıya Kazan’a ‘arsa bakmaya geldim’ ifadesi veren Öksüz, Sulh Ceza Hakimi Köksal Çelik tarafından serbest bırakıldı. Adliyede serbest kaldıktan sonra Esenboğa Havalimanından bindiği uçakla İstanbul’a giden Öksüz buradan kayıplara karıştı. Adil Öksüz’ü serbest bırakan Hakim Köksal Çelik hakkında herhangi bir dava açılmadı. Öksüz’ün tutuklanması itirazını reddeden hakim Çetin Sönmez ise tutuklandı. Sönmez’e 25 yıl önce öğrencilik dönemiyle ilgili tanık ifadesi gerekçesiyle terör örgütü üyeliğinden 8 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Öksüz’ün MİT ajanı olduğuna dair bir belge sosyal medyada paylaşıldı. Darbe girişiminin bir numaralı sivil ismi olduğu bilinen, devletin istihbarat örgütleri tarafından da yakından tanınan Adil Öksüz’ün Akıncı Üssü yakınlarında yakalanıp serbest bırakılması, sonrasında da rahatça uçağa binip kayıplara karışması en az 15 Temmuz kadar karanlık bir olay. Öksüz olayı, AKP’nin devlet güçleriyle kurguladığı 15 Temmuz kirli kumpasının operasyonlarından biri.