İnsan sesinin klonlanması teknolojisinde sağlanan ilerleme hem aktörlerin hem de siber-haydutların ilgisini çekiyor.
Amerikalı seslendirme sanatçısı ve aktör Tim Heller kendi sesinin klonlanmış halini ilk duyduğunda “Sesimin o kadar aynısıydı ki ağzım açık kaldı. İnanılır gibi değil” diyor.
Ses klonlama, bir bilgisayar programı yoluyla bir insanın sesinin yapay olarak kopyalanması anlamına geliyor.
Bilgisayar yazılımına bir kişinin konuşurken kaydedilmiş sesini yüklüyorsunuz, o da bundan yararlanarak, klavye ile yazdığınız her şeyi bu kişinin sesiyle söyleyebiliyor.
Bilgisayar tarafından üretilen ses teknolojisindeki ilerleme o kadar büyük ki, artık ses klonlamada gerçeğe ürkütücü derecede yaklaşıldığı söyleniyor.
Yazılım, sadece aksanınızı kapmakla kalmıyor, sesinizin tınısını, tonlamasını, ritmini, kelimelerin ve nefesinizin akışını da algılıyor.
Ve bir de bunun üzerine, klonlanan sese, öfke, korku, mutluluk, sevgi ya da bezginlik gibi farklı duygular yansıtılabiliyor.
Aynı anda iki iş imkanı
ABD’nin Texas eyaletinden 29 yaşında bir seslendirme sanatçısı ve aktör olan Tim Heller, çizgi film karakterlerini canlandırmaktan, sesli kitapları, belgeselleri, video oyunlarını, film tanıtımlarını seslendirmeye ve her türlü dublaja kadar bir çok farklı iş yapıyor.
Heller son zamanlarda kariyerinde geleceğini güvence altına almak için ses klonlama işine de giriştiğini çünkü bu yolla daha çok iş bulabileceğini söylüyor.
Örneğin eğer aynı gün iki yerde ses kaydı yapması isteniyorsa, bunlardan birine klonlanmak üzere ses örneği yollaması, o arada diğer işi yapması mümkün olabilecek.
“Başka bir iş için bağlanmışsam, diğerine sesimin klonunu önerebilirim. Bu, müşteriye zaman kazandırabilecek bir seçenek olduğu gibi, bana da bizzat o işi yapmadan bir gelir getirmeye devam eder” diyor.
Sesini klonlamak için Heller, Boston merkezli VocaliD adlı şirkete başvurmuş.
Sayıları her gün artan ses klonlama şirketlerinden biri olan VocaliD, şu an CEO’su olan Rupal Patel tarafından kurulmuş. Patel aynı zamanda Northeastern Üniversitesi’nde iletişim bilimleri ve bozuklukları profesörü olarak çalışıyor.
Profesör Patel 2014 yılında bu şirketi, tıbbi çalışmalarının bir parçası olarak kurmuştu. Bir ameliyat ya da hastalık nedeniyle kendi sesini kullanamayan hastaları için yapay ses oluşturuyordu.
Yapay zeka teknolojisiyle hazırlanan yazılımın, öğrenme ve kendisini uyarlama kabiliyetinin son yıllarda çok geliştiğini söylüyor.
Teknoloji bu yönüyle seslendirme sanatçılarının da dikkatini çekiyor.
Profesör Patel, siparişe göre çeşitli aksanlarda sesler de üretebiliyoruz” diyor:
“Bazı trans sesleri yaptık, cinsiyet bakımından nötr sesler yaptık. Teknoloji hepimizin konuştuğu gibi konuşabilmeli. Hepimiz, kendimize has aksanlara ve seslere sahibiz.”
Sesi farklı dillerde konuşturabiliyor
Ses klonlama, ayrıca oyuncu ya da seslendirme sanatçısının sözlerini farklı dillere çevirmekte de kullanılabiliyor.
Dolayısıyla Amerikan film yapım şirketlerinin, uluslararası dağıtıma girecek dublajlı versiyonlar için tek tek seslendirme sanatçıları bulmaları da gerekmiyor.
Kanada şirketi Resemble AI, klonlanmış İngilizce sesleri şu anda 15 dile çevirebildiğini söylüyor.
Şirketin CEO’su Zohaib Ahmed’e göre, bir aktörün sesinin kaliteli bir kopyasının üretilebilmesi için yazılıma bu kişinin en az 10 dakikalık bir konuşma kaydının yüklenmesi gerekiyor.
Ahmed, “AI (yapay zeka) sesinizi öğrendiğinde birçok özelliğiyle birlikte öğreniyor, tınısı ve tonlaması, derinliği gibi. Fakat aynı zamanda bizlerin pek fark etmeyebileceği binlerce diğer özelliğini de öğreniyor” diyor.
Siber suç endişesi
Ne var ki ses klonlama teknolojisinin giderek daha gelişkin bir hale gelmesi, ister istemez bunun siber haydutlar tarafından dolandırıcılık amacıyla kullanılması ihtimalini de akla getiriyor ve kaygı yaratıyor.
Bilgisayar tarafından üretilen sahte videolar ile beraber sahtekarlık amacıyla ses klonlamaya da bu yüzden “derinsahte” (deepfake) deniyor.
Siber güvenlik uzmanı Eddy Bobritsky yapay seslerin büyük güvenlik riski taşıdığını söylüyor.
İsrail siber güvenlik şirketi Minerva Labs’ın da patronu olan Bobritsky “E-posta ya da SMS mesajlarının sahte olabileceği, başka birinin hesabının taklit edilebileceği artık yıllardır biliniyor. Ama şu ana kadar güvendiğiniz biriyle telefonda konuşmak, karşıdakini tanıyor olduğunuzdan emin olmanın en yaygın yöntemlerinden biriydi” diyor.
Bu durumun artık değişmekte olduğunu söyleyen Bobritsky “Mesela bir patron yanında çalışan birini arayıp hassas bir bilgi isterse, çalışan onun sesini tanıdığı için ilk yapacağı kendisinden isteneni yapmak olacaktır. Bu birçok siber suçun yolunu açan bir şey” diye sürdürüyor.
Hakikaten böyle bir vaka 2019 yılında Wall Street Journal’daki bir haberde anlatılıyordu. Bir şirketin İngiltere’deki yöneticisi, Alman patronunun sesinin klonuyla aldatılmış ve 260 bin dolar parayı dolandırıcıların verdiği bir hesaba aktarmıştı.
Bobritsky “Bu yeni teknolojiyi, beraberinde getirdiği tehditlerle birlikte değerlendirecek adımların atılması gerekiyor” diyor.
Yapay zeka haberleri internet sitesi Venture Beat’e göre, dünyanın dört bir yanında şirketler aslında bunu yapmaya başladı bile.
Şirketler, tekrarlar, dijital gürültü ve belli cümle ve kelimelerin kullanılış biçiminden bir sesin sahte olup olmadığını kontrol edebilen teknolojiler kullanıyor.
Bu arada hükümetler ve güvenlik örgütleri de konuyla ilgileniyor. Geçen yıl Avrupa Birliği’nin polis gücü Europol üye ülkelere “derinsahte” girişimleri tanıyabilecek teknolojiler kullanmaları için çağrı yaptı.
ABD’de California eyaleti klonlanmış sesin ve görüntünün siyasi kampanyalarda kullanılmasını yasakladı.
Ses klonlama aktörlerin işlerini elinden almaz mı?
Teksas’da görüştüğümüz seslendirme sanatçısı Tim Heller henüz hiç klonlanmış sesini satmamış ama ilgilenen birkaç müşteri olduğunu söylüyor.
Ama acaba uzun vadede ses klonlama onun işini yapay sesin almasına yol açmaz mı?
Bundan çekinmediğini söylüyor. “Gerçek insan sesinin her zaman bir yeri olacağına inanıyorum. Klonlanmış ses benim ya da başkasının yerine geçmiyor, ama işimi yapmamın araçlarından biri haline geliyor” diyor.
ABD’deki aktörler sendikası Screen Actors Guild’in başkan yardımcısı Rebecca Damon ses klonlama kapsamında çok önemli bir konunun, seslendirme sanatçılarına klonlanan seslerinin karşılığının hakkıyla ödenmesi olduğuna dikkat çekiyor.
“Ses klonlama sektörümüzün çalışanları açısından heyecan verici ve kâr potansiyeli olan yeni bir alan olabilir. Ne var ki bizim açımızdan hayati nokta, seslendirme sanatçılarına, klonlanan sesleri için adil bir ödeme yapılması ve seslerinin nasıl ve ne zaman kullanılacağının onların iznine tabi olması” diyor.
Bu bakımdan sendika da gelişmeleri dikkatle izliyor ve üyeleriyle teknolojinin kendi yararlarına kullanılabilmesi için hangi adımların atılması gerektiğini tartışıyor.
Tim Heller, burada klonlanmış ses için alınacak ücretin önemli bir sorun olduğunu çünkü bunun nasıl belirleneceği konusunda bir kural olmadığını söylüyor.
“Bence en önemli şey klonlanan sesiniz için nasıl bir fiyat biçeceğiniz ve yapacağınız sözleşmede sesinizin istendiği gibi ve sürekli kullanılması hakkını karşı tarafa vermemek” diyor.