Kurulması halinde Türkiye’nin 108’inci siyasi partisi olacak olan İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) dört yıldır yaptıkları başvuruların sonuçlanmasını bekliyor. Kürt sorunu başta olmak üzere birçok bölgesel ve uluslararası sorunu gündemine alan partinin kuruluş başvurusu kabul edilmeyince, kurucular yargıya başvurdu.
Diyarbakır’da bir basın toplantısı düzenleyen PİA Kurucu Başkanı Mehmet Kamaç, “ötekileştirme siyasetine” maruz kaldıklarını savundu. Kurmaya çalıştıkları partinin engellendiğini söyleyen Kamaç, örgütlenme özgürlüklerinin çiğnendiğini söyledi. Kuruluş başvurusunun talimatla alınmadığını savunan Kamaç, “Hukuka rağmen, anayasayı da çiğneyerek, dört yıldır İnsan ve Özgürlük Partisi’nin kurulması engelleniyor. Dört yıllık süreçte yaptığımız bütün resmi ve şifaen başvurularda, İçişleri Bakanlığı’nda hiçbir önemli muhatap bulamama, olan muhatapların da İnsan ve Özgürlük Partisi’nin kuruluşuna yönelik iş ve işlemlerin bir talimatla engellediği gerçeğiyle karşı karşıyayız” dedi.
Kuruluş işlemleri yargıda
PİA’nın kuruluş işlemlerinin başlatılmaması üzerine, partinin kurucuları yargıya başvurdu. Ankara İdare Mahkemesi’ne açılan davada, mahkeme parti kurucuları lehine karar verdi. Kamaç, İçişleri Bakanlığı’nın mahkemeye pandemi süreci nedeniyle kuruluş işlemlerinin yapılmadığını bildirdiğini söyledi. Bakanlığın itirazı üzerine Ankara İdare Mahkemesi’nin PİA lehine verdiği kararın bozulduğunu hatırlatan Kamaç, yargılama sürecini şöyle özetledi; “Dava sonucunda mahkeme oybirliğiyle yürütmeyi durdurma kararı verdi. İçişleri Bakanlığı savunmasında İnsan ve Özgürlük Partisi’nin kurulmamasını iki sebeple anlatıyordu. Birinci sebep pandemi sürecinden dolayı olmuyormuş. Pandemi olduğu için işlemler yapılamıyormuş. İkincisi İnsan ve Özgürlük Partisi’nin programında Anayasanın 68. maddesine aykırı maddeler varmış. Mahkemenin verdiği cevap şuydu; pandemi sürecinde iş ve işlemler yavaşlayabilir ama devletin iş ve işlemleri durmaz. İkinci cevabı da bir siyasi partinin hukuki açıdan denetimi görev ve yetkisi size ait değil. Bu yetki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Anayasa Mahkemesine aittir. Bu karara rağmen İçişleri Bakanlığı mahkemenin sonucu Bölge İdare Mahkemesi’ne götürmek suretiyle itiraz etti. Bölge İdare Mahkemesi hiçbir hukuki gerekçeye dayanmadan, talimatla alınmış bir karar olduğu apaçık ortada bir şekilde, İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararını iptal etti.”
Önce Anayasa sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
PİA kurucuları davayı Anayasa Mahkemesine taşımaya hazırlanıyor. AYM’den de sonuç alınmaması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracaklarını ifade eden Kamaç, “Parti hukukçularımız İnsan ve Özgürlük Partisi’nin kuruluşu ile ilgili Anayasa Mahkemesine başvuru dosyası hazırlıyorlar. Önümüzdeki günlerde bir partinin kuruluş serüveni Anayasa Mahkemesine kadar gidecek. Belki de Anayasa Mahkemesi’ni de aşıp AİHM’e kadar giden bir sürece dönüşmek üzeredir” diye konuştu.
2018 yılında kuruluş başvurusu yapan PİA yöneticileri, başvuru evrakları alınmayınca günlerce Ankara’da bekledi. Kurucuların defalarca yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı. İçişleri Bakanlığı’nın parti kurucularına gönderdiği 12.11.2020 tarihli yazıda, başvuru evraklarının elden getirilmesi uyarısı yapıldı. Yazıda ayrıca başvurunun kabul edilmeme gerekçeleri “Parti tüzük ve programında Kürtlerin kendi tercihleriyle, özerklik, federasyon, bağımsızlık hakkının olduğu, Kürt halkının kendi geleceğini tayin hakkının, her halk için olduğu gibi, Kürtlerin de kendi karar ve onayına bırakılması gerektiğini savunacağına dair ifadelerinin Anayasa’nın 68’nci maddesine siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri devletin bağımsızlığı ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı olamaz hükmüne aykırı olduğu tespit edilmiştir” cümleleriyle açıklandı.