Gazetecilik meslek örgütleri Türkiye gündeminde son haftalara damgasını vuran siyaset, mafya, özel sektör ve medya bağlantıları hakkındaki yolsuzluk, usulsüzlük iddiaları için savcılık soruşturması ve TBMM’nin konuyu araştırması çağrısında bulundu.
Medya Dayanışma Grubu adlı oluşum, sektördeki sorunları ele almak ve gazetecilik için örgütsel dayanışma gösterilmesi amacıyla ülke gündemindeki tartışmalara ilişkin ortak açıklama yaptı.Açıklamaya, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Haber Kameramanları Derneği’nce imzalarıyla destek verdi.
Organize suç örgütü zanlısı Sedat Peker’in video paylaşımlarıyla başlayan yolsuzluk, usulsüzlük ve rüşvet iddialarıyla ilgili olaylarda adı geçen medya mensupları sürece tepki gösterildi. Açıklamada, “Gazetecilik için tarihi önemde ve çok karanlık bir dönemden geçmekteyiz. Mafya, siyaset ve iş adamı kirlenmesine gazeteci kisvesindeki kişilerin de katıldığı ortaya döküldü. Siyasetle, iş insanlarıyla ve kanundışı kişilerle içli dışlı ilişkiler, pahalı hediyeler-tatiller, gazeteci maaşıyla edinilemeyecek yaşam tarzları, mal varlıkları ortaya çıktı. Bunlardan daha da kötü olarak, gazetecilik mesleğini maske olarak kullananların rüşvete aracılığa karıştığı, nüfuz ticareti yaptığı, yargıyı etkilemeye çalıştığı, yasa dışı ilişkileri iş edindiği ortaya saçıldı. Basın tarihimizin hiçbir döneminde bu düzeyde çürümüşlük ve pespayelik görülmemiştir” ifadeleri kullanıldı.
Medya Dayanışma Grubu bünyesindeki örgütler, “Bizler maaşından başka geliri, tazminatından başka sermayesi olmayan gazetecilerin örgütleriyiz. ‘Artık kınama değil, harekete geçme zamanı’ diyerek bir araya geldik ve mesleğimizi çıkarları için kullananlar hakkındaki tüm iddiaları, şaibeleri incelemek için görev üstleniyoruz” açıklaması yaptı.
Medya Dayanışma Grubu’nun açıklamasında mesleğin tarih boyunca toplumdan aldığı güven ve meşruiyete sığınarak kirli çıkar ağları kuranlara gazeteciliği kimliksizleştirmeye çalışanlara izin verilmeyeceği vurgulandı. Son gelişmelerin gazetecilik mesleğinin onurunu ayaklar altına aldığı”belirtildi.
Cumhuriyet savcıları ve parlamentonun göreve çağırıldığı açıklamada, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de demokratik toplum için vazgeçilmez önemdeki basın özgürlüğünü etkileyen boyutlarını da içine alacak şekilde tüm bu iddiaları araştıracak bir komisyon kurmalıdır” denildi.
Bu noktada medya sektöründeki sahiplik yapısına da dikkat çekilen açıklamada, “Bazı medya patronlarının hükümetle ilişkili kurmak, bakanlarla ve bürokratlarla yakın olmak için işe aldıkları, yöneticilik verip işlerini takip ettirdikleri sözde gazeteciler mesleğimize kara çalmaktadır. Medya patronları artık bu suça ortak olmaktan vazgeçmek zorundadır” ifadesi kullanıldı.
Sosyal medyada ya da ekranlarda bazı siyasetçiler ve gazeteciler tarafından gündemdeki iddialarla ilgili fazlasını bildiği halde söyleyemediği yönündeki yorumlara da sert tepki gösterildi. Her türlü bilgiyi kamuoyuyla paylaşmak gerektiğini vurgulanan açıklamada, “Bunlar açık açık konuşulmadıkça ya çamur atma ya da kirli ilişkilerin gizlenmesi anlamına gelir. Basın meslek örgütleri olarak herkesi bildiklerini açıklamaya çağırıyoruz. Tarihimiz gazetecilik onuru için işsizliği, aç kalmayı göze alan hatta canını vermekten çekinmeyen meslektaşlarımızla doludur. Onlar tüm toplumun iyiliği için gazetecilikte ısrar ettiler. Bu yüzden onların mirasını yaşatmak aynı zamanda tüm toplumun görevidir. Gazeteciliği ve gazeteleri yeri gelince bir kalkan, yeri gelince bir silah gibi kullanmalarına hep birlikte engel olalım” diye seslenildi.