2014 yılında 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma faciasına yeniden başlayan yargılamada üçüncü duruşma bugün görüldü. Mahkeme kararı açıklamak için duruşmayı 16 Haziran Çarşamba gününe erteledi.
Maden faciasından sonra açılan dava yıllarca sürdü. 2018’deki mahkeme kararının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen yeni davada, mahkemenin bugün karar açıklaması bekleniyordu.
Duruşma öncesi madenci aileleri, siyasi parti ve STK’ler adliye önüne yürüyüş gerçekleştirdi.
09:00’da başlayan duruşmada, Soma Davası kapsamında tek tutuklu olarak kalan avukat Selçuk Kozağaçlı, SEGBİS ile mahkemeye katılmak için dilekçe verdi. Mahkeme Başkanı bu talebi reddettiğini açıkladı. Ardından müşteki avukatı Nergiz Tuba Aslan, ceza yargılamasının yüz yüze yapılması gerektiğini dile getirerek sanıkların SEGBİS ile duruşmaya katılmasına tepki gösterdi: “Can Gürkan’ın yargılandığı suçlama itibariyle burada olması gerekirdi. Bunu da reddettiniz. Can Gürkan, yargılamanın kendisi hakkında yapıldığının farkında değil.”
Konuşmaların ardından mahkemeye ara verildi. Madenci aileleri, “Saraylarda oturuyorsunuz, hakimler de parayla satın alınmış” diyerek mahkemeye heyetinin yargılama usulüne tepki gösterdi.
Sanık Can Gürkan hakkında 301 insanı olası kasıtla öldürmekten cezalandırılmasının talep edildiği duruşmada müşteki avukatı Can Atalay, dosyaya siyasi müdahalenin ilk günlerde başladığını dile getirdi. “Kapıya barikat kuran polis, aileleri içeri almamıştı” diyen Atalay, “Sanıklar salona getirilmedi. İnsanlar dişleriyle, tırnaklarıyla tutunmasaydı, dosya bu hale gelmezdi. Bu suçlar ne kitap, ne gazete sayfalarında kalacak” dedi.
Ardından söz alan madenci ailelerinin avukatı Nergiz Tuba Aslan, ‘dosya üzerinde dönen tezgahın farkında olduklarını’ ifade etti. Aslan, mahkeme heyetini işaret ederek, “Bu kapsamda sizi ayrı tutmuyoruz” dedi. Önceki duruşmada savcının esas hakkında mütalaa verdikten sonra vazgeçtiğini hatırlatan Aslan, “Duruşmaya verilen arada ne oldu?” diye sordu. Savcıların ve mahkeme başkanının defalarca değiştirilmesini ise Aslan, “rezalet” olarak niteledi. Aslan, tekrar mahkeme heyetini göstererek, “Siz uzayda yaşamıyorsunuz. Bu dosyaya neden atandığınızı biliyorsunuz. Sizden adil yargılama beklemiyoruz. Dosyayı en başından takip eden Aytaç Ballı, özel atamayla görevden alındı. Gerçekler bir gün tek tek ortaya çıkacak, açıklayacağınız karara güvenmiyoruz” diye konuştu.
Avukat Aslan’dan sonra söz alan, avukat Hatice Aslan Atabay, mahkeme kararını açıklamadan kararı temyiz edeceklerini söyledi. Atabay, “301 kişinin ve şu an madenlerde çalışan insanların canı korunmuyorsa, burada yaşam hakkı ihlali vardır. Bununla ilgili ne yazık ki, caydırıcı ceza verilmiyor. Biz yaşanılan sürecin tanığıyız. Yaşam hakkını savunmaya devam edeceğiz” dedi.
MAHKEME SALONUNDA GERGİNLİK
Müşteki avukat Mürsel Ünder, mahkeme heyetinin dosya hakkında karar verebilecek hakimiyete sahip olmadıklarını ifade etti. Ünder, ailelerin artık sabrı kalmadığını, karar çıkması gerektiğini ancak mahkemenin, dosyayı yeteri kadar incelemediğini savundu. Ünder, mahkeme heyetine dönerek, bu dava hakkında siz karar veremezsiniz diyerek: “Mahkeme heyetine dair umudumuz yok. Az ceza vermek için canla başla ‘savaşan’ bir heyet var. Kendi meslek onurunuz için bunu yapmayın” diye konuştu. Ünder’e cevap veren mahkeme başkanı “lütfen kişiselleştirmeyin” dedi. O sırada salonda gerginlik yaşandı. Madenci aileleri, “Kendi davanız olsa böyle davranmazsınız, çocuklarımız okuyup sizin gibi hakim olacaksa, olmasın” dedi. Mahkeme başkanı ailelere sessiz olmaları yönünde cevap vererek, bağrışma devam ederse dışarı çıkarmak zorunda kalacağını belirtti.
Mahkeme kararını 16 Haziran’da açıklayacağını belirterek duruşmayı bitirdi.