Gazete Duvar’dan Hacı Bişkin’in haberine göre, Adalet Bakanlığı, 81 ildeki hapishaneler için kitap bağış kampanyası başlattı. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, cezaevi personeli ve personel ailelerinin de bu kütüphanelerden yararlanabileceğini söyledi. Ancak yüzlerce mahpus ise kendilerine gönderilen kitapları, dergileri, gazeteleri, fotoğrafları alamamaktan şikayetçi. Örneğin Fidel Castro ve Che Guevara’nın fotoğrafları ‘DHKP-C’li olmaları gerekçesiyle mahpuslara verilmedi.
HEDEF: KAMPÜSLERDE KÜTÜPHANE
Bakan Gül, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ekim 2019 tarihinde yaptıkları protokolle birlikte tüm cezaevlerindeki hükümlü ve tutukluların şehir ve halk kütüphanelerinden istifade etmeye başladığını söyledi. Bakan Gül, salgında ara verilmesine rağmen bu sürede 286 bin kitabın cezaevinden talep edilip, okunarak tekrar kütüphaneye bırakıldığını kaydetti. Gül ayrıca, “Bu ve benzeri çalışmalar ile ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ çerçevesinde de Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan belli cezaevlerinde kampüslerde bir kütüphane kurma hedefimizde vardı” dedi.
Cezaevlerindeki mahpuslar ise dergilere, kitaplara ve gazetelere keyfi gerekçelerle cezaevi idaresi tarafından el konmasına tepkilerini dile getirip bu durumun aşılması için defalarca çağrıda bulundu. Bu durum defalarca mahkemelere de taşındı. 2015 yılında Anayasa Mahkemesi Ankara 2 No’lu F tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki hükümlü Özkan Kart’ın başvurusuyla ilgili bir karar verdi. Cezaevindeki koğuşta 10’dan fazla kitap bulundurılmasına idare, izin vermiyordu. Anayasa Mahkemesi ise bu durumun mevzuatta bir yeri olmadığını söyleyerek Kart’ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.
EL KONULAN KİTAPLAR VE GEREKÇELER
Mahpusların keyfi yasaklara konu olan şikayetleri şöyle:
Silivri 7 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan hükümlü ve tutuklular eğitim haklarının kısıtlandığını anlattıkları mektupta akademik unvanlarına göre alanlarıyla ilgili kitapların verilmediğini söylüyor. Cezaevi idaresinin buna gerekçe olarak “İçerde çok kitap olmasını istemiyoruz, aramada zorluk oluyor” dediklerini paylaşıyorlar.
Elazığ Cezaevi’ndeki mahpuslar posta yoluyla kendilerine gönderilen kitaplara el konulduğunu anlattı.
19 yıldır cezaevinde olan ve 7 ay önce Gümüşhane E Tipi Kapalı Cezaevi’nden Elazığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edilen Mustafa Geylan isimli tutukluya, cezaevinde iken kaleme aldığı ‘Güzel Tanrıça’ adlı kitabı verilmedi.
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi yönetimi, gazeteci Nurcan Baysal’ın kaleme aldığı ‘Ezidiler 73. Ferman Katliam ve Kurtuluş’ kitabının cezaevine girmesine izin vermedi.
Diyarbakır T Tipi Cezaevi HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yazdığı Seher adlı kitabını mahpuslara teslim etmedi. Cezaevi ‘Ders kitabı olmaması’ ve ‘Şifreli, kontrolsüz haberleşme’ riskini gerekçe gösterdi.
Silivri Cezaevi, Gazeteci Fehim Taştekin’in Rojava’da Kürtlerin Zamanı adlı kitabı HDP’li Selma Irmak’a vermedi.
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi mahpuslara gönderilen kitapları kendilerine teslim etmezken Küba devriminin efsanevi isimleri Che Guevara ve Fidel Castro’nun fotoğraflarına da el koydu. İdare el koyma gerekçesinde Fidel Castro Che Guevara’nın fotoğrafları için DHKP-C’li oldukları iddiasında bulundu.
DERGİLER VE GAZETELER DE AYNI KADERİ PAYLAŞTI
İdarelerin keyfi uygulamaları nedeniyle birçok cezaevine gazete ve dergiler de alınmadı. Tekirdağ Cezaevi’nde hükümlü olarak kalan Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukat Engin Gökoğlu’na eşi tarafından gönderilen “Kafka Okur”, “Masa”, “Bavul”, “Ot” gibi mizah dergileri verilmedi.
Yine birçok cezaevine Evrensel, Yeni Yaşam, Kürtçe Xwebun gazeteleri alınmadı. Geçtiğimiz Nisan ayında Özgürlükçü Hukukçular Derneği ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini raporlaştırdı. Raporda konuyla ilgili öne çıkan bir bölümde şöyle denildi:
“Mahpuslar, kitap taleplerinin karşılanmadığını, sınırlamaların devam ettiğini, süreli yayınlara erişemediklerini, dergi, bulmaca, vb. süreli yayın taleplerinin idare tarafından hapishane kantininden temin edilerek karşılanabileceğinin belirtildiği, ancak hapishane kantininde çok sınırlı sayıda dergi bulunduğundan süreli yayınlara da erişim haklarının kısıtlandığını anlattı.”