HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN
Organize suç örgütü lideri olmakla suçlanan Sedat Peker, ağabeyi Atilla Peker’in gazeteci Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili ifadesini paylaştı. Atilla Peker, 1996 yılının mart veya nisan ayında Kutlu Adalı’yı öldürmek için Korkut Eken’le birlikte Kıbrıs’a gittiğini anlatıyor. Eken’in kendisine ‘Jeriko’ marka bir silah verdiğini, THY’nin uçağına kontrol olmadan bindiğini söyleyen Peker, kendilerini karşılayan ismin ise Ergenekon terör örgütü sanıklarından Korgeneral Galip Mendi olduğunu belirtiyor.
Atilla Peker’in ifadesine göre Korkut Eken, gazeteci Kutlu Adalı’nın ‘polis ve askerlerimizi şehit eden bir terörist’ olduğunu ve öldürülmesi gerektiğini söylüyor. Peker, Adalı’nın evinin çevresinde beyaz bir Toros’la birkaç gün keşif yaptıklarını anlatıyor: “Evden çok sesler geliyordu; bunun üzerine Korkut komutan bana, ‘Üç kişi de olsa bunların hepsi PKK’lıdır. PKK’lı ile dost olan da PKK’lıdır, hepsini öldürmende bir mahsur olmaz’ dedi.”
KORKUT EKEN: BİZ O İŞİ HALLETTİK!
Atilla Peker, ilerleyen günlerde Korkut Eken’le bir otelde görüştüğünü anlatıyor: “Odada Reis Sedat Peker ve birkaç kişinin olduğunu gördüm. Korkut Eken bana hitaben gülerek, ‘Atilla biz Kıbrıs işini hallettik biliyor musun’ dedi.”
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, ağabeyi Atilla Peker’in müracaat savcılığına verdiği ifadeyi sosyal medya hesabından paylaştı. Atilla Peker, söz konusu dilekçede, gazeteci Kutlu Adalı’yı öldürmek için eski MİT’çi Korkut Eken’le Kıbrıs’a gittiklerini itiraf ediyor. Eken’in kendisine silah verdiğini ve susturucunun nasıl kullanıldığı öğrettiğini anlatıyor. Eken’in İstanbul’da gerçekleşen daha sonraki görüşmede ise kendisine, “Atilla biz Kıbrıs işini hallettik biliyor musun?” dediğini söylüyor.
MART YA DA NİSAN’DA GÖRÜŞTÜK
Gazeteci Kutlu Adalı 6 Temmuz 1996 gecesi evinin önünde gerçekleştirilen silahlı saldırıda öldürülmüştü. Atilla Peker, aynı yıl mart ya da nisan ayında kardeşi Sedat Peker’in çağrısı üzerine Korkut Eken’le Ankara Sheraton Otel’de buluştuğunu anlatıyor. Peker, “Orada Korkut Eken ile kendisinin bulunduğu ortamda Kıbrıs’a Korkut Eken ile birlikte gitmem gerektiğini polis ve askerlerimizi şehit eden terörist kişilerin bulunduğunu ve bu kişilerin öldürülmesi gerektiğini söylediler.”
THY UÇAĞIYLA GİTTİK, KONTROLE GİRMEDİK
Atilla Peker, ertesi gün Korkut Eken’le birlikte THY’nin tarifeli ucağı ile Kıbrıs’a gittiklerini anlatıyor. İfadeye göre uçağa kontrol bile yapılmadan biniyor: “Kontrol yapılmadan uçağa doğru geçerken önce memurlara cebinden çıkardığı birkaç kimlik arasından seçerek Mustafa kimliği gösterdi ve kendini kaydettirdi. Korkut Eken bana ‘JERIKO’ bir silah verdi ve belimde silah olmak suretiyle uçağa bindik.”
GALİP MENDİ’YLE BULUŞUYORLAR
“Kıbrıs’a indik, ismini hatırlamadığım bir otele yerleştik sonra aynı gün Kıbrıs’ta Sivil Savunma Daire Başkanlığı’na gittik. Orada Kurmay Albay Galip Mendi ile tanıştım, yardımcısı Enver Tosun yarbay ile tanıştım. Sonrasında yan odada Korkut Eken “Uzi” marka bir silahı bana verdi, bu silahın nasıl kullanılacağını ve susturucunun nasıl sökülüp takılacağını öğretti.
BEYAZ TOROS’LA KEŞİF YAPTIK
“Bir sonraki gün beyaz Reno Toros marka araçla Kutlu Adalı isimli şahsın akşam hava karardıktan sonra evinin çevresinde keşif yaptık. Hatırladığım kadarıyla evi yola yakın bahçeli bir evdi. Önünde ufak bir bahçesi vardı. Şahsın evinde kalabalık dört beş kişilik bir kalabalık olduğunu farkettik bu nedenle içeri girmedik, o esnada benim belimde Jeriko silah ve elimde susturuculu Uzi marka silah vardı.”
HEPSİNİ ÖLDÜR
“Ertesi gün tekrar geldik, gündüzleri de evinin etrafında birkaç sefer keşifte bulunduk, yine evden çok sesler geliyordu; bunun üzerine Korkut komutan bana dedi ki ‘Üç kişi de olsa bunların hepsi PKK’lıdır. PKK’lı ile dost olan da PKK’lıdır, hepsini öldürmende bir mahsur olmaz’ dedi.”
ALAY KOMUTANI DEVREYE GİRİYOR
Kutlu Adalı’yı öldürebilecek bir ortam oluşmaması üzerine Korkut Eken, bir alay komutanının yardımını istiyor. Buna göre Kutlu Adalı kimseye fark ettirilmeden gözaltına alınıp, Korkut Eken’e teslim edilecek: “Üçüncü gün bir piyade alay komutanının makamına gittik. Korkut Eken, Kutlu Adalı isimli şahsın aracının güvendiği iki rütbeli tarafından durdurularak şahsın bize teslim edilmesinin sağlanmasını istedi.”
KALABALIĞI GÖRÜNCE VAZGEÇTİK
“Bir iki saat sonra şahsın durdurulduğu haberi geldiğinde biz de hızlı adımlarla Alay Komutanlığı binasından çıktık. Şahsın yanında 15 yaşlarında bir çocuk vardı, kişinin alayın içine sokulmuş olduğunu etrafının da askerlerce sarılmış olduğunu görünce tekrar Alay Komutanı’nın makamına geri döndük; orada alay komutanını azarladı, ‘Ben sana böyle mi söyledim’ dedi. Sivil Savunma Daire Başkanlığı’na geri gelik ve ertesi gün de tekrar Türkiye’ye geri döndük, ancak Korkut Komutan bana ‘Atilla buraya geleceğiz’ dedi.”
CEZAEVİNDEN OTELE GEÇTİM, GÖRÜŞTÜK
“Sonrasında ben bir yaralama nedeniyle Paşakapısı Cezaevi’nde bulunduğum sırada beni cezaevinde yanımda bulunan cep telefonumdan arayarak kendisinin Klasis Otel’de kaldığını ziyarete geleceğini söyledi; bende abi ‘Cumartesi, pazar ziyaret yok. Ben hastaneye çıkacam sizi Klasis’e otele ziyaretinize gelicem’ dedim ve o tarihte cezaevinin hastane için ring aracı yoktu. Bu şekilde taksiyle gardiyan ve askerler eşliğinde hastaneye gittim. Hastane çıkışında iki sivil araç gelmesini sağladım ve bulunduğu Silivri Klasis Otel’e bu araçlarla bir gardiyan ve askerlerle gittik.”
BİZ O İŞİ HALLETTİK
“Erlere ve gardiyana lobide oturmalarını söyledim. Korkut komutanın olduğu odaya çıktım, odada Reis Sedat Peker ve birkaç kişinin olduğunu gördüm. Korkut Eken astsubay ve uzman çavuşun alnından öperek ‘Atilla’ yı getirdiğiniz için teşekkür ederim’ dedi. Bana hitaben gülerek, “Atilla biz Kıbrıs işini hallettik biliyor musun’ dedi. Sonra sabaha doğru cezaevi sayımından önce cezaevine döndüm.”
GALİP MENDİ, ERGENEKON’DAN TUTUKLANMIŞTI
Korgeneral Galip Mendi, 3 Eylül 2008’de Kocaeli Garnizon Komutanı olduğu dönemde Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanmıştı. Kutlu Adalı’nın öldürüldüğü dönemde, Kuzey Kıbrıs’ta Güvenlik Kuvvetleri Komutanı olarak görev yapıyordu. Adalı’nın, başında Galip Mendi’nin bulunduğu Sivil Savunma Teşkilatı tarafından öldürüldüğü yönünde yoğun iddialar vardı.
Kutlu Adalı, 23 Mart 1996’da yazdığı bir yazıda 15 Mart’taki St. Barnabas baskınını gündeme getirip, “Baskını gerçekleştirenlerin kullandığı beyaz Renault Toros’un Sivil Savunma Teşkilatı’na ait olduğu doğru mudur?” diye sormuştu. Kutlu Adalı, ilerleyen günlerde de söz konusu baskınla ilgili yazılarına devam etti. 2 Nisan 1996 tarihinde tehdit edildiğini açıkladı. Adalı’nın açıklaması ve tehditler hakkındaki uyarıları emniyet yetkilileri tarafından dikkate alınmadı. Eşinin iddiasına göre, tehditlerden biri bizzat Galip Mendi’den geldi.
Eşi İlkay Adalı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye aleyhine dava açtı. 31 Mart 2005’te mahkeme, cinayet hakkında yeterli ve inandırıcı araştırma yapılmadığı gerekçesi ile Türkiye’yi mahkûm etti.