İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi emekli öğretim üyesi ve Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Hasan Yazıcı, Türkiye’nin Covid-19 hastalığı sıklığı açısından dünyanın en kötü ülkelerinden olduğunu belirterek, Bilim Kurulu üyelerinin dahi, Koronavirüs verilerine erişiminin olmadığına vurgu yaptı. Yazıcı, “Bir salgının, elde olan veriler açıklıkla paylaşılmadan ve bu veriler üzerinde çalışılmadan, tartışılmadan yapılan bir danışmanlıkla ve bu danışmanlığı da dikkate alan veya almayan kararlarla yönetilmesine gerçek bir akıl tutulması denmezse neye denir bilemiyorum” ifadesini kullandı.
Yazıcı, sarkac.org‘da yayımlanan “Salgın verilerinin paylaşılmasında ‘akıl tutulması'”” başlıklı yazısında, “Turkuaz tabloda her gün, 4’ü oran olmak üzere 10 veri başlığı var. Bunlar arasındaki herhangi bir oranın ne demek olduğunu anlamak için söz konusu oranın pay ve paydasını bilmek gerekir. Bu oranlardan en anlaşılamaz olanı, hasta zatürre oranı denileni. Anlaşılan Bilim Kurulu üyeleri de bu oranın pay ve paydasınının neyi ifade ettiğini bilmiyorlar” dedi.
Covid-19 karşılaştırmalı veriler
“Önce Bilim Kurulu’nun sonra da toplumun, yani ortak aklın, tam olarak bilmediği başka neler var?” diye soran Yazıcı, şunları sıraladı:
- Her şeyden evvel verilen sayıların yaş, cinsiyet , eşlik eden hastalıklar, sosyoekonomik düzey, yerleşim ve çalışma adresleri açısından dökümleri bilinmiyor.
- Verilen vaka sayılarının salt COVID-19 testi pozitif olanlar olduğu birkaç kez açıklandı. Ancak verilen hasta ve vefat sayıları da salt pozitifler arasından mı veriliyor? Öyle ise önemli sayıda testi negatif COVID-19 hastasına ne olduğunu bilmiyoruz.
- Yapılan test sayısı tam olarak neyi gösteriyor? Bir kişiye birden fazla test yapılabildiği gibi testler hastalık yakınması olanlara, onların yakınlarına, onlarla aynı yerde çalışanlara, bende hastalık var mı diye soranlara, bir kısmı ise yurt dışından gelen ve gidenlere vb. de yapılıyor. Bu ayrıntıları bilmeden salgının gidişi açısından sağlıklı fikir yürütmek olanak dışıdır.,
- Hasta tanımından tam ne kastediliyor? Toplumda hasta sayısının görece az olduğu dönemlerde bu sadece hastaneye yatanları belirtebilir. Ancak halen olduğu gibi hasta sayısı çoğaldığında hangi durumdakiler hasta olarak sayılıyor? Ayrıca toplam hasta sayısı ve tablodaki diğer sayılar ve oranlar mesela ayakta ve yatarak tedavi olanlar arasında nasıl dağılıyor?
- Hastaların hastanede ve yoğun bakımda kalma süreleri ne kadar? Bu süre hastalığın izlenmesi ve uygulanan tedavilerin etkinliklerini incelemek açısından çok önemli.
- Şimdiye kadar aşı uygulanan kişilerle ilgili bilgiler: En basitinden kaç tanesi hastalığa yakalandı? Kaç kişi hastaneye yatırıldı? Ve kaç kişi yoğun bakıma alındı? Kaç kişi vefat etti?
- Hastalığı geçirmiş olanlar arasında – bunlar aşılı veya aşısız olabilir- tekrar hastalığı yakalanma sıklığı ne kadar?
- Sağlık Bakanlığı’nın elinde ne kadar rastlantısal toplum örneklerinden alınmış veri var? Bu konuda maalesef dünyada da az veri bulunuyor.