Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 124 emekli general ve amiral, Başkan Joe Biden’ı hedef alan bir bildiri yayımladı.
Bildiri, “Ulusumuz büyük bir tehlike içerisinde. 1776’daki kuruluşumuzdan bu yana hiç olmadığı kadar Anayasal Cumhuriyet olarak hayatta kalmak için mücadele ediyoruz. Çatışma; Sosyalizm ve Marksizm destekçileri ile Anayasal hürriyet ve özgürlük destekçileri arasındadır” ifadeleri ile başlıyor.
“Halkın iradesini doğru yansıtan adil ve dürüst seçimler olmazsa Anayasal Cumhuriyetimiz kaybolur” denilen emekli askerlerin bildirisinin devamında, “Seçim bütünlüğü, her vatandaş için bir yasal oy kullanılmasını ve sayılmasını gerektirir. Yasal oylar; Eyalet Yasama Meclisinin onayladığı resmi kimliklerdir. Bugün pek çok kişi, adil ve dürüst seçimlerden kaçınmak için bu tür sağduyulu kontrolleri ‘ırkçı’ olarak nitelendiriyor. Irksal terimler kullanmak zalimce bir sindirme, gözdağı taktiğidir. Ayrıca (toplumsal) bütünlüğün sağlanması için seçim sürecinde ‘Hukukun Üstünlüğü’ uygulanmalıdır.” ifadelerine yer veriliyor.
Bildiride Demokrat Partililerin Kongre’deki çoğunluklarına ve Başkan Biden yönetimine atıfla, “Ülkemiz, Demokrat Kongre ve mevcut yönetim altında sola, Sosyalist ve Marksist bir tiranlık hükümetine doğru sert bir dönüş yaptı” uyarısında bulunuluyor ve “Anayasal Cumhuriyetimizi savunmak için her daim harekete geçecek kongre ve başkan adaylarının seçilmesiyle bu duruma karşı konulması gerekiyor” sözleriyle bir anlamda Cumhuriyetçi Partililere hazır olmaları çağrısında bulunuluyor.
Mektup Başkomutan sıfatıyla Biden’ın ‘zihinsel ve fiziksel durumu’nu sorguluyor ve Meksika sınırı gibi ‘önemli’ konularda alarm verildiğini öne sürüyor.
Keza emekli askerler, Kongre liderlerini, “Kongre Binası çevresinde binlerce asker konuşlandırıp ABD ordusunu, siyasi piyon olarak kullanmakla” suçluyor.
Hatta grubun web sitesinde, emekli general ve amiraller, 1776’daki ülkenin kuruluşundan bu yana hiçbir zaman olmadığı kadar bir Anayasal Cumhuriyet olarak hayatta kalma mücadelesi verildiği iddiasında bulunuyor.
Bildiride şu ifadeler yer alıyor:
“Açık sınırlar, insan ticaretini, uyuşturucu kartellerini, terörist girişlerini, sağlık / Covid-19 tehlikelerini ve insani krizleri artırarak ulusal güvenliği tehlikeye atmaktadır. Yasa dışı kişiler yüksek ekonomik maliyet, suç, ücretlerin düşürülmesi ve bazı eyaletlerde yasadışı oy kullanmayı beraberinde getiriyor. Sınır kontrollerini yeniden kurmalı, (Meksika sınırına) duvarı inşa etmeye devam etmeliyiz. Egemen ulusların sınırları kontrollü olmalıdır.
Çin, Amerika için en büyük dış tehdittir. Çin Komünist Partisi ile işbirliğine dayalı ilişkiler kurmak, onları askeri, ekonomik, politik ve teknolojik açıdan dünya hakimiyetine doğru ilerlemeye devam etmeleri için cesaretlendiriyor. Dünya hakimiyeti hedeflerini engellemek ve Amerika’nın çıkarlarını korumak için daha fazla yaptırım ve kısıtlama uygulamalıyız.
İran Nükleer Anlaşması’na yeniden dönmek, İran’ın nükleer silahlar edinmesi ve bunu gerçekleştirmenin yollarıyla sonuçlanacaktır. Ortadoğu’daki barış girişimlerini altüst edilecek sloganları ve hedefleri arasında “Amerika’ya ölüm”, “İsrail’e ölüm” olan bir terörist ulusa yardım edilmesine neden olacaktır. Yeni Çin – İran anlaşmasına direnmeliyiz ve İran Nükleer Anlaşmasını desteklememeliyiz. İlaveten Ortadoğu barış girişimleri, “Abrahim Anlaşmaları” çerçevesinde olmalı ve İsrail’e destek sürdürülmeli.
Başkomutanın zihinsel ve fiziksel durumu göz ardı edilemez. Hızlı bir şekilde doğru ulusal güvenlik kararları verebilmelidir. Her yerde, gece veya gündüz, ruh ve yaşamı ilgilendiren durumlarda. Her zaman tartışılmaz bir emir komuta zincirine sahip olmalıyız.
Bildiriye tepkiler
Bildiri Amerikan kamuoyunda duyulmaya başladıkça, orduda görevli ve emekli askerler bildiriyi eleştiriyor.
Biden’ın 2020 seçimlerini çaldığını, seçimlerin Biden lehine değiştirildiğini ve ülkenin ‘derin bir tehlike’ içerisinde olduğunu ileri süren süren ve kendini “Flag Officers 4 America” olarak tanıtan grubun bildirisinin ardından çok sayıda muvazzaf ve emekli asker, söz konusu mektuba sert tepki gösterdi. Askerler, ordunun partizan bir sürece çekilmesinin tehlikeli sonuçları olacağı uyarısında bulundu.
Adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir donanma subayı, bildiriyi “rahatsız edici ve umursamaz” olarak nitelendirdi.
Sivil-asker ilişkileri uzmanı Jim Golby, mektubu, “Böylesine kaba ve bariz bir partizan saldırı için rütbeleri ve ordunun itibarını kullanmaları utanç verici bir çaba” olarak tanımladı.
Halen Hava Kuvvetleri Akademisi’nde öğretim görevlisi olarak ders veren emekli albay Marybeth Ulrich, bildiriyi “anti-demokratik” olarak nitelendirdi.
Ayrıca Ulrich, “Seçimle ilgili büyük yalanı sürdürüyorlar. Aşırı olduğunu düşünüyorum. Çok anti-demokratik bir davranış.” dedi.
Amerika Birleşik Devletleri’nin 17’inci Genelkurmay Başkanı olarak görev yapan emekli Amiral Mike Mullen, ‘sağcı Cumhuriyetçi konuşmalarıyla dolu’ olarak değerlendirdiği bildiriye “Orduya ve dolayısıyla ülkeye zarar veriyor.” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Mullen, amiral ve generallerden hiçbirinin dört yıldızlığı olmadığını, imzacılar arasındaki en üst rütbenin üç yıldız olduğunu belirterek, emekli generalleri ciddiye almadığını belirtti.
Sivil-asker ilişkileri uzmanı Jim Golby de, “Bildirireki tek olumlu işaret, bu mektubu imzalayan subayların çoğunun neredeyse yirmi yıldır ordu dışında olması. Yakın zamanda emekli olan hiçbir asker, rütbelerini ve ordunun itibarını kullanmak için bu utanç verici çabaya katılmadı. Böylesine kaba ve bariz bir partizan saldırısı.” diye konuştu.
Emekli amiral ve generallerin bildirisi
Bu yıl içerisinde emekli amiral ve generallerin bildirisi ilk önce Türkiye’de yayınlanmıştı. 104 emekli amiral Montrö Sözleşmesi dahil bazı konularda açıklama yapmışlardı.
Muvazzaf ve emekli asker bildirisi kervanına Türkiye’nin ardından Fransa katılmıştı. Peş peşe iki bildiri yayınlayan Fransız askerler ‘ülkenin sessizce iç savaşa hazırlandığını’ iddia etmişti.
Bir sonraki bildiri ABD’den geldi. 124 emekli general ve amiral, Türkiye’deki meslektaşlarıyla aynı ‘endişe’ ve ‘kaygıya’ haiz açıklamalarda bulundu.
ABD’li emekli askerlerin söz konusu iddialarının içerdiği bildiriye Biden yönetiminden henüz bir açıklama gelmedi.
Amerikalı askerlerin bir önceki Başkan Donald Trump’la aynı dil ve üslubu ve aynı konulardaki kaygılarını dile getirmeleri ise dikkatlerden kaçmıyor.