Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Enflasyon Araştırma Grubu hakkındaki suç duyurusunun, grubun bültenleriyle birlikte ‘gerekli açıklayıcı bilgileri yayınlamaması’ gerekçesiyle yapıldığını savundu.
Akademisyenler tarafından oluşturulan ENAG, TÜİK’ten farklı bir model kullanarak tamamlayıcı bir enflasyon verisi oluşturmayı hedefliyor. Grubun Ekim 2020’de yayınladığı ilk raporunda eylül ayı enflasyon rakamı TÜİK’in açıkladığının neredeyse dört katı çıkmıştı. TÜİK 2020 yıl sonu enflasyonunu yüzde 14.60 olarak açıklamış, ENAG ise yüzde 36.72 olarak duyurmuştu.
Verileri sokaktaki gerçekleri yansıtmadığı için uzun süredir eleştirilen TÜİK’in ENAG hakkında suç duyurusunda bulunduğu geçen hafta ortaya çıkmıştı.
TÜİK’in suç duyurusunun kapsamına ilişkin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Suç duyurusunun içeriği, ilgili grubun bültenleriyle birlikte gerekli açıklayıcı bilgileri yayınlamamalarıyla sınırlıdır, yayınlanan çalışmanın sonuçları ile ilgisi bulunmamaktadır. Ayrıca ilgili çalışmayı engellemeye veya durdurmaya yönelik değildir.”
Türkiye İstatistik Kanunu’nundaki maddeleri hatırlatan TÜİK, araştırma sonuçlarının basın ve yayın yoluyla kamuoyuna açıklanması halinde, araştırmanın kapsam, örnekleme yöntemi ve örnek hacmi, veri derleme yöntemi ve uygulama zamanının araştırma sonuçlarıyla birlikte açıklanması gerektiğini belirtti. Bunun kanuni yükümlülük olduğu ifade edildi.
ENAG, kullandığı metodolojiyi ocak ayında Maliye ve Finans Yazıları isimli hakemli dergide detaylıca anlatmış, bir özetini de web sitelerinde yayınlamıştı.
ENAG ne demişti?
ENAG’ın kurucularından Prof. Dr Veysel Ulusoy dün Cumhuriyet’teki köşesinde şunları yazmıştı:
“… günlük enflasyon oranları Harvard Üniversitesi’ndeki proje dışında kayda değer hiçbir kurum tarafından ölçülmedi bu zamana kadar…
ENAGrup, (Enflasyon Araştırma Grubu) Türkiye ekonomisi için bu boşluğu doldurmaya çalışıyor. Diğer bir ifadeyle, günlük enflasyon verilerini hesaplıyor ve akademinin hizmetine sunuyor. Bu hizmeti, tüm ilgili birimlerle de talep doğrultusunda paylaşılmaya hazır hale getiriyor.
Böylece her ekonomik birim günlük kararlarında bu verileri kullanabilecek ve daha etkin kararlar verebilecek nitelikte olacak, Harvard’da olduğu gibi ENAGrup, bunu resmi makamlarla da paylaşacak, ekonominin daha etkin dengelere ulaşması için katkı yapacaktır, şüphesiz.
Ayrıca söz konusu toplumsal getirinin herkesin yararına olduğunu da belirtmeye gerek yoktur düşüncesindeyim.
Teknolojik gelişmenin iliklerimize kadar hissedildiği şu günlerde yeni, daha az maliyetli ve modern yöntemlerle veri toplamanın önüne set germenin kimseye faydası olmayacağı çok açık.
ENAGrup gibi enflasyonu günlük elde edebilen birim, bir rakip olarak değil de tamamlayıcı olarak algılanır ise toplumsal bilgi birikimi artar. Bilime bilgiyle yaklaşmak herkes için fayda sağlayacaktır.”