Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ‘ilk kabine toplantısının en önemli gündem maddelerinden biri’ dediği yeni normalleşme takvimini önümüzdeki günlerde açıklayacağını duyurdu.
Erdoğan, ‘81 İlden 560 Gençle En Uzun İftar Sofrası‘ programına, Vahdettin Köşkü’nden videokonferans aracılığıyla bağlandı.
AA’nın aktardığına göre programa katılan Ankara Adalet Nizamoğlu Anadolu Lisesi 12’nci sınıf öğrencisi Umut Kelepircioğlu, “Gerekli hijyen koşulları sağlandıktan sonra okullarımız açılacak mı?” sorusunu yöneltti.
Erdoğan’ın yanıtı şöyle: “İnşallah 17 Mayıs itibarıyla başlayacak yeni normalleşme takvimimizi önümüzdeki günlerde açıklayacağız. İlk kabine toplantımızın en önemli gündem maddelerinden bir tanesi de zaten bu olacak. Bu takvimde okulların açılışıyla ilgili süreç de yer alacak. Salgının şüphesiz ki inişli çıkışlı seyri bu tür konularda çok önceden kesin tarihler vermemize mani oluyor. Bakınız şu anda ciddi manada vefat sayısında düşüş var. Tabii bu aldığımız tedbirlerin netice vermeye başladığını gösteriyor. Vaka sayılarında da çok ciddi düşüş var. Fakat gerektiğinde şartları zorlama pahasına sizleri okulunuzla buluşturmak için her türlü gayreti gösterdiğimizden emin olabilirsiniz. Zira herhalde bir gencin en büyük aşkı öğretmenidir, okulundaki arkadaşlarıdır, okuludur. Onun için derdimiz bir an önce sağlıklı bir şekilde okullarınıza kavuşmak ve tekrar derslerinize dönmeniz, hocalarınızla bir arada olmanız.”
İstanbul Medipol Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü 1’nci sınıf öğrencisi Mihal Sarıyıldız’ın, Adalar’daki 978 atın akıbetini sorması üzerine Erdoğan Adalar’daki atların bir canlıya yakışmayacak şartlarda çalıştırılması ve muhafazasının uzunca bir süredir gündemlerinde olduğunu söyledi.
Bu konuda eski belediye başkanları rahmetli Kadir Topbaş ve Mevlüt Uysal’ın çeşitli çalışmalar yaptıklarını aktaran Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “Ancak bu hazırlıklar uygulanamadan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yönetim değişti. Ardından da hala ne olduğuna dair tatmin edici bir açıklamanın yapılamadığı müessif hadise yaşandı. Hayvan hakları konusunda ortalığı toza dumana katanların bu hususta hiç ses çıkarmamaları da ayrı bir ikiyüzlülük örneğidir. Bu işin ideolojik boyutu olamaz. Hayvanlara acımanın ideolojik boyutu tam aksine olması lazım. Nedir o? Hayvanı seveceksin ve onların bu ızdıraptan kurtulması için ne gerekiyorsa bunu yapacaksın. Bize haber geldi, İçişleri Bakanım beni aradı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da yanındaydı. Ben dedim ki, ‘Ne gerekiyorsa yapalım.’ Söyledikleri, ‘Burada elektrikli araçlar kullanabilir miyiz?’ Hayırlı olsun kullanın, yeter ki hayvanlar bu ızdırabı çekmesin. İstanbul’un atlarına dahi sahip çıkıp, hesabını veremeyenlerin diğer konularda neler yaptıklarını düşünmek bile istemiyoruz. Hiç şüphesiz tüm bu olup bitenleri, İstanbul halkıyla birlikte milletimiz görüyor, değerlendiriyor. Günü geldiğinde bunların hesabı sandıkta feraset sahibi tüm İstanbullular tarafından sorulacaktır, ben buna inanıyorum.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Adalar’daki faytona koşulan atları belediye, sivil toplum kuruluşu (STK) ve üniversitelerin sahiplendiğini bildirmişti. Mevzuat gereği mikroçipleri takılıp sağlık raporları alınarak sahiplendirilen atlar, ilgili kurumlara protokolle teslim edilmişti. Böylece belediyenin yükümlülüğü sona ermiş, atların izlenmesi Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sorumluluğuna geçmişti.
Adalar’daki atların durumuna sessiz kalanları ikiyüzlülükle suçlayan Erdoğan’ın 24 Haziran 2018 seçimleri sonrası ilk 100 gün vaatleri arasında yer alan hayvan hakları yasası ise hala çıkmadı. Vaatlerin gerçekleştirilmesi için süre 14 Kasım 2018’de dolmuştu.