CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Kanal İstanbul Projesine talip olacak bir ülke olursa, iktidara geldiklerinde o ülkeye karşı mesafe koyacaklarını, paralarını kesinlikle ödemeyeceklerini’ söyledi ve “Türkiye, soyulacak bir ülke değildir. Bizden bir banka buraya kredi verirse günü geldiğinde o da görür. Bakın bu kadar açık, net söylüyorum. Bu ülke talan ülkesi değildir.” dedi.
HDP’nin Millet İttifakı içinde olmadığını, ancak demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerden biri olduğunu söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, T24’ten Murat Sabuncu’ya konuştu.
AK Parti’nin artık Türkiye’yi yönetemediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“AK Parti artık Türkiye’yi yönetemiyor. Yani, bu noktaya gelmiş durumda. Bir şeyler yapmak istiyor ama beceremiyor. Bizi eleştirmek istiyor ama eleştiremiyor. Çünkü aslında ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Samimi olarak düşüncemi ifade etmek gerekirse, ülkeyi yönetemiyorlar. Yönetemediklerinin de farkındalar. Sözde, bizim ‘128 miyar dolar nerede?’ sorumuzu en azından tiye alacaklardı, bunun doğru olmadığını sözde ifade edeceklerdi ama onlar da gayet iyi biliyorlar ki bu sorunun cevabını veremediler. ‘128 milyar dolar nerede?’ sorusu hala yanıt bekliyor.” sözleriyle AK Parti’yi eleştirdi.
“Türkiye savaşa girse kendisine ait bir senti bile yok”
Animasyon filmine atıfla “Bu aslında espriyle geçiştirilecek bir olay değil” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti herhangi bir savaşa girse kendisine ait bir senti bile yok. Merkez Bankası’nda şu anda eksi 46 milyar dolarlık bir rezerv var. Merkez Bankası’nın yetkilerini siz, bir protokolle elinden alıp Hazine ve Maliye Bakanlığı’na veriyorsunuz, Hazine ve Maliye Bakanlığı bu parayı niçin, hangi gerekçelerle, hangi kur üzerinden sattığını açıklamıyor. ‘128 miyar dolar nerede?’ sorusunun peşini bırakmayacağız.”
“Beşli çete buradan ne kadar para aldı?”
2001 krizi sırasında Merkez Bankası’nın 5 milyar dolarlık döviz satışının tartışma yarattığını, 2003 yılında Erdoğan’ın bu konuda “Tüyü bitmemiş yetimin hakkını soracağım” dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Bütün AK Partiler de alkışladı. Şimdi, değil 4 milyar 900 milyon dolar, 128 milyar dolar, üstelik Merkez Bankası da değil. Yasalara aykırı olarak bir protokolle Merkez Bankası’nın yetkisi alınıyor, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na devrediliyor, Hazine ve Maliye Bakanına deniyor ki; Bu parayı ben talimat vereceğim, kim istiyorsa o kur üzerinden verin. Acaba beşli çete buradan ne kadar para aldı? Beşli çete kaç lira döviz aldı ben merak ediyorum” diye konuştu.
“İktidar, İmamoğlu’nu nasıl hizmet edemez hale getiririz arayışı içinde”
Türbe ziyaretinde ellerini arkadan bağladığı için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik incelemeyi ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Yaptığı bana göre suç” sözlerini değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi: “Akıl dışı. Akılla bağdaşmayan, hukukla bağdaşmayan, normal yaşamla bağdaşmayan bir tanımlama. ‘Bana göre suç’, iyi de siz kimsiniz? Siz, Ceza Kanunu musunuz? Sizin her söylediğinizin bir yasa metni olduğunu söyleyen bir TBMM kararı mı var? Nerden alıyorsunuz siz böyle bir yetkiyi? Bana göre suç; bunu söyleyen de işin garip tarafı devletin bütün güvenlik güçlerini yöneten kişi aynı zamanda. Size göre suç olduğu andan itibaren, yani suç şahsileştiği andan itibaren o zaman herkes beğenmediği kişiyi suçlayabilir. Şu soruyu sormak lazım; İçişleri Bakanı, bu gücü nerden alıyor? Bu anlayışı nerden alıyor? Erdoğan’dan alıyor… Baş öyleyse etrafı da böyle olacaktır. Kendisine göre suç yaratacaktır. Efendim, suçmuş da yine de soruşturma için izin vermeyecekmiş. Ver kardeşim. Eğer suç konusunda soruşturma izni vermiyorsan o zaman sen suçlusun…”
Kılıçdaroğlu: Kanal İstanbul ihalesine girecek ülkeye mesafe koyacağız
Kanal İstanbul projesini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, şu görüşleri dile getirdi:
“O havzayı gezdim. Olağanüstü güzel bir doğa harikası aslında. Tarihi eserleri var. Orayı yok edeceksiniz. Şunu açık ve net olarak ifade edeyim. İster ihale etsinler, ister etmesinler, kime verirlerse versinler. İktidar olduğumuzda; bir, eğer o ihaleye giren yabancı bir ülke olursa biz o yabancı ülkeyle aramıza mesafe koyacağız. İki; bunların paralarını kesinlikle ödemeyeceğiz. Nereye giderlerse gitsinler. Türkiye, soyulacak bir ülke değildir. Türkiye, birilerine rant yaratacak bir ülke değildir. Eğer bir rant varsa bir yerde, o rantın sahibi orada yaşayanlardır. Orada yaşamayıp, efendim bilmem hangi ülkede yaşadım, orada arsalar aldım, büyük vurgunlar vuracağım. Türkiye Cumhuriyeti, size rant sağlamak zorunda değil ki. Hükümetin, oturması konuşması lazım. Burada eğer bir rant varsa, bu rant İstanbullularındır. Ne kanalı? Ne yapıyorsunuz siz bu kanalla? Dünyanın parasını buraya nasıl gömüyorsunuz? Onu yapacağınıza Harran Ovası duruyor orada. Mavi tünel, Konya Ovası bekliyor. Hadi gidin Aksaray- Mersin demiryolunu yapın. Hızlı trenleri yapın. Samsun- Mersin petrol boru hattını yapın. İskenderun petrol boru hattını yapın. Yük azalmış olur en azından. Boğazların yükü hafiflemiş olur. Bütün bunlar, çok daha düşük maliyetlerle, çok daha ekonomik üstelik, Türkiye ekonomisine katkı yapacak dünyanın projeleri var. Paraları buraya harcayın. Neden oraya harcanıyor? Hangi gerekçeyle açıklamıyor? Toplumun önüne çıkıp aklı başında bir adam açıklamış değil. Çünkü bu akılcı bir proje değil. Ben bunun gerçekleşeceğini sanmıyorum. Arada bir gündem değiştirmek için bunu yapıyorlar. Hiçbir ülkenin şirketinin de kalkıp bu projeye gireceğini de düşünmüyorum. Bankaların buna finans kaynağı ayıracağını da düşünmüyorum. Eğer bizden bir banka buraya kredi verirse günü geldiğinde o da görür. Bakın bu kadar açık, net söylüyorum. Bu ülke talan ülkesi değildir. Herkesin sorumluluğu vardır. Kredi açanın da sorumluluğu vardır. Bizimle dost olan ülkelerin de kendilerine göre sorumluluğu vardır.”
“Devlet ve İçişleri Bakanı, mafya örgütlerine seyirci”
Sedat Peker’in eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve oğlu AK Parti Milletvekili Tolga Ağar üzerinden iktidara yönelik iddialarını değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu, şu şekilde konuştu:
“Devleti yönetememe. Bazı çevrelere teslim olma. Değişik mafya örgütleri var Türkiye’de, bunlar zaman zaman bir araya geliyorlar, zaman zaman da çatışma içindeler. Sedat Peker, yurt dışına giderken bunlar ne kadar suçlu olup olmadığını bilmiyorlar mıydı? Biliyorlardı. Pasaport verildi mi? Verildi. Gönderildi mi? Gönderildi. Bir başka mafya lideri, bir ülkenin siyasal partisinin lideri olan bir kişi tarafından hapishanede ziyaret edildi mi? Edildi. Serbest bırakıldı mı? Bırakıldı? Onunla ilgili özel düzenleme yapıldı mı? Yapıldı. Eski bir İçişleri Bakanı bunlarla beraber bir fotoğraf verdi mi? Verdi. Şimdi kendi aralarında kavga var ve devlet seyirci. Garip olanı bu. İçişleri Bakanı, bu tartışmalara sadece seyirci.”